T.C. İÇİŞLERİ BAKANLIĞI
WEB SİTESİ GİZLİLİK VE ÇEREZ POLİTİKASI
Web sitemizi ziyaret edenlerin kişisel verilerini 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu uyarınca işlemekte ve gizliliğini korumaktayız. Bu Web Sitesi Gizlilik ve Çerez Politikası ile ziyaretçilerin kişisel verilerinin işlenmesi, çerez politikası ve internet sitesi gizlilik ilkeleri belirlenmektedir.
Çerezler (cookies), küçük bilgileri saklayan küçük metin dosyalarıdır. Çerezler, ziyaret ettiğiniz internet siteleri tarafından, tarayıcılar aracılığıyla cihazınıza veya ağ sunucusuna depolanır. İnternet sitesi tarayıcınıza yüklendiğinde çerezler cihazınızda saklanır. Çerezler, internet sitesinin düzgün çalışmasını, daha güvenli hale getirilmesini, daha iyi kullanıcı deneyimi sunmasını sağlar. Oturum ve yerel depolama alanları da çerezlerle aynı amaç için kullanılır. İnternet sitemizde çerez bulunmamakta, oturum ve yerel depolama alanları çalışmaktadır.
Web sitemizin ziyaretçiler tarafından en verimli şekilde faydalanılması için çerezler kullanılmaktadır. Çerezler tercih edilmemesi halinde tarayıcı ayarlarından silinebilir ya da engellenebilir. Ancak bu web sitemizin performansını olumsuz etkileyebilir. Ziyaretçi tarayıcıdan çerez ayarlarını değiştirmediği sürece bu sitede çerez kullanımını kabul ettiği varsayılır.
Web sitemizi ziyaret etmeniz dolayısıyla elde edilen kişisel verileriniz aşağıda sıralanan amaçlarla T.C. İçişleri Bakanlığı tarafından Kanun’un 5. ve 6. maddelerine uygun olarak işlenmektedir:
Web sitemizi ziyaret etmeniz dolayısıyla elde edilen kişisel verileriniz, kişisel verilerinizin işlenme amaçları doğrultusunda, iş ortaklarımıza, tedarikçilerimize kanunen yetkili kamu kurumlarına ve özel kişilere Kanun’un 8. ve 9. maddelerinde belirtilen kişisel veri işleme şartları ve amaçları kapsamında aktarılabilmektedir.
Çerezler, ziyaret edilen internet siteleri tarafından tarayıcılar aracılığıyla cihaza veya ağ sunucusuna depolanan küçük metin dosyalarıdır. Web sitemiz ziyaret edildiğinde, kişisel verilerin saklanması için herhangi bir çerez kullanılmamaktadır.
Web sitemiz birinci ve üçüncü taraf çerezleri kullanır. Birinci taraf çerezleri çoğunlukla web sitesinin doğru şekilde çalışması için gereklidir, kişisel verilerinizi tutmazlar. Üçüncü taraf çerezleri, web sitemizin performansını, etkileşimini, güvenliğini, reklamları ve sonucunda daha iyi bir hizmet sunmak için kullanılır. Kullanıcı deneyimi ve web sitemizle gelecekteki etkileşimleri hızlandırmaya yardımcı olur. Bu kapsamda çerezler;
İşlevsel: Bunlar, web sitemizdeki bazı önemli olmayan işlevlere yardımcı olan çerezlerdir. Bu işlevler arasında videolar gibi içerik yerleştirme veya web sitesindeki içerikleri sosyal medya platformlarında paylaşma yer alır.
Oturum Çerezleri (Session Cookies) |
Oturum çerezleri ziyaretçilerimizin web sitemizi ziyaretleri süresince kullanılan, tarayıcı kapatıldıktan sonra silinen geçici çerezlerdir. Amacı ziyaretiniz süresince İnternet Sitesinin düzgün bir biçimde çalışmasının teminini sağlamaktır. |
Web sitemizde çerez kullanılmasının başlıca amaçları aşağıda sıralanmaktadır:
Farklı tarayıcılar web siteleri tarafından kullanılan çerezleri engellemek ve silmek için farklı yöntemler sunar. Çerezleri engellemek / silmek için tarayıcı ayarları değiştirilmelidir. Tanımlama bilgilerinin nasıl yönetileceği ve silineceği hakkında daha fazla bilgi edinmek için www.allaboutcookies.org adresi ziyaret edilebilir. Ziyaretçi, tarayıcı ayarlarını değiştirerek çerezlere ilişkin tercihlerini kişiselleştirme imkânına sahiptir.
Kanunun ilgili kişinin haklarını düzenleyen 11 inci maddesi kapsamındaki talepleri, Politika’da düzenlendiği şekilde, ayrıntısını Bakanlığımıza ileterek yapabilir. Talebin niteliğine göre en kısa sürede ve en geç otuz gün içinde başvuruları ücretsiz olarak sonuçlandırılır; ancak işlemin ayrıca bir maliyet gerektirmesi halinde Kişisel Verileri Koruma Kurulu tarafından belirlenecek tarifeye göre ücret talep edilebilir.
Stratejik hedeflerin gerçekleştirilmesi tüm paydaşların ortak sorumluluğudur
Trafik güvenliği hedeflerinin gerçekleştirilebilmesi için hedef odaklı bir liderlik, güçlü bir işbirliği, iyi bir yönetim ile toplumun birlikte çalışmasına ihtiyaç bulunmaktadır. Paydaş bakanlık, kurum ve kuruluşlar arasında iyi bir bilgi paylaşımı ile trafik güvenliğinin analizi, gelinen noktanın anlaşılması, ortaya çıkan problemlerin çözümü ve yeni hedeflerin belirlenmesi sağlıklı bir şekilde yapılabilecektir.
Etkili bir trafik güvenliği yönetimi, etkili bir sistem yönetimini zorunlu kılmaktadır. Karayolu güvenliği sistemi, mahalli ve ulusal seviyede birçok birimin müşterek çabasını gerektirmektedir. Tüm paydaş kurumların karar alma mekanizmalarında ve kendilerine verilen görevlerin trafik güvenliği amaçlarına uygun olarak yerine getirilmesinde ortak paydası Güvenli Sistem Yaklaşımını takip etmeleri olmalıdır.
Etkili bir liderlik ve paydaşlar arasında sağlanan koordinasyon, iyi işleyen bir sistem için çok önemlidir
Uluslararası çalışmalar, etkili bir trafik güvenliği stratejisinin uygulanabilmesi için liderliğin ve paydaş kurumlar arasındaki koordinasyonun önemine dikkat çekmektedir. Trafik güvenliği bakımından gelişme kaydeden ülkelerde, trafik güvenliğinde yaşanması gereken değişime sahip çıkıldığı, farklı toplum kesimleri ile paydaş kurumların aynı amaç için bir araya geldikleri görülmektedir.
Trafik güvenliği alanında görev yapmakta olan herkesin, trafik güvenliği ile nereye varılmak istendiğini bilmesi, bu amaca inanması ve değişimin bir parçası olması gerekmektedir. Bu amaçla başvurulan bir yöntem de merkezi yönetimde ve mahalli idarelerde bu stratejiyi uygulamaya geçirecek olan yapının tesisi ve yeterli kaynak tahsisinin sağlanmasıdır.
Topluma trafik güvenliğinin gerekliliğinin daha iyi anlatılması ve desteğinin alınması gerekmektedir
İnsanların trafik güvenliği konusunda duyarlı oldukları, yeterince anlatılması halinde trafik güvenliğinin önceliğinin farkına varacakları değerlendirilmekte ancak bazen trafik kurallarının cezai veya mali sonuçlarının insanlar tarafından kabulünün zor olduğu da göz ardı edilmemektedir. Bu nedenle, trafik güvenliği risklerinin topluma anlatılması amacıyla yapılacak çalışmalara emek verilmesi ve yatırım yapılması gerekmekte, yönetimin ve toplumun desteği olmaksızın trafik güvenliği hedefinin gerçekleştirilmesi mümkün görülmemektedir.
Trafik güvenliğinde sorumluluğun paylaşımı öncelikli olarak tüm paydaşlarla ortak anlayışların geliştirilmesi suretiyle mümkündür. Trafik probleminin karmaşık yapısı ve çözümlerinin üretilmesi için, öncelikli olarak paydaş bakanlık, kurum ve kuruluşlar nezdinde yeni bir ortak anlayışın geliştirilmesi gerekmektedir. Ayrıca, 2021-2030 Trafik Güvenliği Strateji Belgesi ile ortaya konulan hedeflerin ve vizyonun topluma anlatılabilmesi için trafik sorununun toplum tarafından tartışılmasına ve ortak çözümlerin geliştirilmesine ihtiyaç bulunmaktadır.
Trafik güvenliği alanında son yıllarda sağlanan başarının geliştirilmesine ihtiyaç bulunmaktadır
Karar alma mekanizmasında bulunanlar tarafından doğru kararların verilmesi ve kararların haklılığının topluma anlatılabilmesi amacıyla, trafik güvenliğinde atılan adımlar ile elde edilen sonuçların bilinmesi gerekmektedir. Bu nedenle, trafik güvenliğinin her aşaması ile ilgili doğru ve kaliteli bilgi toplanmasına, başta sosyal ve teknolojik alanlardaki gelişmeler üzere, trafik güvenliği alanındaki gelişmelerin takip edilerek trafik güvenliği için kullanılmasına ihtiyaç bulunmaktadır.
Paydaş kurumların merkez teşkilatlarının, görev alanlarının trafik güvenliğini ilgilendiren yönleriyle ilgili mahalli birimlerine ve uzantılarına doğru, analize elverişli, karşılaştırılabilir, trafik güvenliği açısından iyi uygulamaları ve hangi problemin nasıl çözüleceğini anlatan veri setlerini alt birimleriyle paylaşmaları gerekmektedir.
Şimdiye kadar alınan tedbirler ile bundan sonra alınacak tedbir ve müdahalelerin etkilerinin ölçülmesi gerekmektedir
Şu ana kadar elde edilen tecrübelerden, doğru sonuçlara götüren müdahale ve tedbirlerin geliştirilerek ölçme ve değerlendirmeye uygun biçimde yaygın olarak uygulanmasına ihtiyaç bulunmaktadır. Her alanda yapılan çalışmaların değerlendirilmesi ile yeni alınacak tedbirlerin planlaması sağlanmalıdır.
Strateji Belgesinin ölçme ve değerlendirmeye ayrılan bölümünde detaylı olarak anlatıldığı üzere, kararların veri ve analizlere dayanması ve yine elde edilen sonuçlara göre yeni tedbirlerin planlaması yönetimin gücünü artıracaktır.
Veri ve analizlerin yapılması yatırımların doğru alanlara yönlendirilmesine ve hesap verilebilirliğin güçlendirilmesine önemli katkı sağlamaktadır. Düzenli olarak kamuya açıklanan veriler, bir yandan toplumun stratejik hedeflere sahip çıkmasına, diğer yandan da hedeflere ulaşılıp ulaşılamadığının denetlenmesine yardımcı olmaktadır.
Trafik kazalarına müdahale yöntemi ve hızıyla müdahale sonrası takip edilen yöntemler kazazedelerin hayatta kalmasını sağlamaktadır
Trafik kazalarına yapılan müdahaleler; kaza sonrası kazaya taraf olan kişilerin hayatlarını kaybetmelerinin ve kalıcı sakatlıkların önlenmesini sağlamaktadır. 2021-2030 Trafik Güvenliği Strateji Belgesi’nin önemli odak noktalarından birisi kaza sonrası ölümlerin azaltılması amacıyla kaza sonrası müdahalelerdir.
Trafik kazalarına etkili müdahalelerin gerçekleştirilmesi birden fazla kurum ve kuruluşun işbirliği halinde birlikte çalışmasını zorunlu kılmaktadır. Trafik kazası ihbarının, profesyonel bir yaklaşımla olayın ilk görünüşünü, vehametini ve nasıl bir müdahale gerektiğini öngörecek şekilde alınabilmesi ile başlayan süreç, ambulans, acil kurtarma, itfaiye ve polis ekiplerinin koordineli olarak olaya müdahalesini gerektirmektedir. Olay yerinde hayat kurtaran müdahalenin yapılması akabinde en kısa sürede yeterli donanıma ve uzmanlığa sahip olan tedavi birimine ulaştırılan kazazedelerin yaşama tutunmaları bu adımların tutarlı şekilde organizasyonuna bağlıdır.
Kaza sonrası müdahale, tedavi, bakım ve rehabilitasyon aşamalarını kapsayan bu alanda kurgulanan sistemin sağlıklı olarak faaliyet göstermesi zincir mekanizmasının sağlamlığına bağlıdır.
Güvenli sistem yaklaşımı çerçevesinde, Dünya Sağlık Örgütü ve Dünya Bankası tarafından yapılan çalışmalar sonucunda uzmanlar tarafından geliştirilen Karayolu Trafik Güvenliği Yönetim Sistemi şemasına göre; sadece trafik kolluğu tarafından yapılan trafik denetimleri ile sınırlı kalınmayarak, yol ağının planlanması, dizaynı ve işletilmesi aşamalarında, yol kullanıcılarının ve araçların yol ağına giriş ve çıkış yaptıkları aşamalarda ve kaza mağdurlarının tedavi ve rehabilitasyonu aşamalarında denetimlerin yapılması güvenli bir trafik sisteminin sağlanabilmesi için gerekli görülmektedir.
Şekil: Karayolu Trafik Güvenliği Yönetim Sistemi
Güvenli sistem yaklaşımının özü, trafiği oluşturan yol, araç ve yasal düzenlemeler gibi trafik sisteminin tüm unsurlarının insanın zayıf ve güçlü yönlerine göre şekillendirilmesi ve insanların da kendilerini korumaya yönelik olarak yürürlüğe konulan kurallara ve yapılan düzenlemelere uygun hareket etmesidir.
Etkili bir trafik güvenliği yönetiminin unsurları şunlardır.
a. Mevzuat
b. Kurumsal Yapı
c. Personel
d. Eğitim
e. Araç, Gereç ve Malzeme
f. Stratejik Çalışmalar ve Bütçe
g. Veri Toplama, Analiz ve Değerlendirme
h. Kaza İnceleme
i. Sivil Toplum Kuruluşları ile İlişkiler
j. İşbirliği, Koordinasyon ve Uluslararası Çalışmalar, bu bölümde ele alınmıştır.
a. Mevzuat
Güvenli sistem yaklaşımının esası, insanın trafik güvenliği sisteminin merkezine alınarak korunmasıdır. Mevzuat, istenilen sonuç odaklılığı elde etmek için kurumların yasal görevlerini, sorumluluklarını, hesap verebilirliklerini, müdahalelerini ve ilgili kurumsal yönetim işlevlerini belirleyen ilgili yasal araçlar olarak ifade edilmektedir.66
Trafik güvenliğinin sağlanabilmesi; altyapı hizmetleri, acil müdahale ve ilk yardım, kaza sonrası kurtarma hizmetleri, eğitim, mevzuat, düzenleme ve denetim hizmetlerinin yerine getirilmesi ile mümkündür.
Mevzuat değişikliklerinin yapılmasında şu adımlara dikkat edilmesi önem taşımaktadır;67
•Tespit edilen konu ile ilgili kurumsal değerlendirmenin yapılması,
•Mevcutta yürürlükte bulunan kanun ve yönetmeliklerin gözden geçirilmesi,
•Mevcutta yürürlükte bulunan kanun ve yönetmeliklerdeki boşlukların değerlendirilmesi,
•Mevcutta yürürlükte bulunan kanun ve yönetmeliklerin kapsamının değerlendirilmesi.
Yol kullanıcısı davranışlarına ilişkin mevzuat düzenlemelerinde ise şu hususlara dikkat edilmesi faydalı olacaktır;
•Kuralların denetlenebilir, yol kullanıcıları tarafından kolayca anlaşılabilir ve eğitim düzeylerine uygun olması,
•Kuralların trafik kazalarına etki edebilmesi, yol kullanıcısı davranışlarında değişikliğe yol açabilmesi için uzunca bir süre uygulanması, kısa fasılalarla değiştirilmemesi,
•Kurallara uyumun sağlanması ve Algılanan Yakalanma Risk duygusunun güçlendirilebilmesi için kurallara uyumun denetiminin yüksek seviyede yerine getirilmesi,
•Kural ihlali tespit edildiğinde cezanın gecikmeksizin ve etkili olarak uygulanması,
•Kural ihlallerinin önlenmesi ve denetimin etkinliği için trafik kuralları denetiminin belli bir ihlale yönelik olarak ve belli bir coğrafi alanda yürütülmesi,
•Teknolojik yöntemlerle trafik denetiminin ekonomik olarak daha az masraflı olduğunun göz önünde tutulması,
•Kampanyaların yürütülen denetimleri destekler mahiyette yapılması, denetimle desteklenmeyen kampanyaların beklenenin aksine yol kullanıcılarında kural ihlalini artırdığı, kampanyalar ile birlikte yol kullanıcılarının denetim oranında da artış meydana geldiğini gözlemlemelerinin davranış değişikliğine yol açtığı, aksi halde etkisinin bulunmadığı,
hususlarına dikkat edilmesi gerekmektedir.
Karayolları Trafik Kanunu’nda Son Beş Yılda Yapılan Değişiklikler
29/10/2016 tarihli ve 676 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 23 ve 131’inci maddelerinde değişiklik yapılmıştır. Yapılan değişiklikle;
•Yönetmelikte belirtilen nitelik veya ölçülere aykırı plaka takan, öngörülen sayıda plaka takmayan ya da farklı okunmasına veya okunamamasına neden olacak şekilde plakasında değişiklik yapanlar ile tescilli aracı plakasız kullananlara uygulanacak yaptırımlar artırılmış,
•Başka bir araca tescilli veya sahte plakayı takan veya kullananlar için idari para cezası getirilmiş ve ayrıca bu kişiler hakkında Türk Ceza Kanunu’nun 204’üncü maddesi hükmüne göre işlem yapılması öngörülmüştür,
•Basılı kâğıtlar ve tescil plakalarının yetkilendirilenler dışında basımını veya dağıtımını yapanlara idari para cezası getirilmiş ve ayrıca bu kişiler hakkında Türk Ceza Kanunu’nun 204’üncü maddesine istinaden işlem yapılması öngörülmüştür,
06/01/2017 tarihli ve 680 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 21, 22, 24, 27, 28, 32, 35, 81, 115, Ek 2 ve Ek 18’inci maddelerinde değişiklik yapılmış ve Kanuna Ek 18, Geçici 23 ve 24’üncü maddeler eklenmiştir. Yapılan değişiklikle;
•Motorlu Araç Trafik Belgesi kaldırılarak muayene istasyonlarınca verilen araç muayene raporunun kullanılmasına başlanılmış, Emniyet Genel Müdürlüğü, Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığına ait araçların muayenelerinin kendi kurumlarınca yapılmasına imkan sağlanmıştır.
•Yabancı plakalı araçlara ve sürücülerine uygulanan trafik idari para cezaları tahsil edilmeden o araçların yurt dışına çıkışına izin verilmemesi ve Türk plakalı araç kullanan yabancı sürücülerin trafik cezalarının, cezanın yazıldığı araç sahibinden tahsil edilmesi için düzenleme yapılmıştır.
•Emniyet Genel Müdürlüğünce yürütülen araç tescil işlemlerine ilişkin iş ve işlemlerin Türkiye Noterler Birliği koordinesinde Noterliklere devredilmesi öngörülmüştür.
09/02/2017 tarihli ve 687 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile Kanun’a 65/A maddesi eklenmiştir. Yapılan değişiklikle yolcu ve eşya taşımacılığında kullanılan araçlara kış lastiği kullanma zorunluluğu getirilmiş ve buna ilişkin idari yaptırımlar belirlenmiştir.
24/12/2017 tarihli ve 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile Kanun’a 5/A maddesi eklenmiştir. Yapılan değişiklikle Jandarma Genel Komutanlığı trafik kuruluşlarının trafik denetimine ilişkin görev ve yetkileri, Emniyet Genel Müdürlüğünün merkez, bölge, il ve ilçe trafik kuruluşları, görev ve yetkilerine uygun şekilde Kanunda düzenlenmiştir.
09.07.2018 tarihli ve 30473 mükerrer sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 02.07.2018 tarihli ve 703 sayılı KHK 2918 sayılı Kanun’un 4, 35, 65 ve 98’inci maddelerinde değişiklik yapılmış ve Kanuna Ek 19’uncu madde eklenmiştir. Buna göre;
•4’üncü madde de yapılan değişiklik ile “Karayolu Güvenliği Yüksek Kurulu” kaldırılmış, Karayolu Trafik Güvenliği Kurulunun ise; adı, görev ve yetkileri hariç olmak üzere oluşum şekli, toplanma usul ve esasları, karar alma şekilleri, sekretarya ve bu kurulun Trafik Hizmetleri Başkanlığınca yürütüleceğine ilişkin hükümleri kanun metninden çıkarılmıştır.
•Kanuna eklenen Ek Madde 19 ile “Mevzuatta Karayolu Güvenliği Yüksek Kurulu ile Karayolu Trafik Güvenliği Kuruluna yapılmış olan atıflar, Cumhurbaşkanınca belirlenen kurul veya merciye yapılmış sayılır” şeklinde hüküm tesis edilmiştir.
•Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine geçilmesi nedeniyle 2918 sayılı Kanun’un; 35’inci maddesinin ikinci fıkrasında ve 65/A maddesinin birinci fıkrasında yer alan “Bakanlar Kurulu” ibareleri ile 98’inci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan “Hazine Müsteşarlığının bağlı bulunduğu Bakanlığın teklifi üzerine Bakanlar Kurulu” ibaresi “Cumhurbaşkanı” şeklinde değiştirilmiştir.
26.10.2018 tarihli ve 30577 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 18.10.2018 tarihli ve 7148 sayılı Kanun ile 2918 sayılı Kanun’un 7, 21, 26, 32, 34, 46, 47, 52, 67, 68, 73,74, Ek 2’inci maddelerde değişiklik yapılmıştır. Yapılan değişiklikle;
•Karayolları Genel Müdürlüğü görevlilerine araçları çalışma-dinlenme süresi ve takograf yönünden de denetleme yetkisi verilmiş,
•Hurdaya ayrılan araçların karayolunda kullanımı yasaklanmış,
•Muayene süresi geçen veya emniyetsiz raporu verilen araçlara uygulanacak cezalar artırılmış,
•Emniyet şeridi ihlali - ters yöne girme - ardı ardına birden fazla şerit değiştirme (slalom), spin atma, seyir halinde kendi etrafında dönme gibi ihlallere ilişkin yaptırımlar getirilmiş,
•Hız ihlal cezaları “%10’dan %30’a, %30’dan %50’ye ve %50’den fazla” şeklinde kademelendirilmiş,
•Yaya öncelikli trafik uygulamasına geçilerek görevli bir kişi veya ışıklı trafik işareti bulunmayan ancak trafik işareti veya levhalarıyla belirlenmiş kavşak giriş ve çıkışları ile yaya veya okul geçitlerine ilk geçiş hakkı yayalara verilmiş,
•Kırmızı ışık ihlali, seyir halinde cep/araç telefonu ile benzer haberleşme cihazlarının kullanımı, çakar lamba, siren vb. ışıklı ve/veya sesli cihazların mevzuatta belirlenenlerin dışında kullanımı ve fazla gürültü çıkaran (abart egzoz) araçların kullanımı ile yetkisiz (korsan) taşımacılığa ilişkin yaptırımlar ağırlaştırılmıştır.
10.12.2018 tarihli ve 30621 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 29.11.2018 tarihli ve 7153 sayılı Kanun ile 2918 sayılı Kanun’un Karayolları Genel Müdürlüğünün görev ve yetkilerini düzenleyen 7’nci maddesinin birinci fıkrasında otoyolların habitatları böldüğü yerlerde yaban hayatının korunmasına ilişkin sorumlulukları belirlemek üzere 3 adet yeni alt bent eklenmiştir.
28.12.2018 tarihli ve 3039 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 27.12.2018 tarihli ve 7159 sayılı Kanun ile 2918 sayılı Kanun’a eklenen Geçici 25’inci madde ile;
Trafik idari para cezalarının yeniden değerleme oranlarına tabi tutulmaması ve artırım yapılmadan 2019 yılında da 2018 yılındaki tutarlar üzerinden uygulanması sağlanmıştır.
24.12.2019 tarihli ve 30988 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 06.12.2019 tarihli ve 7196 sayılı Kanun ile; 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanun u’nun 5, 41, 42 ve 71’inci maddelerinde değişiklik yapılmış ve aynı Kanun’un 5/A ve Ek 7’nci maddesi ile 3201 sayılı Kanunun Ek 22’nci maddesi yürürlükten kaldırılmıştır. Yapılan düzenleme ile;
Emniyet Genel Müdürlüğü’nün yeniden yapılandırılması kapsamında benzer iş yapan birimlerin birleştirilerek personel tasarrufu sağlanması, yalınlaştırma ve sadeleştirilmesi amacıyla Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinde düzenlenmek üzere Trafik Hizmetleri Başkanlığı ve bu Başkanlığa bağlı Trafik Uygulama ve Denetleme Dairesi Başkanlığı, Trafik Planlama ve Destek Dairesi Başkanlığı, Trafik Eğitim ve Araştırma Dairesi Başkanlığı ve Trafik Araştırma Merkezi Müdürlüğü kapatılmıştır.
Trafikle ilgili olarak 2918 sayılı Kanun’la Emniyet Genel Müdürlüğü ve Jandarma Genel Komutanlığına verilen görevler İçişleri Bakanlığına verilerek görev, yetki ve sorumluluklara ait esaslar ile İçişleri Bakanlığınca çıkarılacak yönetmelikte belirlenmesi hüküm altına alınmıştır.
Devletin yasama, yürütme ve yargı organlarının üst makamlarına ait olup, Kanun’a eklenen (1) sayılı listede gösterilen araçlar ile görev ve hizmet gerekleri veya güvenlik nedenleriyle geçiş üstünlüğüne sahip olduğu Yönetmelikte belirlenen araçlar geçiş üstünlüğü kapsamına alınmıştır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 5’inci maddesi ile İçişleri Bakanlığına verilen görevlerin yürütülmesine ilişkin yetki ve sorumlulukları belirlemek amacıyla hazırlanan İçişleri Bakanlığının Trafik Görevlerinin Yürütülmesi Hakkında Yönetmelik 26/6/2020 tarihli ve 31167 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.
Karayolları Trafik Yönetmeliği’nde Son İki Yılda Yapılan Değişiklikler
03/08/2019 tarihli ve 30851 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Yönetmelik ile Karayolları Trafik Yönetmeliği’nin 8 ve 9’uncu maddelerinde değişiklik yapılmıştır. Yapılan değişiklikle;
Jandarma merkez ve taşra trafik birimlerinin kuruluşu belirlenmiştir.
Asayiş yönünden jandarma, trafik yönünden polis sorumluluk bölgesinde olan karayollarında, jandarma tarafından el konulan suçlarda kullanılan araçların ve sürücülerinin jandarma trafik birimleri tarafında da denetlenerek tespit edilen ihlallere ilişkin cezai işlem uygulanabilmesine imkan sağlanmıştır.
21/03/2020 tarihli ve 31075 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Yönetmelik ile Karayolları Trafik Yönetmeliği’nin 79’uncu maddesi ve 4 sayılı cetvelde yapılan değişikliklerle Psiko-teknik Değerlendirme ve Psikiyatri Uzmanı Muayenesine ilişkin işlemler ve Psiko-teknik değerlendirme merkezlerinin açılmasına ve psikoteknik değerlendirme ve psikiyatri uzmanı muayenesinde sürücülerde aranılacak şartlar ile değerlendirme ve muayeneye ilişkin usul ve esaslarda değişiklik yapılarak, merkezlerin standartlarına ilişkin bazı düzenlemeler yapılmış ve düzenlenecek raporların elektronik ortamda e-imza ile onaylanmasına imkan sağlanmıştır.
05/06/2020 tarihli ve 31146 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Yönetmelik ile Karayolları Trafik Yönetmeliği’nin 88’inci maddesinde yapılan değişikliklerle ilgili kanunlar ile ikili ve çok taraflı anlaşma hükümleri saklı kalmak üzere, dış ülkelerden alınan sürücü belgeleri ile ülkemizde araç kullanılmasına ilişkin usul ve esaslar düzenlenmiştir.
Diğer Yönetmeliklerde ve Yönergede Yapılan Değişiklikler
•13/02/2018 tarihli ve 30331 sayılı Yabancı Plakalı Araçlara Verilen Trafik İdari Para Cezalarının Tahsiline İlişkin Yönetmelik yayımlanmıştır.
•07/03/2019 tarihli ve 30707 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan yönetmelikle; FTM Görev ve Çalışma Yönetmeliği’nin 3, 4, 7, 9, 12 ve 13’üncü maddelerinde ve Ek-3’te değişiklik yapılmış ve yönetmeliğe Geçici Madde 1 eklenmiştir.
•09/07/2019 tarihli ve 30826 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan yönetmelikle; Fahri Trafik Müfettişliği Görev ve Çalışma Yönetmeliği’nin 7’nci maddesinde değişiklik yapılmıştır.
•31/10/2019 tarihli ve 30934 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan yönetmelikle; Fahri Trafik Müfettişliği Görev ve Çalışma Yönetmeliği’nin 6 ve 11’inci maddelerinde değişiklik yapılmış ve yönetmeliğe Ek-4 (Fahri Trafik Müfettişliği Müracaat Formu) eklenmiştir.
•Elektronik olarak düzenlenecek olan Fahri Trafik Müfettişleri Trafik Kural İhlali Tespit Tutanağı ile İlgili Usul ve Esaslar 03/04/2019 tarihli Genel Müdürlük Onayı ile yürürlüğe girmiş ve daha sonra mevzuatta yapılan düzenlemeler doğrultusunda usul ve esaslar 25/09/2020 tarihinde revize edilmiştir.
•03.09.2020 tarihli ve 31233 sayılı Fahri Trafik Müfettişliği Görev ve Çalışma Yönetmeliği’nin 5, 6, 7, 8, 11 ve 13’üncü maddelerinde değişiklik yapılmış, Yönetmelikte yer alan Ek-2 yürürlükten kaldırılmış, Ek-4 ise değiştirilmiştir.
18.03.2020 tarihli ve 31072 sayılı Araç Satış, Devir ve Tescil Hizmetlerinin Yürütülmesi Hakkında Yönetmelikte yapılan düzenleme ile; uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçuna karıştığından bahisle elkonulan araçların Çevre ve Şehircilik Bakanlığı onayı ile Emniyet Genel Müdürlüğü, Jandarma Genel Komutanlığı veya Sahil Güvenlik Komutanlığının geçici kullanımına bırakılması durumunda; ülkemizde veya yabancı bir ülkede tescil kaydı olup olmadığına bakılmaksızın ve başka bir belge aranmadan bu araçlara Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından geçici trafik belgesi ve tescil plakası verilmesine imkan sağlanmıştır.
•Trafik Denetimlerinde ve Trafik Kazalarında Yönergede 14/12/2018 tarihinde değişiklik yapılarak ilgili mevzuata uyum sağlanmış ve Jandarma Genel Komutanlığı’da Yönerge kapsamına alınmıştır.
b. Kurumsal Yapı
Etkili bir karayolu güvenliği yönetimi, trafik kazalarında can kayıplarının ve ciddi yaralanmaların önemli ölçüde azaltılması ve iyileştirilme yönündeki bu gelişimin sürdürülebilir olması için birçok uluslararası kurum ve kuruluş tarafından zaruri kabul edilmektedir.
Dünya Sağlık Örgütü (WHO), Avrupa Ulaştırma Güvenliği Konseyi (ETSC) ve Dünya Bankası tarafından yayımlanan raporlarda68,69,70 trafik güvenliği yönetimi için bazı ortak tavsiyelerde bulunulmaktadır. Bu tavsiyeler özetle belirtilecek olursa; sonuç odaklılık, koordinasyon, mevzuat, finansman ve kaynak dağıtımı, tanıtım/destek, izleme ve değerlendirme, araştırma ve geliştirme ve bilgi transferi başlıkları altında toplandığı görülmektedir.
Bu noktada, yol güvenliğinin sağlanmasında geleneksel olarak izlenen yol kullanıcılarının eğitimi ve denetim stratejilerinin yanısıra, Güvenli Sistem Yaklaşımının öngördüğü karayolu altyapısının güçlendirilmesi, araç güvenlik standartlarının artırılması ve etkin bir kaza sonrası müdahale stratejilerinin eş zamanlı ve bütüncül bir şekilde izlenmesi, karayolu trafik kazalarının azalmasına ve ortaya çıkan maliyetlerin de düşmesine neden olacaktır. Güvenli bir yol güvenliği sistemi, sistemin işletilmesinden sorumlu ilgili tüm paydaşlara eş zamanlı ve birlikte hareket edecek şekilde bir sorumluluk yüklemektedir. 71
Kurumsal eksikliklerin tamamlanması, etkili ulusal karayolu güvenliği programlarının oluşturulması ve uygulanması bakımından büyük önem arz etmektedir. Yerel, bölgesel ve ülke çapında büyük ölçekli karayolu güvenliği müdahalelerinin ve programlarının koordinasyonunu sağlamak için uzman ve eğitimli insan gücü ile donatılmış, yeterli mali kaynaklara ve yaptırım gücüne sahip bir yapı önem arz etmektedir.
Bu nedenle, uluslararası iyi uygulama örnekleri çerçevesinde, Güvenli Sistem Yaklaşımının benimsenmesi için trafik güvenliği yönetiminin 7 kurumsal yönetim fonksiyonunu yerine getirmesi beklenir.Bu fonksiyonlar72;
1.Sonuç odaklılık - tüm gerçek/potansiyel müdahaleleri sonuçlarla ilişkilendiren stratejik bir yaklaşım,
2.Koordinasyon,
3.Mevzuat,
4.Finansman ve kaynak tahsisi,
5.Tanıtım,
6.İzleme ve değerlendirme,
7.Araştırma ve geliştirme ve bilgi transferi.
c. Personel
Trafik güvenliği paydaş kurumlarının personel yapısının nitelik ve nicelik açısından yerine getirilen görevlere uygun olması trafik güvenliği kalitesi bakımından önemli bir etkendir. Personelin işe alım süreçleri, aranan temel nitelikler, temel ve hizmet içi eğitimler, görevde yükselme, çalışma şartları, atama ve yer değiştirme ile personele tanınan haklar açısından trafik güvenliği sisteminin tüm aşamalarında görev alan personel en uygun şartlarla desteklenmelidir.
Bu nedenle, tüm trafik güvenliği paydaşlarında trafik güvenliğinin gereklerini yerine getirebilecek nitelik ve niceliğe sahip personelin görevlendirilmesi önem taşımaktadır. Personel seçimi, uzmanlaştırılması ve bu kapsamda yapılan eğitim çalışmaları ile personelin çalışma rejimine ilişkin gelişmeler tüm sektörde birbirini tamamlayacak şekilde sağlanmalıdır.
Bu çerçevede personelin öncelikle iyi bir trafik güvenliği eğitimi almış olması, trafik kurallarını içselleştirerek, yol kullanıcısı olarak hayatında uygulaması öncelik arz etmektedir. Trafik güvenliği paydaşı olan kurumların öncelikle personel davranışlarının trafik kurallarına uyumu yönünde planlar ve hizmet içi eğitimler planlaması, özellikle resmi araç kullanan personelin trafik kurallarına uyumu pekiştirici uygulama talimatlarını yürürlüğe sokması gerekmektedir.
Trafik güvenliğinin unsurları olan altyapı, araç, eğitim, denetim ve sağlık müdahalelerini gerçekleştiren tüm kurum personelinin trafik güvenliğine uygun temel ve uzmanlık eğitimleri almaları zorunludur. Trafik kolluğunun mesleğe girişinden, atama ve yer değiştirmesine kadar tüm personel hareketlerinin trafik güvenliğini denetleme perspektifine uygun olarak planlanması gerekmektedir.
Şehiriçi trafik güvenliğinde önemli bir pay sahibi olan ve nüfusumuzun büyük bir kısmının yaşadığı yerleşim yerleri içindeki trafik güvenliğinin sağlanması bakımından önemli pay sahibi olan mahalli idarelerde trafik alanında çalışan personel yapısının da büyük önemi bulunmaktadır.
Emniyet Genel Müdürlüğü Trafik Başkanlığı olarak, trafik birimleri tarafından yerine getirilen trafiğin düzenlenmesi ve denetlenmesi görevlerinin; kamu kaynakları israf edilmeden yüksek performans ile “etkili, sürekli ve yoğun” olarak yeterli sayıda ve nitelikli personel ile gerçekleştirmesi ve trafik birimlerimizde görevlendirilen personel sayısının ihtiyacı karşılayacak ölçüde olması amacıyla;
Son 3 yılda Polis Eğitim Kurumlarından mezun olan toplam 5.934 personel trafik birimlerinde görevlendirilmiş ve akabinde personelin görevi adaptasyonu ile yeterliliğinin sağlanması için branşa esas “Temel Trafik ve Kaza İnceleme Eğitimi” EGM Trafik Başkanlığı tarafından verilmiştir.
Ayrıca 2019 yılı içinde 356 Jandarma personelide doğrudan trafik birimlerine atanmıştır.
d. Eğitim
Trafik güvenliğinin kilit unsurlarından birisi, gerekli eğitimi almış olan kalifiye personelin trafik güvenliğinin her aşamasında görevlendirilmesidir.
Karayolu altyapısının trafik güvenliği alanında eğitim almış personel tarafından yapılması, altyapı güvenlik denetimlerinin yetkin personel tarafından yerine getirilmesi, araçların imalinde, bakım ve onarımında görev alan personelin veya müteşebbiste çalışan işçinin trafik güvenliği bilinciyle hareket etmesi, okullardaki örgün eğitimin trafik güvenliği eğitimine sahip ve pedagojik formasyon almış öğretmenler tarafından verilmesi, motorlu taşıt sürücüsü kurslarında yine trafik güvenliği ve eğitim formasyonuna sahip eğiticilerin görev alması, kampanyalarda trafik güvenliği ve iletişim konusunda uzman olan personelin görev alması, trafiğin mevzuat düzenlemesinde ve stratejik yönetiminde trafik güvenliği alanında yetişmiş personelin görevlendirilmesi, kolluk düzeyinde trafik branşına esas ve uzmanlık eğitimlerinin trafik güvenliği alanında istenilen düzeyde verilmesi, kaza sonrası acil müdahale ve ilk yardım konusunda trafik kazasına müdahale eğitimi almış acil tıp teknisyenlerinin, itfaiye personelinin ve arama-kurtarma personelinin görev alması, hastanelerde ve acil müdahahale ünitelerinde trafik kazası travmaları konusunda yetkin sağlık çalışanlarının görev alması, kaza incelemelerinde trafik güvenliği ve kaza analizi eğitimi almış personelin görevlendirilmesi ve bu suretle trafik güvenliğinin sağlanmasına yönelik sorumluluğu bulunan paydaş kurum ve kuruluşların tamamında karayolu trafik güvenliği alanında yetişmiş personelin görev alması “Güvenli Sistem Yaklaşımının” olmazsa olmazlarındandır.
Güvenli Sistem Yaklaşımı çerçevesinde güvenli bir sistemin oluşturulabilmesi ve yönetilebilmesi için sorumluluk sistem tasarımcılarına yüklendiğinden, eğitim çalışmalarının bu kişileri de kapsaması büyük önem arz etmektedir. Planlayıcılar, mühendisler, sağlık personeli, trafik kolluğu personeli ve diğer aktörler Güvenli Sistem yaklaşımını iyi anlamalıdırlar.
Trafiğin denetlenmesi ve düzenlemesi ile ilgili görev yapmakta olan trafik kolluğuna yönelik olarak, mesleki bilgi ve becerilerinin artırılması, hizmetin verim ve kalitesinin yükseltilmesi, trafik birimlerinin eğitimli personel ihtiyacının karşılanması, personelin çalışma alanlarıyla ilgili meydana gelen gelişmeler ve yenilikler hakkında bilgilendirilmesi amacıyla; Temel Trafik ve Kaza İnceleme Eğitimi, Kaza Araştırması ve Bilirkişilik Eğitimi, Güvenli Sürüş Teknikleri Eğitimi, Takograf Kullanıcı Eğitimi, Radar Kullanıcı Eğitimi, Alkolölçer Kullanıcı Eğitimi, Tehlikeli Madde Taşımacılığı Denetimi Eğitimi, Uyuşturucu Test Kiti Kullanıcı Eğitimi, Trafik Denetimlerinde Halkla İlişkiler ve İletişim Eğitimi ve Motosikletli Trafik Timleri Kullanıcı Eğitimi başta olmak üzere çok sayıda farklı alanlarda temel ve eğitici eğitimi düzeyinde hizmetiçi trafik eğitimleri düzenlenmektedir.
Gelişen teknoloji ile birlikte yapılan eğitimler de geliştirilerek son beş yılda toplam 95.052 trafik kolluğuna bu başlıklar çerçevesinde hizmetiçi eğitimler verilmiştir.
Tüm paydaş kurumlar, uzmanlaşmış ve gerekli yetkinliklere sahip personele ihtiyaç duymaktadır. Mühendislik fakültesini bitiren bir inşaat mühendisinin, karayolu inşaatında görevlendirilmesinden önce karayolu inşaatlarına ilişkin kurs alması, araçların fenni muayenesinde görevlendirilen makine mühendisinin de araç teknolojileri ile araç güvenlik sistemleri konusunda uzmanlık eğitimlerine katılması, trafik denetimlerinde görevlendirilen trafik kolluğu personelinin genel kolluk eğitiminin yanı sıra trafik denetimi konusunda yeterli eğitimi almış olması gereklidir. Bu amaçla;
Bu kapsamda, karayolu trafik güvenliği eğitimleri özelinde kurumsal imkân ve kabiliyetler gözden geçirilmeli, hizmet sunumunda iyileştirmeler yapılmalı ve karayolu trafik güvenliği eğitimi arzının kapsamı sınıf dışında hayat boyu öğrenim sürecini içerecek şekilde genişletilmelidir.
Trafiğin denetlenmesi ve düzenlenmesi ile ilgili görev yapmakta olan trafik polislerine yönelik olarak, mesleki bilgi ve becerilerinin artırılması, hizmetin verim ve kalitesinin yükseltilmesi, trafik birimlerinin eğitimli personel ihtiyacının karşılaması, personelin çalışma alanlarıyla ilgili gelişme ve yenilikler hakkında bilgilendirilmesi amacıyla; Temel Trafik ve Kaza İnceleme Eğitimi, Kaza Araştırması ve Bilirkişilik Eğitimi, Güvenli Sürüş Teknikleri Eğitimi, Takograf Kullanıcı Eğitimi, Radar Kullanıcı Eğitimi, Alkolölçer Kullanıcı Eğitimi, Tehlikeli Madde Taşımacılığı Denetimi Eğitimi, Uyuşturucu Test Kiti Kullanıcı Eğitimi, Trafik Denetimlerinde Halkla İlişkiler ve İletişim Eğitimi ve Motosikletli Trafik Timleri Kullanıcı Eğitimi olmak üzere 10 ana başlıkta temel ve eğitici eğitimi düzeyinde hizmetiçi trafik eğitimleri düzenlenmektedir.
2017 yılında;
•1120 kişiye Temel Trafik ve Kaza İnceleme
•1.094 kişiye Radar-Alkolölçer-Takograf-Uyuşturucu Test Kiti Kullanıcı Eğitimi
•6.344 kişiye akıllı sınıflar üzerinden geliştirme eğitimi
•1.245 kişiye Güvenli Sürüş Teknikleri Eğitimi
•376 kişiye Halkla İlişkiler ve İletişim Eğitimi
•1.459 kişiye Genel Zabıtanın Tutanak Düzenleme Eğitimi
•186 kişiye Eğitici Eğitimleri
•127 kişiye Motosikletli Trafik Timleri Sürüş Teknikleri Eğitimi
•30 kişiye Tehlikeli Madde Taşımacılığı Eğitimi
•11 kişi de farklı ülke polis teşkilatı mensupları olmak üzere toplamda 11.992 kişiye hizmet içi eğitim verilmiştir.
2018 yılında;
•3.393 kişiye Temel Trafik ve Kaza İnceleme,
•1.849 kişiye Kaza Araştırması ve Bilirkişilik Eğitimi,
•1.919 kişiye Radar – Alkolölçer - Takograf-Uyuşturucu Test Kiti Kullanıcı Eğitimi,
•430 kişiye Tehlikeli Madde Taşıyan Araçların Denetlenmesi,
•11.343 kişiye akıllı sınıflar üzerinden geliştirme eğitimi,
•13.73 kişiye Güvenli Sürüş Teknikleri Eğitimi,
•587 kişiye Halkla İlişkiler ve İletişim Eğitimi,
•2.027 kişiye Genel Zabıtanın Tutanak Düzenleme Eğitimi,
•172 kişiye Eğitici Eğitimleri,
•200 kişiye Motosikletli Trafik Timleri Sürüş Teknikleri Eğitimi,
•14 kişiye Tehlikeli Madde Taşımacılığı Eğitimi,
•118 kişiye Elektronik Denetleme Sistemleri Eğitimi,
•86 kişi de farklı ülke polis teşkilatı mensupları olmak üzere toplamda 23.511 kişiye hizmet içi eğitim verilmiştir.
2019 yılında;
•3.769 kişiye Temel Trafik ve Kaza İnceleme,
•3.406 kişiye Radar-Alkolölçer-Takograf-Uyuşturucu Test Kiti Kullanıcı Eğitimi,
•926 kişiye Tehlikeli Madde Taşıyan Araçların Denetlenmesi,
•13.011 kişiye akıllı sınıflar üzerinden geliştirme eğitimi,
•1.500 kişiye Güvenli Sürüş Teknikleri Eğitimi,
•985 kişiye Halkla İlişkiler ve İletişim Eğitimi,
•1.575 kişiye Genel Zabıtanın İhlal Tespit Tutanağı Düzenleme Eğitimi,
•176 kişiye Eğitici Eğitimleri,
•201 kişiye Motosikletli Trafik Timleri Sürüş Teknikleri Eğitim,
•55 kişiye Uyuşturucu Test Cihazı ve Kiti Eğitici Eğitimi,
•36 Eğitmen ile birlikte Eğitici Geliştirme ve Müfredat Güncelleme Semineri,
•81 kişi de farklı ülke polis teşkilatı mensupları olmak üzere toplamda 25.721 kişiye hizmetiçi eğitim verilmiştir.
Trafik Güvenliği Uygulama Politika Belgesi’nde “Trafik Güvenliğinde Personel, Eğitim, Destek ve Kapasitenin Artırılması” başlığı altında “Algılanan Yakalanma Risk Duygusu” nu geliştirmek amacıyla genel kolluğa yönelik Trafik Kural İhlali Tespit Tutanağı eğitimlerine devam edilmesi hedefi doğrultusunda; Merkez Teşkilatında 2017, 2018 ve 2019 yıllarında toplam 5.061 personele eğitim verilmiştir.
Kaza Yeri İnceleme personelinin kaza araştırma kapasitesi artırılması hedefi doğrultusunda 2018 yılında toplam 1.849 personele eğitim verilmiştir.
“Eskişehir’de bulunan Trafik Polisi Eğitim Merkezi yeniden yapılandırılarak tüm ülke için Trafik Eğitim Planları Uygulama Merkezine Dönüştürülmesi” hedefi doğrultusunda Bakanlık Makamının 09.03.2020 tarihli Oluru ile Eskişehir Trafik Polis Eğitim Merkezi Müdürlüğü EGM Trafik Başkanlığına bağlanmıştır.
Eskişehir İli Odunpazarı İlçesi Ihlamurkent (Mamuca) Mahallesinde bulunan, 100.084,69 m2 yüzölçümlü taşınmaz üzerine “Polis Eğitim, Hizmet, Konut ve Sosyal Tesis” yapılmak üzere Emniyet Genel Müdürlüğüne tahsisli arazi üzerine güvenli sürüş teknikleri eğitim pisti inşa edilmesine yönelik çalışmalar yürütülmektedir.
“Halkla İlişkiler ve Etkili İletişim Eğitimleri geliştirilerek devam ettirilecek” hedefi doğrultusunda; 2017, 2018 ve 2019 yıllarında toplam 6.647 personele, Halkla İlişkiler ve İletişim Eğitimi verilmiştir.
e. Araç, Gereç ve Malzeme
Trafik güvenliği ve ulaşım sektörüne yapılan yatırımlar; sosyal ve ekonomik boyutları ile ticarete, mal ve hizmetlerin sunumuna ve toplumun canlılığına hizmet ettiği, birçok sektör için lokomotif vazifesi gördüğü kabul edilen bir gerçektir. Konforlu ve güvenli karayolu ulaşımının sağlanabilmesi için karayolu altyapısına, araç filolarının güvenliğinin artırılmasına, daha fazla trafik güvenliği eğitiminin yapılmasına, denetim ve kaza sonrası müdahale, kurtarma ve bakım hizmetlerine kaynak tahsisi zaruri görülmektedir.
Trafik güvenliğine yapılan yatırımların önemli bir parçasını, karayolu altyapısına tahsis edilen kaynaklar oluşturmaktadır. Trafik güvenliği yatırımı olarak her ne kadar altyapı yatırımları anlaşılsa da, Güvenli Sistem Yaklaşımının araç, gereç ve malzeme alanında da takip edilmesi gereklidir.
Trafik güvenliğinin; trafik güvenliği yönetimi, altyapı, araç, eğitim, denetim ve kaza sonrası müdahale faaliyetleri olmak üzere genel olarak özetlenebilecek ana unsurlarının yanı sıra, önemi yokluklarında ortaya çıkan tali başlıkları da mevcuttur. Trafik sistemin tüm parçalarının güvenli sistem yaklaşımı çerçevesinde ele alınması gerekmektedir. Trafik güvenliğinin yönetimi, altyapı çalışmaları, araçlar, tüm eğitim faaliyetleri, sadece yol kullanıcısı ile sınırlı tutulmaması gereken denetim faaliyetleri ve kaza sonrası insanların kaza öncesi durumlarına döndürülmesi için tüm müdahalelerde;
•İnsanların yanılabileceği, insanların hata yapabileceği,
•Sistemin bütününün “Mağduru suçlamak” yerine “İnsan hatalarını affetmeye” dayalı olarak kurgulanması gerektiği,
•İnsan vücudunun kırılganlığının, insan bedeninin kuvvete dayanıklı olacak şekilde tasarlanmadığının,
•Karayolu güvenliğini geliştirme sorumluluğunun tüm paydaşlar arasında paylaşılmasının, karayolu güvenliğini geliştirmenin sadece bir kurumun sorumluluğunda olmaması gerektiğininin,
göz önünde tutularak, sistemin parçası olan tüm bakanlık, kurum ve kuruluşların araç, gereç ve malzeme bakımından güçlendirilmesinin trafik güvenliğine somut katkısı yüksek olacaktır.
f. Stratejik Çalışmalar ve Bütçe
Güvenli Sistem Yaklaşımına; trafik kazası sonucu meydana gelen can kayıplarının ve ciddi yaralanmaların altında yatan sebepleri, insanların hata yapabilecekleri ve aynı zamanda da savunmasız olduklarını, devletin de vatandaşlara karşı sorumluluklarını birlikte değerlendirir. Bu yaklaşım, hatalar kaçınılmaz olsa da can kayıplarının ve ciddi yaralanmaların önlenebileceği fikrinden yola çıkmaktadır.
“Güvenli Sistem Yaklaşımına” göre; karayolu sisteminin insanların yaptığı hataların ciddi veya ölümcül sonuçlar doğurmayacak şekilde tasarlanması gerekmektedir.
Konumuz itibariyla ele alındığında, karayolu trafik kazalarının meydana gelmesinde genel olarak dünya çapında araç faktörünün ortalama %5-10, karayolu altyapısının %10-20 ve nihayet yol kullanıcılarının (insan davranışları) ise kazaların %80-90’ından sorumlu olduğu kabul edilmektedir. Güvenli Sistemin parçası olarak kabul edilen insan, araç, çevre ve yol unsurlarının trafik güvenliğine etkisi şematize edilmiş olarak aşağıdaki şekilde gösterilebilir:
Şekil: Sürücü, Araç, Yol ve Çevre Faktörlerinin Etkileşimi
Şematize edildiği şekilde, birçok unsurun dahil olduğu karayolu sisteminin güvenliğinin sağlanması, tek bir kurumun omuzlarına bırakılmayacak kadar hassas bir görev olduğundan, trafik güvenliğinin somut çıktısının insanın canı olduğu gerçeğinden hareketle, ortaya konulan tüm stratejilerde insan hayatının korunması ve sorumluluk paylaşımı temel prensip olarak ortaya konulmalıdır. Trafik güvenliği alanında yapılan stratejik çalışmalar ile bütçe oluşturma çalışmalarında şu hususların dikkate alınması zaruridir;73
•Ulaşım sisteminden ve arazi kullanımından kaynaklanan riskler,
•Etkili arazi kullanımı,
•Seyahati kısaltmayı sağlayan tedbirler,
•Güvenli ulaşım modlarının cazip hale getirilmesine yönelik tedbirler,
•Karayolu ağının trafik kazalarını önleyecek şekilde planlanması,
•Karayolu ağının sınıflandırılarak, bu sınıflamaya göre hız sınırlarının belirlenmesi,
•İki yönlü trafik akımı tarafından kullanılan tek platformlu yolların güvenlik seviyelerinin artırılması,
•Trafiği sakinleştirme tedbirleri,
•Yol kullanıcılarının görünürlüklerinin artırılması,
•Çarpışma durumunda insanları korumaya odaklanan araç güvenlik tedbirlerinin bulunması
•Trafik kurallarına uyumun sağlanması,
•Hız sınırlarının belirlenmesi ve uyumun sağlanması,
•Alkol etkisinde araç kullanmanın uygun olan en sıkı şekilde yasaklanması ve denetlenmesi,
•Emniyet kemeri ve çocuk koruma sistemlerinin uygun olan en sıkı şekilde yasaklanması ve denetlenmesi,
•Koruyucu başlık kullanımının uygun olan en sıkı şekilde yasaklanması ve denetlenmesi,
•Eğitim ve yayınların trafik güvenliğine etkisine yer verilmesi,
•Trafik kazası sonrası müdahalelerinin ele alınması.
Çeşitli uluslararası yayınlarda trafik güvenliği stratejilerinden beklenen çıktılara ilişkin de değerlendirmelerde bulunulmaktadır. Dünya Sağlık Örgütü tarafından yapılan bir çalışmaya göre;74
•Strateji ile trafik güvenliğinin çerçevesinin tüm paydaşlar tarafından anlaşılacak şekilde çizilmesi,
•Hedeflere ulaşılmasına yönelik çalışmalarda dikkate alınması gereken değerler sistemine ve prensiplere yer vermesi,
•Tüm paydaşların ortaklaşa benimsemesine uygun olması,
•Yapılacak faaliyetlerin genel çerçevesini çizmesi,
•Koordinasyon bakımından kurumların sorumluluklarına yer vermesi,
•Toplumsal desteğin güçlendirilmesine yer vermesi,
•Paydaşlar dışındaki etki alanlarının da dahil edilmesine azami çaba göstermesi,
•Uygulamaya konulması tavsiye edilen tedbirlerin çıktılarının öngörülmesi,
•Strateji ile ortaya çıkması beklenen sonuçların ve bu amaçla sunulacak girdilerin ölçülmesine ve denetlenmesine uygun yöntemler belirlenmesi, unsurlarına yer vermesi tavsiye edilmektedir.
Halk sağlığı yaklaşımına göre, insan hayatını tehdit eden problemlerin önlenmesi, tedavi edilmesine göre ekonomiye daha az yük getirmektedir. Bu nedenle, halkın sağlığına yönelik tehditlerin önlenmesinin maliyetinin her zaman daha az olduğu değerlendirilmektedir.
Ulusal trafik güvenliği politikaları hazırlanırken çevresel koşulların zamanla değişeceği göz önünde bulundurulmalı ve bu çerçevede planlamalar ortalama 5 yıllık olarak yapılmalı, ülke seviyesinde ve daha alt coğrafi alanlarda hangi faaliyetlerin yapılacağı önceden belirlenmelidir. Trafik güvenliği stratejilerinin; net, gerçekçi ve ölçülebilir hedeflerinin olması ve bir bütçeye bağlı olarak faaliyetlerin planlanması önerilmektedir.75
Güvenli Sistem Yaklaşımı içerisinde trafik denetimleri yapılırken, stratejik hedeflere ulaşmak amacıyla ayrılan kaynakların polisiye tedbirler açısından uygun olup olmadığının denetlenmesi gerekmektedir. Ülke uygulamalarından, polise ayrılan toplam bütçenin yaklaşık %20’sinin trafik güvenliği amacıyla kullanıldığı anlaşılmaktadır. Yol kullanıcılarının bilinçlendirilmesine yönelik yapılan trafik güvenliği kampanyalarının, polis denetimlerinin en büyük yardımcısı olduğu unutulmamalıdır.76
Ayrıca, karayolu trafik güvenliği konusu, devletlerin bütçe ve kaynak tahsislerine konu olduğu gibi, bu amaçla kurulan uluslararası kuruluşlar tarafından da proje temelli olarak yatırım yapılmasına uygun olup, bu kuruluşlar arasında;
•Avrupa Birliği; Ulaştırma Sektörel Operasyonel Programı (SOPT) 2014-2020,
•Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD),
•Avrupa Yatırım Bankası (EIB),
•Uluslararası İmar ve Kalkınma Bankası (IBRD),
•Küresel Karayolu Güvenliği Tesisi (GRSF),
•Avrupa Bölgesel Kalkınma Fonu (ERDF),
•Avrupa Komisyonu Horizon 2020 Programı,
•Birleşmiş Milletler Karayolu Güvenliği Fonu (UNRSTF),
•Bloomberg Hayırseverleri (Philanthropies) Küresel Karayolu Güvenliği Girişimi
başta gelen fon sağlayıcıları olarak öne çıkmaktadır.
g. Veri Toplama, Analiz ve Değerlendirme
Karayolu trafik kazalarının önlenmesi ve kaza oluş biçimlerine karşı tedbirlerin geliştirilebilmesi için veri sistemlerinin sağlıklı olarak işletilmesi önem arz etmektedir. Trafik kolluğu, sağlık kuruluşları, sigorta şirketleri, altyapıdan sorumlu olan ulusal ve mahalli birimlerin yolun yapısına ilişkin taşıtları, araç üreticilerinin araçların özelliklerine ilişkin kayıtların trafik güvenliğinin sağlanması amacıyla veri sistemlerinin parçası haline getirilerek kullanıma sunulması önem taşımaktadır.
Avrupa Ulaşım Güvenliği Konseyi (ETSC) tarafından yayınlanan ilkeler arasında detaylı kaza analizlerinin yapılarak trafik kazalarına neden olan faktörlerle ilgili zamanla sınırlı, açık, net ve uygulanabilir hedeflerin konulması gerektiği belirtilmektedir.78
Trafik kazaları veri sistemleri kapsamında; trafik kazalarına ilişkin bilgilerin toplanması ve bu bilgilerin yönetilmesi sürecine dâhil olan kurumlar ile bu kurumlarda görevli personel, bilgi toplama süreçleri ile veri sistemlerinin donanım ve yazılımları bulunmaktadır.
Trafik kazası veri sistemlerinin aşağıdaki özelliklere sahip olması tavsiye edilmektedir;79
•Ölümlü ve ciddi yaralanmalı trafik kazalarının tamamını kapsamalıdır.
•Kazaların nedenlerinin tespit edilebilmesi ve karşı tedbirlerin alınabilmesine yardımcı olmak üzere taşıt, yol kullanıcısı ve karayolu/çevre hakkında yeterince detay sağlamalıdır.
•Kaza yerine ilişkin doğru bilgileri içermelidir.
•Doğru kararların alınabilmesine imkan sağlamak amacıyla güvenilir çıktıları uygun bir zaman dilimi içerisinde tedarik etmelidir.
•Maruz kalma verilerinin (alkol etkisi, uyuşturucu-uyarıcı madde etkisi, cep telefonu kullanımı vb.) değerlendirilmesine imkan vermelidir.
Veri sisteminde aşağıdaki faktörler hakkındaki bilgilere ulaşılabilmesi önem taşımaktadır;
•Karayolunun standardı, tasarımı ve yol çevresine ilişkin bilgiler,
•Trafik akışı, hacmi ve karakteristikleri,
•Araca ilişkin bilgiler,
•Sürücüye ilişkin tüm bilgiler.
İdeal bir trafik güvenliği veri sisteminin kurulması için işlemlerin dört ana adımda ilerletilmesi tavsiye edilmektedir.80 Bu adımlar;
1.Adım:Karayolu güvenlik verilerinin toplanması, idare edilmesi ve kullanılması sürecine dâhil olan kişi ve kurumların belirlenmesi,
2.Adım:Mevcut veri kaynaklarının ve sistemlerinin tespit edilmesi, bunların özelliklerinin tanımlanması, tanımların, doğruluk, bütünlük ve eksik raporlama gibi konular üzerine odaklanılarak veri kalitesi hakkında değerlendirme yapılması,
3.Adım:Trafik güvenliği verilerinin son kullanıcılarının ihtiyaçlarının ve beklentilerinin tanımlanması,
4.Adım:Mevcut verilerin bir araya getirilmesi, gerekli olan ancak henüz sistematik olarak toplanmayan verilerin toplanması ve ortak bir veri tabanında toplanması amacıyla gerekli yasal altyapının kurulmasıdır.
Dünya Sağlık Örgütü tarafından trafik güvenliği açısından değerlendirmelerde kullanılmak üzere kurulması tavsiye edilen veri sistemlerinde trafikle ilgili şu verilerin yer alması tavsiye edilmektedir.81
a. Yola ilişkin veriler:
•Yolların sayısı, sınıfı ve uzunluğu,
•Şerit genişliği ve refüj sayısına göre yol tipleri ,
•Şerit sayıları ve genişliği,
•Yaya geçidi tipi, kavşak dizaynı,
•Trafik kontrolü türü (işaret levhaları, dönel kavşak, durma ve yol verme yerleri),
•Hizalama (yatay ya da dikey eğrilik, bunun derecesi vb.),
•Karayolu yüzeyi (bitüm, beton, yüzey kaplamasız),
•Yüzey durumu (engebe, izler, çukurluklar),
•Şarampoller (genişlik, tür ve durumu),
•Drenaj,
•Hız sınırları,
•Tipe ve yere göre aydınlatma sistemleri,
•Park etmeye ilişkin düzenlemeler,
•Yere ilişkin veriler (x, y koordinatları, güzergah sayısı ve en yakın km. levhası ya da ağ bağlantı noktası),
•Gün başına düşen araç sayısına göre trafik yoğunluğu ya da belirli bir yerdeki kısa süreli sayımlar,
•Trafikteki araç tipine göre trafiğin yapısı,
•Trafik değişimi (günün belli bir saatine ya da haftanın belli bir gününe göre ya da aylık veya yıllık olarak),
•Bağlantı noktalarındaki dönüş yerleri.
b. Araç verileri:
•Araç hız verisi,
•Araç sahipliğine ilişkin detaylar (doğum tarihi, cinsiyet, ad, adres, satın alma yılı),
•Şasi ve motor numaraları ile birlikte araç tescil numaraları,
•Motor büyüklüğü ve tipi (hibrit, lpg, benzinli/dizel),
•Yolcu kapasitesi,
•Üretim yılı ve ülkede ilk tescil edildiği yıl,
•Gövde tipi (otomobil, karavan, pikap vb.), kapı sayısı, yapılan değişikliklere ilişkin detaylar,
•Fenni muayene bilgileri.
c.Sürücü verileri:
•Sürücünün kimlik bilgileri ve adresi,
•Doğum tarihi ve cinsiyeti,
•Sahip olduğu ehliyet türü (örneğin tam ya da koşullu; ayrıca ehliyetin uygun olduğu araç tipi),
•Sürücü belgesinin veriliş tarihi ve yeri,
•Sürücü belgesi alma sürecine ve sürücü belgesi sınavına ilişkin bilgiler,
•Trafik ihlallerine ilişkin kayıtlar,
•Sürücünün sağlık durumuna ilişkin bilgiler (hastalıkları, fiziki yetersizlikleri, göz bozukluğu, böbrek rahatsızlığı, kalp-damar hastalıkları, kullandığı ilaçlar vb. bilgiler).
Trafik kazalarının incelenmesi başta olmak üzere trafik güvenliğine ilişkin değerlendirmelerde yukarıda belirtilen bilgilere tüm paydaşların elektronik sistemler üzerinden ulaşabilmesi gerekmektedir.
Ayrıca, Türkiye Ulusal Programı 2013-Katılım Öncesi Mali Yardım Aracı kapsamında yürütülen “Karayolu Güvenliği-Trafikte %100 Yaşam” Projesi kapsamında hazırlanan “Karayolu Güvenliği Stratejisi (2021-2030) ve beraberindeki Eylem Planı ve Yatırım Planı” başlıklı raporda; karayolu trafik güvenliğine ilişkin tüm verilerin toplanarak tek merkezde depolanması maksadıyla bir veri bankası oluşturulması, karayolu trafik güvenliği politika belirleme sürecini desteklemek üzere gerekli verilerin toplanacağı ve analizinin yapılacağı veri sistemlerinin oluşturulması ve muhafaza edilmesi, bu verilerin araştırmacılar ve kamuoyu tarafından erişilebilir olmasının sağlanması amacıyla,
Bu verilerin Veri Merkezinde toplanması, değerlerlendirilmesi ve analiz edilmesi tavsiye edilmektedir. Buna göre;
•Kaza inceleme verileri,
•Sürücü belgeleri kayıtları,
•Araç kayıtları,
•Trafik cezası verileri,
•Acil durum müdahale verileri,
•Can kaybı ve ciddi yaralanma verileri,
•Trafik kaza sigorta ödemelerine ilişkin,
•Türkiye karayolu ağı varlıkları dijital envanteri (böyle bir envanter, sadece kendi işletmesindeki varlıklarla sınırlı olmak kaydıyla halihazırda KGM tarafından tutulmaktadır).
•Ticari taşımacılık verileri;
•Dolmuş,
•Taksi,
•Havaalanı transferi yapan işletmeciler,
•Şehirlerarası otobüs işletmecileri,
•Araç kiralama şirketleri,
•Kamyon ve diğer nakliye firmaları,
•Türkiye karayolu ağındaki trafik yüküne ilişkin veriler,
Veri Merkezinde toplanmalı, incelenmeli, değerlendirilmeli ve analiz edilmelidir.
h. Kaza İnceleme
Trafik kazaları uluslararası kuruluşlar tarafından yapılan çalışmalara göre önemli halk sağlığı sorunlarından birisi olarak kabul edilmekte olup, trafik kazasına bağlı ölümler;
•5-14 yaş aralığındaki çocuklar için 1’inci sırada,
•15-29 yaş aralığındaki çocuk ve genç yetişkinler için 2’nci sırada,
•30-49 yaş aralığındaki yetişkinler için ise kalp krizi, AIDS, akciğer kanseri gibi hastalıkları takiben 5’inci sırada gelmektedir.82
Dünya Sağlık Örgütü tarafından yayımlanan 2018 yılı Dünya Trafik Güvenliği Durum Raporuna göre,83 karayolu trafik kazaları her yıl ortalama 1.350.000 kişinin (günde 3.698 kişi, 24 saniyede 1 kişi) ölüm sebebini oluşturmakta, yıllık olarak da yaklaşık 78 milyon kişinin yaralanmasına ya da sakat kalmasına yol açmaktadır. 5 ve 29 yaş aralığındaki insanların başlıca ölüm nedeni trafik kazalarıdır.
Yine Dünya Sağlık Örgütü’nün aynı konudaki başka değerlendirmelerine göre,84 karayolu trafik kazaları tek başına tüm dünyada meydana gelen ölümlerin %2.1’inin ana nedenini oluşturmakta ve ölüm nedenleri arasında 8’inci sırada gelmektedir. (2011 yılında 11’inci sırada bulunmaktaydı) Bu oranın 2030 yılına kadar düşürülememesi durumunda, ölüm nedenleri sıralamasında karayolu trafik kazalarının 5’inci sıraya yükseleceği öngörülmektedir. Birçok ülkede karayolu trafik kazalarının maliyeti, gayrisafi yurtiçi hasılalarının %3'üne denk gelmektedir.
Tüm karayolu trafik ölümlerinin yarısından fazlasını savunmasız yol kullanıcıları olarak tanımlanan ve motorlu araçlar karşısında ciddi hiçbir güvenlik tedbiri bulunmayan yayalar, bisikletliler ve motosikletliler oluşturmaktadır. Trafik kazasında ölenlerin;
•%26’sını yayalar ve bisiklet sürücüleri,
•%28’ini iki veya üç tekerlekli motorlu araç sürücüleri,
•%29’unu da motorlu araç içinde bulunanlar,
•%17’lik kesim hakkında ise yeterli istatistiki veri bulunmamaktadır. 85
Derinlemesine kaza analizlerinin yapılması ve trafik kazalarının yeniden canlandırılması
Kaza analizlerinin derinlemesine yapılabilmesi için detaylı bilgilere ihtiyaç bulunmaktadır. Olaya ilişkin genel bilgilerin yanı sıra kazanın oluşumunun tespiti amacıyla tüm unsurlara ilişkin detaylı bilgilerin kaza tespit tutanaklarında yer alması gereklidir.
Kaza tespitine ilişkin bilgilerin detaylı olarak toplanmasının yanı sıra kaza incelemesi ile görevlendirilen personelin iyi eğitim almış ve konusuna hakim olarak yetiştirilmiş olması gerekmektedir.86
Kaza analizlerinin objektif ve bilimsel olarak yapılabilmesi için öncelikle örnekleme çalışmaları yapılmalı, mevcut tutanaklardaki eksik olan noktalar mukayeseli olarak tespit edilmelidir. Kazaya ilişkin tutanakta yol tipine, aracın özelliklerine, güvenlik tedbirlerine, yatay ve düşey işaretlemelere, diğer yol kullanıcılarının durumlarına, kazanın meydana gelmesinde ihlal edilen trafik kurallarına, sürücülerine tıbbi ve sürücülük kayıtlarına, sürücülerin kaza geçmişlerine ve ihlal kayıtlarına, muhtemel kaza nedenlerine ilişkin çevresel bilgilere, varsa tanıkların veya kamera görüntülerinin elde edilmesine, aynı yol kesiminde son yıllarda meydana gelen diğer kazalara ilişkin bilgilere, yolun yapısına ilişkin yapılan çalışmalara, yolun aydınlatılmasına, yol çevresinde bulunan bitki örtüsü, binalar ve diğer etkenlere, araçta fabrika üretimi olarak mevcut olan güvenlik tedbirlerine, ilave olarak aracın yapısında değişiklik yapılıp yapılmadığına, aracın son fenni muayene bilgilerine, aracın tadilat ve tamirat görüp görmediğine ve kaza ile ilgili diğer tüm bilgilere olabildiğince fazla yer verilir.
Kaza incelemelerinde önceden meydana gelen trafik kazalarının yeniden canlandırılması için gerekli olan çalışmalar yapılmalıdır. Kaza canlandırma esnasında tanıkların beyanlarına da yer verilerek tam bir olay senaryosu çizilmeli ve varsa yalan beyanların tespitine gayret gösterilmelidir. Kaza canlandırılması amacıyla yapılan çalışmada, kazanın meydana geldiği yol kesimi mutlaka yerinde görülmeli ve olaya müdahale eden görevlilerin olay yerinde anlatımına müracaat edilmelidir. Olay yerine tanıkların götürülmesi mümkün değil ise, tanıkların beyanı olay yerinin canlı görüntüleri üzerine yerleştirilerek olayın canlandırılması sağlanmalıdır.
Kaza inceleme ekiplerinde, trafik kolluğunun yanı sıra altyapı, araç ve sürücü davranışları üzerinde uzmanlığı olan personelin de katılması ve multidisipliner bir yaklaşımla incelenmesi gereklidir.
Kaza canlandırma çalışmalarında teknolojik imkanların kullanılması, üç boyutlu fotoğraf işleme teknolojilerinin, dijital haritaların ve veri tabanlarının entegre edilmesi, araç ve sürücü verilerinin aynı veri tabanına entegre edilmesi, araç ve sürücü geçmiş kayıtlarının, karayolu yapısında yapılan çalışmaların aynı veri tabanında erişime açık olması, kaza yerine ilişkin imar planlarının kaza araştırmacılarının kullanımına açık olması, drone gibi teknik imkanların araştırmacıların kullanımına sunulması önem taşımaktadır.
Kaza araştırmalarına dayalı olarak tamamlayıcı trafik güvenliği analizlerinin yürütülmesi
Karayolu trafik kazalarından elde edilen sonuçların detaylı analizlerinin yapılarak genel sonuçların çıkarılabilmesi için tamamlayıcı araştırmaların yapılması gerekmektedir.
Tamamlayıcı araştırmalar kapsamında; 87
•Ciddi nitelikli kazaların meydana geldiği yol kesimleri tespit edilerek yol kesiminin özellikleri ve mevcut yatay ve düşey işaretlemelerin durumunun, yol kenarı yapılarının ve özelliklerinin, yol kesimindeki yol kullanıcılarının davranışlarının, mevcut ve muhtemel kaza risklerinin ve kaza nedenlerinin ortaya konulması ve raporlanması,
•Yol altyapı teftişlerinin kaza verilerine dayalı olarak yapılması, kazaya neden olabilecek özellikteki yol donatılarından vazgeçilerek, alternatif yol yapım ve onarım tekniklerinin uygulamaya konularak kazaların önlenmesi,
•Karayollarında kullanımda olan araçların kazaya karışma miktarlarının ve araçların hangi özellikleri nedeniyle trafik kazasına karıştıklarının tespiti, bu özelliklerin düzeltilmesi veya yeni özelliklerin araç üreticilerine önerilmesi, belli bir özelliği olan ve bu özelliği nedeniyle belli bir tip trafik kazasına neden olan aksamların araçlarda kullanımının durdurulması yönünde kararların alınmasının kolaylaştırılması,
•Kazaya neden olan sürücü davranışlarının tespit edilerek bu davranış biçimini ortaya çıkaran nedenlerin anlaşılması, eğitim, denetim gibi müdahalelerin yapılabilmesi amacıyla kaza nedeni olan ihlal davranışlarının psikolojik ve fiziki nedenlerinin tespit edilmesi, ihlal davranışlarının engellenmesi,
•Yol kullanıcısı eğitimlerinin geliştirilmesi amacıyla kaza nedenleri ile yol kullanıcılarına yönelik yürütülen anketlerin sonuçlarının birlikte değerlendirilmesi,
•Kazaya neden olan risk faktörlerinin ve yol kullanıcılarını etkileyen faktörlerin daha iyi anlaşılabilmesi,
•Yol kullanıcısı davranışlarının uyum yönünde geliştirilmesi amacıyla alınan tedbirlerin ve yapılan denetimlerin kaza önleme yönünde ve yol kullanıcılarının kabulü yönünde etkinliğinin ölçülmesi,
faktörlerinin titizlikle uygulamaya geçirilmesi gerekmektedir.
i. Sivil Toplum Kuruluşları İle İlişkiler
Trafik güvenliği stratejilerinde sivil toplum kuruluşlarına ve insiyatiflerine yer verilmesi, trafik güvenliği gibi toplumun tamamını ilgilendiren bir konuda sorumluluk alması gereken ve kamu kurumlarına destekte bulunabilecek gönüllü yapıların katkılarının alınması bakımından önem taşımaktadır.88
Trafik güvenliği sorumluluğunun paylaşımı
Güvenli Sistem Yaklaşımının esaslarından birisi sorumluluğun paylaşımı olup; trafik güvenliğinde etkin olan tüm aktörlerin sorumluluğunun olması bu yaklaşımın tabiatı gereği önemlidir.
Trafik güvenliğinin paydaşları olan ulaşım sektörü, karayolu altyapısı, çevre, eğitim, polis, kamu sağlığı, adalet mekanizması, turizm sektörü, yol kullanıcılarının oluşturduğu dernek ve vakıflar ile STK’lar, sigorta sektörü ve araç üreticileri, araştırmacılar ve benzeri birçok alandan trafik güvenliğine yönelik yapıcı katkı sunulmalıdır.89
Vatandaşın katılımının sağlanması ve saydamlık
Vatandaşın güveninin sağlanması, trafik güvenliğine yapıcı yönde katkıda bulunmasının temini için yapılan çalışmaların girdi ve sonuçlarının uygun vasıtalarla vatandaşlara ve araştırmacılara duyurulması, desteğin artırılması için önemli bir unsurdur. Yıllık raporların sunulması, isteyen araştırmacıların verilere ulaşmasının kolaylaştırılması, paydaşlar arasında etkili bir bilgi paylaşımı mekanizmasının ve eşgüdümlü çalışmaların yürütülmesi hesap verilebilirlik açısından da önem taşımaktadır.90
Trafik güvenliğinde savunuculuğun geliştirilmesi
Herhangi bir konuda yürütülen politikaların, programların ve ayrılan kaynakların olumlu yönde geliştirilebilmesi amacıyla yapılan farkındalık çalışmaları “Savunuculuk” olarak adlandırılmaktadır. Savunuculuk faaliyetleri, uluslararası kuruluşlar tarafından trafik güvenliği çalışmalarında hesaba katılması gereken faktörlerden birisi olarak değerlendirilmektedir.
Trafik güvenliğinin genel olarak kaza mağdurları alanında aktif olan Sivil Toplum Kuruluşlarının, trafik güvenliği alanında desteğinin alınması, trafik kazalarının maddi, sosyal ve kültürel sonuçlarının topluma kendi sesinden anlatılması, yapılan her türlü trafik güvenliği çalışmasına toplumsal desteğin alınması açısından önem arz etmektedir.
İnsanın korunmasını ve paydaşlar arasında sorumluluk paylaşımını esas alan Güvenli Sistem Yaklaşımının mevzuata işlenmesi, kurumsal yapıların bu yaklaşıma göre organize edilmesi, tüm trafik güvenliği müdahalelerinin bu yaklaşım çerçevesinde yapılması, vatandaşlarımızın beklentilerinin karşılanması bakımından önem taşımaktadır.
Türkiye’de karayolu güvenliğinin iyileştirilmesinde karar vericilere destek olunması amacıyla karayolu trafik güvenliği alanında sivil toplumun geliştirilmesi
Sivil toplum kuruluşlarının esnek yapısı, lobi çalışmalarında tüm katmanlara kolayca ulaşabilirlikleri, uluslararası kuruluşlar tarafından tanınırlıkları kamu kurumları tarafından yapılan
çalışmaların tanıtımında ve bu çalışmalara destek sağlanmasına katkı sunabilmektedir. Sivil toplum kuruluşları tarafından sunulan savunuculuk hizmetleri genel olarak şu konularda olmaktadır;91
•Trafik güvenliği konusuna dikkatin çekilmesi,
•Trafik güvenliğine ilişkin sorunlara çözüm iradesinin güçlendirilmesi,
•Trafik kazalarının nedenleri ve alınan tedbirlerin gerekliliği konusunda toplumun ikna edilmesi,
•Trafik güvenliği alanında üretilen stratejilerin, alınan tedbirlerin sahiplenilmesi, önleme ve kaza sonrası sunulan hizmetler konusunda sosyal kabulün artırılması,
•Yol kullanıcısı davranışlarının uyum yönünde geliştirilmesinde topluma örnek olunması,
•Toplumun her katmanıyla kamu kuruluşları arasında köprülerin kurulması,
•Trafik güvenliği alanına yapılan yatırımların ve kaza mağdurlarına yönelik iyileştirici faaliyetlerin artırılması,
•Trafik güvenliğinin sağlanması bakımından toplumda farkındalık oluşturulması, sayılabilmektedir.
Ayrıca, savunuculuk faaliyetlerinin spesifik hedeflerinin her kampanya ile birlikte planlanması ve kampanyalara eşlik etmesi önem taşımaktadır. Bu bağlamda yapılabilecek çalışmalar şu şekilde özetlenebilir;
•Aynı hedefe ulaşmaya çalışan STK’larla işbirliği,
•Sivil toplum kapasite artırımı,
•Analiz, veri ve araştırmalar, pozisyon belgeleri,
•Sektörün aktörleri ile iş birliği,
•Karar alıcılar nezdinde savunuculuk,
•Toplum temelli aktiviteler,
•Ortaklık (Partnerlik),
•Özel sektörlerle iş birliği.
Savunuculuk stratejisinde, iletişim stratejisinde planlanan kampanyalar ile eş zamanlı ve eşgüdüm içinde içerikler oluşturularak kamuoyunun dikkatini konuya çekmek, talep oluşturmak ve kamuoyu baskısı aracılığıyla yasal ve çevresel düzenlemelerin gerçekleşmesi için çalışmalar yapılması önerilmektedir. Bilimsel yöntemler ve şeffaflık ilkesi çerçevesinde karar vericiler ve yasa yapıcılar nezdinde etki oluşturmak üzere bir stratejinin izlenmesi, Türkiye’de trafik ve trafik güvenliği alanında çalışmalar yapan STK’ların kapasitelerinin artırılmasına yönelik çalıştayların, eğitimlerin, kongrelerin düzenlenerek projelerin geliştirilmesi, orta ve uzun vadede kanıta dayalı çalışmaların temellerinin atılması önem taşımaktadır.
j. İş Birliği, Koordinasyon ve Uluslararası Çalışmalar
Karayolu Trafik Güvenliğinin, birçok bilim dalını kapsayan bir konu olması sebebiyle kurumlar arasında koordinasyonun sağlanması çok önemlidir. Dünya örneklerinden elde edilen genel manzara, paydaş kurum ve kuruluşların trafik güvenliği konusunda ayrı ayrı çalışmalar yürüttükleri, ancak yapılan çalışmalarda birimler arası koordinasyonun yeterli olmaması nedeniyle kazaların ve ölümlerin azaltılmasında yeterince etkili olunamaması şeklinde ortaya çıkmaktadır.
Aşağıdaki şekilde daha güvenli yollar ile birlikte hareketlilik yönetimi ve trafik kurallarının denetimi kapsamında yürütülmesi planlanan çalışmalarla trafik güvenliğinin sağlanması özetlenmiştir.
Araştırma ve geliştirme çalışmalarının koordinasyonu
Trafik güvenliğine yönelik enstitüler, üniversiteler, kamu ve özel teşekkülleri tarafından yürütülen araştırma ve geliştirme çalışmalarının koordine edilmesi, kamu ve özel sektör yatırımlarının koordine edilmesi önem taşımaktadır. Ülke örneklerine göre, yeterince bütçeye sahip ve tercihen bağımsız bir yapıya sahip olan trafik güvenliği araştırma yapısının, trafik güvenliği araştırmalarının yürütülmesine olumlu katkıları bulunduğu değerlendirilmektedir.
Ulusal seviyede kurumlararası koordinasyon
Trafik güvenliği, birçok sektörün ortaklaşa çalışmasını gerektiren ve sorumlulukların birçok kuruma paylaştırıldığı bir alandır. Karayolu altyapısı ve ulaşım, araçların üretimi, ithalatı, kullanımı ile ilgili alan, eğitim, denetim, sağlık, bilgilendirme faaliyetleri, tüm trafik güvenliği faaliyetlerine bütçe sağlanması, mevzuat çalışmalarının yapılması gibi birçok alandaki faaliyetlerin koordineli olarak ve iş birliği halinde yürütülmesi durumunda başarının sağlanabilmesi mümkündür.
Mahalli seviyede koordineli çalışmaların yürütülmesi
Trafik güvenliği ulusal seviyede bir halk sağlığı sorunu olmasının yanında, mahalli seviyede de incelenmesi gereken bir problemdir. Belli bir bölgede veya mahallede ortaya çıkan trafik güvenliği sorunları hakkında en doğru gözlem, o bölgede ikamet eden, günlük hayatta alışverişe giden, iş ile ev arasında zorunlu olarak ulaşım vasıtalarını kullanmak zorunda olan veya çeşitli şekillerde yol kullanıcısı olarak karayolu trafiğine dâhil olan insanların geliştirdiği gözlemdir. Bu nedenle bu insanların gözlemlerinden yola çıkarak tedbirlerin geliştirilmesi, trafik problemlerinin çözümüne katkı sunmaktadır.
Bu nedenle mahalli seviyede vatandaşlarla, vatandaşların temsilcisi olan muhtarlar başta olmak üzere toplum temsilcileriyle ilişkilerin geliştirilmesi, talep ve şikâyetlerin değerlendirilmesi, problemlerin çözümüne yönelik çalışmalar yapılarak sonucundan ilgilisine bilgi verilmesi mahalli seviyede koordineli çalışmaların yürütülmesi için önem taşımaktadır.
Uluslararası faaliyetlerin trafik güvenliğine katkısı
Birleşmiş Milletlerin farklı kurumları, Avrupa Birliği, Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı, İslam İşbirliği Teşkilatı gibi birçok uluslararası ve bölgesel kuruluşun, dünyada ciddi bir sorun olarak beliren trafik güvenliğinin sağlanması amacıyla yürüttüğü çalışmalar bulunmaktadır.
Ülkemizin trafik güvenliği alanında gösterdiği duyarlılığın ve yürüttüğü faaliyetlerin uluslararası kurum ve kuruluşların desteği ile güçlendirilmesi, araştırmalarda faydalanılması ve başka ülkelere yönelik örnek faaliyetlerde bulunulması sonucu uluslararası ilişkilerin trafik güvenliği alanında da geliştirilmesinin ülkemizin gücüne güç katacağı değerlendirilmektedir.
Şekil:Trafik Güvenliği Unsurlarının Koordinasyonu
Deprem başta olmak üzere doğal afetler ile diğer acil durumlarda trafik güvenliğine yönelik müşterek çalışmaların yürütülmesi
Jeolojik ve topoğrafik yapı ile iklimsel özellikler nedeniyle ortaya çıkan, başta depremler olmak üzere, insanlar için afet sonucu doğuran tehlike ve tehditlerle baş edebilme konusunda son yıllarda önemli gelişmeler sağlanmış, kurumsal ve toplumsal alanlarda önemli mesafe kat edilmiş, Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) tarafından gerek yurtiçindeki gerekse yurtdışındaki afet ve acil durumlarda etkin ve etkili müdahaleler gerçekleştirilerek önemli başarılara imza atılmıştır.
Deprem riskini azaltmada ve depremle baş edebilmede hazırlıklı ve dirençli bir toplum yaratılması, bu amaca yönelik kurumsal alt yapının oluşturulması ve konuyla ilgili ar-ge faaliyetlerinin önceliklerinin belirlenmesi amacıyla hazırlanmış olan “Ulusal Deprem Stratejisi ve Eylem Planı-2023” ile “Türkiye Afet Müdahale Planı (2013)” kapsamında kurum ve kuruluşların depremler başta olmak üzere acil durumlardaki görev ve sorumlulukları belirtilmiştir.
“Türkiye Afet Müdahale Planı” ile afet ve acil durumlarda güvenlik ve trafiğin sağlanmasına yönelik görevlerin İçişleri Bakanlığı koordinesinde yerine getirilmesi planlanmış olup, trafikle ilgili başlıca görevler arasında;
•Kullanılabilir yollarda trafik akışkanlığının sağlanması ve trafiğin gerektiği şekilde yönetilmesi,
•Afet ve acil durum hizmetlerinde kullanıldığı bildirilen araçların (tanınmasını sağlayacak standardı belirlenmiş logo, işaret vb.) geçiş üstünlüğünün sağlanması,
•Afet ve acil durumun gerçekleştiği bölgede ihtiyaç duyulan güvenlik personelinin araç, gereç vb. ile birlikte bölgeye sevkinin sağlanması,
•Uluslararası yardım ekiplerinin olay yerine, belirlenen güzergâhlardan güvenli şekilde ulaşımının sağlanması yer almaktadır.
Söz konusu planda; afet ve acil durumlarda, afet bölgesine en hızlı ve güvenli ulaşımın sağlanması ve seyrüsefer düzenlenmesine yönelik görevlerin Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı koordinasyonunda, İçişleri Bakanlığı ve diğer destek çözüm ortakları ile birlikte müştereken yürütülmesi planlanmış olup, bu görevler arasında;
•Afet mahalline ve afet mahallinde ulaşımın en kısa zamanda sağlanmasının gerektirdiği tertip ve düzenlerin alınması, aldırılması,
•Alternatif yolların ve öncelikli kullanılacak yolların belirlenmesi ve duyurulması,
•Trafik güvenliği yönünden gerekli istikamet ve kilometre levhaları ile diğer işaretlerin düzenlenmesi,
•Hasar görmüş kara ve demiryolları ile hava ve deniz limanları, köprü ve viyadüklerin onarımlarının yaptırılması,
•Başta ana arterler olmak üzere tıkanan yollar üzerindeki enkazın öncelikle kaldırılması ve molozların temizlenmesi yer almaktadır.
Depremler başta olmak üzere, olası tüm doğal afetler ve diğer acil durumlarla ilgili görev ve sorumlulukların aksamadan yerine getirilmesini teminen, gerekli tüm konularda hazırlıkların yapılması, planlama ve organizasyon çalışmaları ile kurumsal kapasitenin güçlendirilmesi, eğitim ve tatbikatların yapılarak müşterek hareket tarzlarının belirlenmesi çok büyük önem taşımaktadır.
TRAFİK GÜVENLİĞİ YÖNETİMİ
STRATEJİK AMAÇ: Trafik Güvenliği Yönetiminin Güvenli Sistem Yaklaşımına Uygun ve Çok Boyutlu Olarak Tüm Unsurlarıyla Birlikte Güçlendirilmesi.
KILAVUZ STRATEJİLER VE ÖNERİLER
1. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun ilgili maddeleri başta olmak üzere, trafik güvenliği mevzuatında verilen görevlerin aksamadan yerine getirilmesi, trafik güvenliği hedeflerinden sapmaya izin verilmeden paydaş kurumlar arasında tam bir eşgüdüm içerisinde bu hedeflere ulaşılabilmesine yönelik çalışmaların takibinin yapılabilmesi, trafik güvenliğinde etkin mekanizmaların ve tedbirlerin tespiti, planlanması, yeterli bütçe ayrılarak yürütülmesi, sonuçlarının değerlendirilmesi ve etkilerinin ölçülmesi aşamalarının aksamadan yürütülmesi amacıyla; İçişleri Bakanlığı bünyesinde “Trafik Güvenliği Genel Müdürlüğü”nün kurulması ve bu yapılanma ile güçlü bir trafik güvenliği yapılanmasının ve temsilinin sağlanması,
2. Trafik güvenliği paydaşı olan tüm kurumlarla güçlü iş birliği, koordinasyon ve etkili bilgi paylaşımının sağlanması, trafik güvenliği alanındaki akademik bilgi birikiminin güçlendirilmesi ve gerekli araştırmaların yürütülerek uygulamaya katkı sağlanması, paydaş kurumların trafik güvenliği alanındaki çalışmalarının koordine edilmesi amacıyla İçişleri Bakanlığı bünyesinde oluşturulacak olan “Trafik Güvenliği Genel Müdürlüğü”ne gerekli kurumsal kapasitesinin sağlanması,
3. Karayolu altyapısı, yol ve yol çevresi, motorlu araçlar, sürücü ve yol kullanıcılarının eğitimi, bilgilendirilmeleri ve bilinçlendirilmeleri, trafiğin denetlenmesi ile karayolu trafiğini oluşturan tüm unsurlara ilişkin denetimler ve trafik kazası sonrası acil müdahale ile bakım ve tedaviye ilişkin unsurların “Güvenli Sistem Yaklaşımına” uygun hale getirilmesi,
4. Paydaş kurumların trafik güvenliği hedeflerini yerine getirebilmelerini teminen araç, gereç, malzeme, personel ve diğer kurumsal kapasitelerinin güçlendirilmesi,
5. Trafik güvenliğinin sağlanmasında ölçülebilir hedeflerin belirlenmesi,
6. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde “Trafik Güvenliği İhtisas Komisyonu” oluşturularak paydaş kurumların yasama alanındaki tasarı ve tekliflerini değerlendirmeleri, Avrupa Birliği Mevzuatı ve Uluslararası Yasa ve Anlaşmalar ile uyumunun sağlanması konusunun göz önünde bulundurulması,
7. Türkiye’de karayolu güvenliği ile ilgili tüm mevzuatın kapsamlı bir şekilde incelenmesi;
i. Kanunlar arasındaki tanımların tutarlılığının sağlanması, kanunlar arasındaki olası yorum çatışmalarının ortadan kaldırılması,
ii. Netliğin ve anlaşılırlığın geliştirilmesi,
iii. Yasanın uygulanmasının basitleştirilmesi,
iv. Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası anlaşmalardaki yükümlülüklerini yerine getirmesi için şu anda eksik olan hususların ele alınması,
v. Son on yılın teknolojik gelişmelerini içerecek şekilde yasal çerçevenin güncellenmesi,
8. Trafik güvenliğine ilişkin mevzuatta yapılan tüm düzenleme ve değişikliklerin “Güvenli Sistem Yaklaşımına” uygun olarak ve 2030 ile 2050 hedeflerini gözetecek şekilde yapılması,
9. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu ile bu kanunlara göre yayımlanan alt düzenleyici işlemlerin ve ilgili mevzuatın “Güvenli Sistem Yaklaşımına” uygun hale getirilmesi,
10. 1968 tarihli Karayolu İşaretleri ve Sinyalleri Sözleşmesine taraf olma sürecinin tamamlanması,
11. 1997 tarihli Tekerlekli Araçların Periyodik Teknik Muayeneleri ve bu Muayenelerin Karşılıklı Mutabakatı için Tekdüzen Koşullarının Kabulü hakkındaki Anlaşmaya taraf olunması,
12. 2008/96 sayılı AB direktifi olan Karayolu Altyapı Güvenliği Yönetimi’nin tamamıyla uygulanması,
13. 2015/758 sayılı Avrupa Parlamentosu ve Konseyinin e-call Tüzüğü’nün uygulanması,
14. 2015/413 sayılı Karayolu Güvenliği İle İlgili Trafik Suçları Hakkında Sınır Ötesi Bilgi Alışverişini Kolaylaştırmak konulu AB direktifi örneğinde; özellikle aşırı hız, alkol veya uyuşturucu etkisinde araç kullanma ve emniyet kemeri kullanımı başta olmak üzere trafik güvenliği açısından önem taşıyan kural ihlalleri ile ilgili sınır aşan anlaşmalar yapmak, bu anlaşmaya taraf ülkelerin vatandaşlarına ve bu ülkelere kayıtlı araçlara da kuralların tam ve aksamadan uygulanması için gerekli mevzuatın hazırlanması,
15. Elektronik denetime tabi tutulan ve ihlali tespit edilen sürücülerin veya araç sahiplerinin sürücü belgesinden puan düşülmesini sağlayacak mevzuat düzenlemesinin yapılması,
16. Yasal değişiklikler ile alt düzenleyici işlemlere ilişkin çalışmaların paydaş kurumlar arasında oluşturulacak Mevzuat Çalışma Grubu tarafından incelenerek hayata geçirilmesi ve takip eden Eşgüdüm Kurulu gündemine alınarak, sorumlu kurum tarafından Kurula bilgi verilmesi,
17. Karayolu Güvenliği Denetçilerine sertifika vermek üzere, uluslararası standartlara uygun bir birimin kurulması,
18. 2021-2030 Karayolu Trafik Güvenliği ve Strateji Belgesi ve buna göre hazırlanan eylem planları ile öngörülen hedeflerin gerçekleştirilmesine elverişli ve kurumsal hedeflere uygun bütçelerin hazırlanması,
19. Bilgi toplama, değerlendirme, analiz ve veri dağıtım faaliyetlerinin güçlendirilmesi, ortak veri tabanlarının oluşturulması, kaza önleme amacıyla yapılan çalışmalarda ve kaza sonrası aşamada bu veri tabanlarının kullanılması,
20. Kaza kayıtlarının çıkarılmasında, ölüm ve ciddi dereceli yaralanmaların tespit ve takibinde polis ve hastane kayıtlarını karşılıklı çakıştırıp kontrol edecek mekanizmaların güçlendirilerek geliştirilmesi,
21. Derinlemesine kaza analizlerinin yapılması, bu amaçla araç, gereç, personel, eğitim ve altyapı ile gerekli bilgi paylaşımına ilişkin yapının kurulması,
22. Kazaya yol açan olayların nedensellik zincirinin, çarpışma sonrası yeniden canlandırılması amacıyla kazalara ait ayrıntılı verileri içeren yönetim sisteminin uygulanması,
23. Kazalara bağlı yaralanmalara ilişkin veri oluştururken “Ciddi Yaralanma” tanımının DSÖ tanımıyla (Maksimum Kısaltılmış Yaralanma Ölçeği) uyumlaştırılması, bu tanımın uluslararası standartlara göre belirlenerek, trafik kazası sonucu ölümler ile birlikte ciddi yaralanmaların da 2030 yılına kadar %50 azaltılmaya çalışılması,
24. Farklı paydaş kurumlardan trafik güvenliği bilgilerinin toplanarak uluslararası kabul gören (CARE gibi) kaza veri bilgi sisteminin ülkemizde de oluşturulması ve düzenli raporlar halinde kamuoyuna sunulması,
25. Kaza verilerinin Milli Eğitim Bakanlığı tarafından toplanan sürücü eğitimi ve sertifikasyonu verileri ile ilişkilendirilmesi için bir protokol oluşturulması,
26. Ölümlü, yaralanmalı ve maddi hasarlı trafik kazaları hakkında sigorta şirketleri ile veri alışverişinde bulunmak için protokol oluşturulması,
27. Acil müdahale araçlarının kazalara yanıt verme süreleri (müdahale süresi) hakkında veri toplamak için bir protokol ve sistem oluşturulması,
28. Yol kullanıcılarının davranışlarının izlenmesine uygun mekanizmalar geliştirilmesi ve değişimlerin ilgili paydaşlarla paylaşılması, iyi uygulama örneklerine uygun olarak tedbirlerin bu değişimlere göre geliştirilmesi,
29. Araştırma, geliştirme ve inovasyon faaliyetlerine trafik güvenliğinin her aşamasında teknik ve teknolojik gelişmelerin millilik ve yerlilik özelliklerinin ön plana çıkarılarak uygulanması,
30. Yol ağındaki farklı yol türlerinde ortalama sürüş hızını hesaplamak için tüm karayolu ve otoyol ağındaki sürüş hızlarına ilişkin veri toplanması,
31. TS ISO 39001 - Yol Trafik Güvenliği Yönetim Sistemi’nin ulaşım sektöründe faaliyet gösteren tüm firmalar için zorunlu hale getirilmesi amacıyla gerekli inceleme, araştırma ve çalışmalarının yapılması,
32. Bir kurumun sorumlu olduğu her bir karayolu güvenliği faaliyeti için girdi ve çıktıları birbiriyle ilişkilendirmeye yönelik, karayolu güvenliğiyle ilgili performanslarının birbirleriyle karşılaştırılmasına imkan verecek fayda/ maliyet analizi yapılmasına yönelik metodoloji oluşturulması,
33. Trafik planlama, karayolu tasarımı, trafik güvenliği analizi, trafik hacmi, trafik istatistikleri, trafik yönetimi, karayolu ekipmanı ve toplu taşıma konularında araştırmalar yapılması,
34. Şehirlerarası karayolu ulaşımında fiziki engellilerin taşınması dâhil, otobüsle taşımacılığın kalitesinin, etkinliğinin ve güvenliğinin geliştirilmesi konusunda araştırmaların yapılması,
35. Uluslararası kuruluşlarla karşılıklı bilgi değişimi, eğitim ve koordinasyon çalışmalarının güçlendirilmesi,
36. Trafik güvenliğini oluşturan tüm unsurlar tarafından uluslararası iyi uygulama örnekleri çerçevesinde ülkemize uygun çalışmaların yapılması,
37. Periyodik olarak uluslararası iyi uygulamalarla kıyaslama yapabilmek için incelemelerin yapılması, yeni güvenlik stratejileri için gerekli yasal düzenleme ihtiyacı olup olmadığının tespit edilmesi, teknik gelişmeye ayak uydurmak için düzenlemelerin yapılması,
38. Kaza oluş nedenlerine ait soruşturmaları yürütmek maksadıyla müfredat geliştirilmesi ve uzman eğiticilerin eğitimine yönelik kapsamlı bir eğitim programı oluşturulması,
39. Trafik psikolojisi, trafikte ilk yardım, sürücü eğitimi, güvenli sürüş tekniklerinin geliştirilmesi, sürücü kursları, psikoteknik ve mesleki eğitim üzerine araştırma yapılması,
40. Üniversitelerde Yol Güvenliği Eğitimi için yüksek lisans bölümlerinin oluşturulması,
41. Hız denetimi, alkollü ve uyuşturucu madde etkisinde araç kullanma, emniyet kemeri takmama ve koruyucu başlık kullanmama gibi trafik ihlallerinin denetimi ile ilgili somut hedefleri olan denetim standartlarının geliştirilmesi,
42. Emniyet kemeri ikazı, alkol kilitleri ve Akıllı Hız Yardımı gibi araç içi denetim sistemlerinin uygulamasının desteklenmesi,
43. Emniyet kemeri kullanımını, koruyucu başlık (kask) kullanımını, çocuk koruma sistemleri kullanımını yaygınlaştırmak ve sürüş sırasında elde tutulan cihazları/cep telefonlarını kullanan sürücülerin sıklığını belirlemek için bilimsel ilkelere dayanan anketin 3 yılda bir yapılarak sonuçlarının kamuoyu ile paylaşılması,
44. Trafik kazalarının önlenmesi ve araştırılması amacıyla karayolu taşıtlarına kara kutu (olay veri kaydedicisi) yerleştirilmesine yönelik AR-GE çalışmaları yapılması,
45. Paydaş kurumların Strateji Belgesi kapsamındaki trafik güvenliği performanslarının değerlendirilmesi,
46. Her kuruluşun yol güvenliği ile ilgili eylemleri için bir gösterge sistemi geliştirilmesi ve kurulması (Bu göstergeler kümesi ve bunları tahmin etmek için kullanılan yöntem, söz konusu kuruluşça performansının ölçülmesi için geçerli bir yol olarak kabul edilmelidir. Söz konusu göstergelerin hesaplanması için gerekli olan veriler mevcut olmalı, eğer mevcut değilse, zamanında toplanmalı ve sunulmalıdır). Bu gösterge seti aşağıdaki konuları kapsamalıdır;
i. Altyapının güvenlik seviyesi ve kalitesi,
ii. Karayolu ağında hız yönetiminin etkinliği,
iii. Denetim faaliyetlerinin etkinliği,
iv. Sürücü eğitimi ve sertifikasyonunun kalitesi,
v. Eğitim kalitesi,
vi. Tanıtım kampanyalarının kalitesi,
vii. Araçların yıllık yola elverişlilik kontrollerinin kalitesi,
viii. Kaza sonrası acil durum müdahalesinin hızı ve kalitesi,
47. Karayolu güvenliğinin, özel sektörün kurumsal sosyal sorumluluk projelerine dâhil edilmesi için “Karayolu Güvenliği İşbirliği Programı” geliştirilmesi,
48. Tüm karayolu ağını kapsayacak şekilde “Trafik ve Hareketlilik Araştırması” yapılması,
49. Türkiye’deki tüm karayolu ağındaki yol bölümlerinin güvenliğini derecelendirmek için bir “Güvenlik Sıralaması ve Yönetim Sistemi”nin oluşturulması,
50. Karayolu güvenliği araştırması yapmak için “Trafik Güvenliği Araştırma Fonu” kurularak araştırma faaliyetlerine destek olunması,
51. Karayolunda yük ve yolcu taşımacılığı yapan tüm firmaların trafik güvenliği alanında özen göstermelerinin özendirilmesi amacıyla, trafik güvenliğiyle ilgili performanslarının tarafsız olarak tespit edilerek “Sektörel Trafik Güvenliği Raporu” hazırlanması,
52. Trafik güvenliği alanında yapılan çalışmaları ortaya koyan, durum değerlendirmesi ile gelecek hedeflerin ifade edildiği ve performans değerlendirmesine dayalı olarak yıllık “Türkiye Trafik Güvenliği Raporu”nun hazırlanarak yayınlanması,
53. Güvenli Sistem Yaklaşımını benimseyerek trafik güvenliği bakımından en uygun tedbirleri alan, vatandaşlara en güvenli trafik ortamını sağlayan il ve ilçelerin yıllık bazda belirlenerek “Güvenli Trafik Şehri” ödüllerinin verilmesi,
54. Trafik güvenliği paydaş kurumları başta olmak üzere, basın ve yayın organları, sivil toplum teşekküllerinin trafik güvenliğine katkılarının artırılması amacıyla “Trafik Güvenliği Ödülleri”nin verilmesi.
55. Deprem ve diğer doğal afetler sırasında; yaya ve araç trafiğinin arındırılması, ulaşım yollarının açık tutulması, trafik tedbirleri bakımından acil müdahale planlarının oluşturulması ve tatbikatların yapılması.
Sosyal Medyada Takip Edin