T.C. İÇİŞLERİ BAKANLIĞI
WEB SİTESİ GİZLİLİK VE ÇEREZ POLİTİKASI
Web sitemizi ziyaret edenlerin kişisel verilerini 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu uyarınca işlemekte ve gizliliğini korumaktayız. Bu Web Sitesi Gizlilik ve Çerez Politikası ile ziyaretçilerin kişisel verilerinin işlenmesi, çerez politikası ve internet sitesi gizlilik ilkeleri belirlenmektedir.
Çerezler (cookies), küçük bilgileri saklayan küçük metin dosyalarıdır. Çerezler, ziyaret ettiğiniz internet siteleri tarafından, tarayıcılar aracılığıyla cihazınıza veya ağ sunucusuna depolanır. İnternet sitesi tarayıcınıza yüklendiğinde çerezler cihazınızda saklanır. Çerezler, internet sitesinin düzgün çalışmasını, daha güvenli hale getirilmesini, daha iyi kullanıcı deneyimi sunmasını sağlar. Oturum ve yerel depolama alanları da çerezlerle aynı amaç için kullanılır. İnternet sitemizde çerez bulunmamakta, oturum ve yerel depolama alanları çalışmaktadır.
Web sitemizin ziyaretçiler tarafından en verimli şekilde faydalanılması için çerezler kullanılmaktadır. Çerezler tercih edilmemesi halinde tarayıcı ayarlarından silinebilir ya da engellenebilir. Ancak bu web sitemizin performansını olumsuz etkileyebilir. Ziyaretçi tarayıcıdan çerez ayarlarını değiştirmediği sürece bu sitede çerez kullanımını kabul ettiği varsayılır.
Web sitemizi ziyaret etmeniz dolayısıyla elde edilen kişisel verileriniz aşağıda sıralanan amaçlarla T.C. İçişleri Bakanlığı tarafından Kanun’un 5. ve 6. maddelerine uygun olarak işlenmektedir:
Web sitemizi ziyaret etmeniz dolayısıyla elde edilen kişisel verileriniz, kişisel verilerinizin işlenme amaçları doğrultusunda, iş ortaklarımıza, tedarikçilerimize kanunen yetkili kamu kurumlarına ve özel kişilere Kanun’un 8. ve 9. maddelerinde belirtilen kişisel veri işleme şartları ve amaçları kapsamında aktarılabilmektedir.
Çerezler, ziyaret edilen internet siteleri tarafından tarayıcılar aracılığıyla cihaza veya ağ sunucusuna depolanan küçük metin dosyalarıdır. Web sitemiz ziyaret edildiğinde, kişisel verilerin saklanması için herhangi bir çerez kullanılmamaktadır.
Web sitemiz birinci ve üçüncü taraf çerezleri kullanır. Birinci taraf çerezleri çoğunlukla web sitesinin doğru şekilde çalışması için gereklidir, kişisel verilerinizi tutmazlar. Üçüncü taraf çerezleri, web sitemizin performansını, etkileşimini, güvenliğini, reklamları ve sonucunda daha iyi bir hizmet sunmak için kullanılır. Kullanıcı deneyimi ve web sitemizle gelecekteki etkileşimleri hızlandırmaya yardımcı olur. Bu kapsamda çerezler;
İşlevsel: Bunlar, web sitemizdeki bazı önemli olmayan işlevlere yardımcı olan çerezlerdir. Bu işlevler arasında videolar gibi içerik yerleştirme veya web sitesindeki içerikleri sosyal medya platformlarında paylaşma yer alır.
Oturum Çerezleri (Session Cookies) |
Oturum çerezleri ziyaretçilerimizin web sitemizi ziyaretleri süresince kullanılan, tarayıcı kapatıldıktan sonra silinen geçici çerezlerdir. Amacı ziyaretiniz süresince İnternet Sitesinin düzgün bir biçimde çalışmasının teminini sağlamaktır. |
Web sitemizde çerez kullanılmasının başlıca amaçları aşağıda sıralanmaktadır:
Farklı tarayıcılar web siteleri tarafından kullanılan çerezleri engellemek ve silmek için farklı yöntemler sunar. Çerezleri engellemek / silmek için tarayıcı ayarları değiştirilmelidir. Tanımlama bilgilerinin nasıl yönetileceği ve silineceği hakkında daha fazla bilgi edinmek için www.allaboutcookies.org adresi ziyaret edilebilir. Ziyaretçi, tarayıcı ayarlarını değiştirerek çerezlere ilişkin tercihlerini kişiselleştirme imkânına sahiptir.
Kanunun ilgili kişinin haklarını düzenleyen 11 inci maddesi kapsamındaki talepleri, Politika’da düzenlendiği şekilde, ayrıntısını Bakanlığımıza ileterek yapabilir. Talebin niteliğine göre en kısa sürede ve en geç otuz gün içinde başvuruları ücretsiz olarak sonuçlandırılır; ancak işlemin ayrıca bir maliyet gerektirmesi halinde Kişisel Verileri Koruma Kurulu tarafından belirlenecek tarifeye göre ücret talep edilebilir.
Trafik kazalarının meydana gelmesinde en önemli unsurlardan biri yol kullanıcılarının davranışlarıdır. Yol kullanıcılarının davranışlarını, almış ve almakta oldukları eğitim ve daha önceki yolculuk deneyimleri belirlemektedir. Trafik eğitimi sadece yol kullanıcı türü olarak tanımladığımız, sürücü, yaya, yolcu, bisikletli, motosikletlileri değil; geleceğimiz olan çocuklarımızı, onları yetiştiren öğretmenleri, akademisyenleri, trafik denetimlerinden sorumlu birimleri, karayolu ulaşım altyapılarını tasarlayan ve inşa eden mühendisleri, politika yapıcıları kısacası bütün toplumu kapsamaktadır. Bütün yol kullanıcı türlerini kapayacak şekilde sürdürülebilir insan odaklı bir trafik eğitimi, trafik kazalarının azalması için en etkili enstrümanlardan biri olarak tanımlanabilir.
Uluslararası kuruluşlar tarafından yayınlanan raporlarda, sürücü eğitimine ilişkin sınırlı bir yaklaşımın yerine, daha geniş bir yaklaşımın teşvik edilmesi, eğitim ve öğretimin, hayat boyu süren “eğitsel bir süreç” olarak görülmesi ve ayrıca eğitim ve öğretimin, tüm karayolu kullanıcılarını kapsayacak şekilde genişletilmesi, her yaş grubuna adapte edilen uygulamalı ve teorik eğitimlerin oluşturulması, sürücü sınavlarının ve eğiticilerle ilgili asgari standartların tespit edilmesi, incinebilir yol kullanıcılarının göz önünde bulundurulması, bisikletliler ve yayaların güvenliği, yaşlı kişiler için araç kullanma uygunluğuna yönelik eğitim alternatiflerinin araştırılması, uygun altyapı tasarımı ve sinyalizasyonun kurulması ve yeterli pasif güvenlik cihazlarının sağlanması gibi çeşitli tedbirlerin alınması, motosiklet sürücüleri için güvenliği yükseltici tedbirlerin alınması, sürücü destek sistemleri, (akıllı) hız sınırlayıcılar, emniyet kemeri hatırlatıcılar, e-arama gibi birçok hususta tavsiyelerde bulunulmaktadır.
Eğitim, trafik güvenliğinde Güvenli Sistem Yaklaşımının önemli unsurlarından birisidir. AB ülkelerinde tavsiye edilen yaklaşım gereği okullardaki eğitimin her basamağında trafik güvenliği ve ulaşım eğitiminin verilmesinin yanı sıra, eğitsel kampanyalar da yürütülmektedir. Buna rağmen, AB üyesi ülkelerde farklı eğitim yaklaşımlarının bulunduğu ve tavsiye edilenin dışında uygulaması olan ülkelerin de bulunduğu görülmektedir.
Eğitim ve bilgilendirme, başarılı güvenli sürüş davranışı için yoğunlaşılması gereken alanlardan biri olarak kabul edilmektedir. Sürücü belgesine sahip olunması, belge sahibinin yeterli sürüş bilgi, beceri ve yeteneklerini kazandığını göstermektedir. Eğitim faaliyetleri kapsamında, sürücünün yetiştirilmesi, bilgilendirilmesi ve eğitilmesinin yanı sıra çocuk, genç yol kullanıcıları ve sürücülerin bilinçlendirilmelerine yönelik yaklaşımlar da bulunmaktadır.
Sürücülerin yetiştirilmesi uzun ve meşakkatli bir süreç olup, dikkat ve özen gerektirmektedir
Kural ihlallerinin genel olarak, sürücünün yeteneklerini çok üstün görmesinden, riskleri kestirememesinden veya riskleri hafife almasından ve sosyal/psikolojik olarak çevresinden etkilenmesinden kaynaklandığı değerlendirilmektedir. Sürücüler, 15 ve devamı yaşlarda motorlu bisikletlerle veya motosikletlerle tanışmakta ve ilk defa bir vasıtayı kullanma duygusunu yaşamaya başlamaktadır.
Temel sürücü eğitiminin öncesinde, örgün eğitim basamaklarında trafik kurallarına, işaretlerine ve düzenine aşinalık oluşturulmasının yanı sıra, doğru kuralların benimsenmesi açısından pratik eğitiminin yaptırılması ve öğrenilen bilgilerin pekiştirilmesi sağlanabilmektedir.
Sürücü kurslarındaki teorik eğitimin pratik uygulamalarla desteklenmesi ve kurala uyulmaması durumunda ortaya çıkması muhtemel kötü sonuçların da sürücü adaylarına yazılı, görsel ve işitsel olarak gösterilmesi kavrayışı artıracaktır.
Şekil: İki Aşamalı Sürücü Eğitimi
Bazı ülkelerde uygulaması olan diğer bir sisteme göre de, sürücülük eğitimi ortaöğretimde derinlemesine verilmektedir. Trafik kültürü seviyesinde bırakılmayan örgün eğitimde, temel sürücülük becerileri kazandırılmakta, teorik ve pratik dersler ile öğrencinin araç kullanma becerisi geliştirilmekte ve trafik kuralları öğretilmektedir. Öğretim aşamasında yazılı ve uygulama testlerini geçen öğrenciye “Öğrenci Sürücü Belgesi” verilmekte, ciddi oranda sınırlamalar yapılarak sürücülük becerisini canlı trafikte geliştirmesi sağlanmaktadır. Bu aşamadan sonra “Geçici Sürücü Belgesi” aşamasına geçen sürücü adayı yine sınırlamalı olarak araç kullanmakta ve şartları gerçekleştirdiği takdirde tam sürücü olma hakkını elde etmektedir.
Söz konusu üç aşamalı sürücü belgesi sahibi olma usulü aşağıda gösterilmiştir.
Şekil: Üç Aşamalı Sürücü Belgelendirme
Sürücü eğitimleri konusu incelenirken birkaç önemli başlığın detaylı olarak ele alınması gerekmektedir.
•Genç ve tecrübesiz sürücüler,
•Refakatli araç kullanma ve yeni belgelendirilen sürücüler,
•Sürücü kursları, konuları detaylı olarak incelenecektir.
Genç ve tecrübesiz sürücüler
Araç sürmeyi öğrenmek karmaşık ve uzun soluklu bir öğrenme faaliyetidir. Bilgiyi elde etme, sürüş yeteneklerini geliştirme, risk ve kabiliyeti iyi değerlendirebilme gibi ölçütleri kapsar. Bu da, acemi sürücülerin kaza istatistiklerinde büyük payı oluşturması gerçeğinden de anlaşılacağı üzere, kolay bir süreç değildir.
Öğrenme aşamasındaki sürücülerin büyük bir çoğunluğu gençtir. Bu açıdan, gençlerin yapısını temel alan sürücü yetiştirme programları geliştirilmelidir. Araştırmalara göre genç sürücüler için üç ana sorun ve risk bulunmaktadır;
•Yetenekleri aşırı görme ve riskleri önemsememe,
•Yeterli derecede güvenlik sağlayacak motivasyon eksikliği,
•Deneyim eksikliği.
Beyin gelişimine yönelik çalışmalar, 18 yaşındaki insan beyninin; özellikle de dürtü kontrolü ve bilgi entegrasyonu (eyleme geçmeden önce düşünme) ile ilgili kısmının yeterince gelişmiş olduğunu göstermektedir.
Genç sürücüler üzerinde etkili olan faktörlerden birisi de bu yaş grubu insanlar üzerinde oluşan sosyal baskıdır. Bu yaş grubundaki gençler kişilik gelişimlerinin tamamlanma basamaklarını henüz tırmanmakta olduklarından, diğer insanlara karşı normalde olduklarının dışında davranışlar sergilemekte ve trafikte aşırı risk alınması anlamına gelecek davranışlar gösterebilmektedirler. Özellikle genç erkek sürücülerin var olan yeteneklerine çok güvendikleri, aşırı ve uygun olmayan hızda araç kullandıkları, emniyet kemerinin ve motosiklet koruyucu başlığının kullanılmaması gibi güvensiz davranışlara başvurdukları değerlendirilmektedir.
Ayrıca, gençlerin çevrelerindeki baskıya karşı da duyarlı oldukları bilimsel olarak kabul edilmektedir. Tecrübelerden, genç sürücülerin, arabada yine genç yolcular varken takip mesafesine daha az dikkat ettikleri ve daha hızlı araç kullandıkları sonuçlarına varılmaktadır.
Refakatli araç kullanma ve yeni belgelendirilen sürücüler
Genç sürücülerin tecrübe eksikliği, sürücülük esnasında ortaya çıkan risk ve tehlikeler açısından önemli bir sorundur. Sürücülerin, araç kullanırken kendilerinden kaynaklanan riskleri önlemelerinin yanı sıra başka yol kullanıcılarından kaynaklanabilecek olası riskleri de öngörmeleri gerekmektedir. Bu sorunun çözümü için, birçok ülke bir ebeveynin gözetimi altında (refakatli araç kullanma) gibi uygulamaları hayata geçirmiş olup, tek başına sürüş için sürücü belgesi almadan önce gençlerin yollarda daha çok tecrübe kazanacakları refakatli sürücü eğitim sistemine geçilmiştir. Bu sistemde yetişerek tecrübe kazanan ve akabinde gerekli şartları sağladıktan sonra müstakilen sürücülük yapanların çok daha az kaza yaptıkları değerlendirilmiştir.
Refakatli sürücülük döneminde, refakat eden kıdemli sürücünün, trafik kurallarına karşı tavrı önem taşımakta olup, bu dönem için görevlendirilen ebeveynin geçmiş ihlal ve kaza kaydının dikkate alınması gerekmektedir. Refakat edilen sürüş dönemini müteakip sürücülerin refakatsiz olarak araç sürmelerine müsaade edilen bir dönem de bulunmakta olup, bu dönemde sürücüleri yüksek riskli durumlardan korumak amaçlı bir takım sınırlamalar da getirilmektedir. Bunlar arasında kandaki alkol seviyesinin daha alt basamakta sınırlanması, gece sürücülüğünün kısıtlanması ile aynı araçta bulunan sürücü ve aynı yaş grubundaki kişilerin bulunamaması gelmektedir.
Sürücü kursları
Sürücü eğitimlerinin topluma kazandırdığı değer, kaza ve kayıpların doğrudan önlenmesi noktasında değil, kaza ve kayıpları azaltacak mekanizmaları sağlayacak bir yol güvenliği kültürünün geliştirilmesi ve meşrulaştırılması noktasındadır.
Ülkemizde özel motorlu taşıt sürücüsü yetiştirmek, yetişmiş olanlara sınav sonucu sertifika vermek, trafik ile ilgili öğretim ve eğitim yaptırmak ve özel sürücü kursu açılmasına izin vermek ve bunları denetlemek görevi Karayolları Trafik Kanunu ile “Millî Eğitim Bakanlığına” verilmiştir.
Karayolu trafik güvenliğinin her anlamda tam olarak tesis edilmesi için gerekli olan ve üzerinde durulması gereken konuların başında sürücü eğitimleri gelmektedir. Ülkemizde sürücü eğitimleri Milli Eğitim Bakanlığı Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürlüğü tarafından planlanmakta, eğitim modülleri geliştirilmektedir. Hali hazırda ülkemiz genelinde faaliyet gösteren Motorlu Taşıt Sürücüleri Kurslarında otomobil cinsi araç kullanacaklar için 34 saat teorik ve 16 saat uygulamalı direksiyon eğitimi olmak üzere toplam 50 saat eğitim verilmektedir.
Avrupa ülkelerinde ise, Avrupa Komisyonu’nun 2006/126/EC sayılı direktifine göre sürücü eğitimleri ve sınav modelleri geliştirilmektedir.
Sürücü eğitimi ve belgelendirme sistemlerini Avrupa Komisyonu’nun 2006/126/EC sayılı direktifine uyumlu hale getiren birçok ülke olmasına rağmen, ülkeler arasında uygulama farklılıkları mevcuttur. Deneme süreleri, geçici belgelendirme ve kademeli belgelendirme sistemleri, teori sınavları ve tehlike algılama sınavları gibi birçok yeni sistem halen uygulama aşamasındadır.
Milli Eğitim Bakanlığı Özel Motorlu Taşıt Sürücüleri Kursu Yönetmeliğinin ilgili maddelerine göre tüm sürücü belgeleri kategorilerinde verilen dersler şu şekildedir;
•Trafik ve Çevre - 16 saat,
•İlk yardım - 8 saat,
•Araç tekniği - 6 saat,
•Trafik adabı - 4 saat, teorik olarak verilir.
Ayrıca, aday sürücülere akan trafikte ders almalarına izin verilmeden önce yapay eğitim alanında veya bir simülatörde en az 2 saatlik direksiyon dersleri verilmektedir. Direksiyon eğitimlerinin sürücü belgesi sınıflarına göre;
•M, A1, A2, A ve B1 kategorisi için - 12 saat,
•A kategorisi için - 6 saat,
•B kategorisi için - 14 saat,
•D1 kategorisi için - 7 saat,
•D kategorisi için - 14 saat,
•C kategorisi için - 20 saat
•BE, C1E, CE, D1E ve DE kategorisi için - 6 saat,
•F kategorisi için - 12 saat, olarak verilmesi sağlanmaktadır.
Uygulamalı direksiyon eğitim dersleri ise şehiriçi veya şehirlerarası karayollarında akan trafikte yapılmaktadır.
Türkiye Ulusal Programı 2013-Katılım Öncesi Mali Yardım Aracı kapsamında yürütülen Karayolu Güvenliği-Trafikte %100 Yaşam Projesi kapsamında hazırlanan “Sürücü Eğitimi ve Sürücü Belgelendirme Uygulamalarının Değerlendirilmesine İlişkin Rehber ve İki Pilot İl için Yapılan Değerlendirme” isimli raporda üç noktanın altı çizilmiştir;
•Teorik ve pratik eğitimler için minimum saatlerin belirlenmesinin amacı, aday sürücülerin istenen düzeyde resmi eğitim almasını sağlamaktır. Ancak, hangi sistem kullanılırsa kullanılsın, aday sürücülerin gerekli sınavları/testleri geçebilmelerini sağlamak için yeterli eğitimleri alması önerilmektedir. Her aday sürücünün bilgi, yetenek ve kapasitesi farklı olacağından eğitimin sürücü becerisini kazandırma hedefine yönelik ve gerekirse adaya göre şekillendirilmesi gerektiği,
•Eğitmenlerin eğitim ve öğretim kalitesinde tam bir tutarlılık sağlanabilmesi için çalışma yapılması,
•Kademeli Sürücü Belgelendirme Sisteminin ölçülebilir faydaları olduğundan hareketle, bu yöntemin incelenmesi gerektiği, konuları belirtilmiştir.
•Buna göre sürücü eğitimlerinin sadece kısa dönemlerle sınırlandırılmaksızın uzun dönemli kademeli bir yapıya kavuşturulması, eğitim içeriğine tehlike algılama eğitimlerinin de dahil edilmesi, özellikle kademeli eğitimlerde özel yazılımlar geliştirilerek sınıf ortamının dışında ev ve ofis ortamında da söz konusu tehlike algılama eğitimlerinin ve testlerinin puanlama esasına göre verilebilmesi, sınavlarının geliştirilmesi gerekmektedir.
•Ayrıca, ülke uygulama örneklerinden anlaşılacağı üzere, sürüş sınavından önce sürücü adayının bir sürüş uzmanı eşliğinde minimum 120 saatlik uygulamalı sürüş becerisi kazandırma eğitimine dahil edilmesi uygulaması da değer bulunmaktadır. Acemi sürücüler için otoyol ve şehiriçi yollarda, gece ve gündüz zaman dilimlerinde, yağışlı ve buzlu zeminlerde becerilerini geliştirme imkânı veren pratik eğitim modelleri de geliştirilmelidir.
Son dönemde ortaya çıkan sürücü eğitimleriyle ilgili iyi uygulama örnekleri konusunda yapılan çalışmalara göre, pratik araç kullanma teknikleri üzerine odaklanan sürücü eğitimlerinin trafik güvenliği için yeterli olmadığı, sürücü eğitimleri kapsamında araç kullanma tekniklerinin yanı sıra trafik kültürü, sürücü etik davranışı ve çevreci sürüş gibi alanlara da odaklanması gerektiği görülmektedir.
Sürücü kurslarında verilen eğitimin bir aracın nasıl kullanıldığının öğretilmesinin yanı sıra sürücü davranışları ve psikolojisi, öngörülü sürücülük, sürücü motivasyonları, planlama ve karar alma gibi sürücülük yeteneğini güçlendiren unsurları da kapsaması gerektiği ileri sürülmektedir.
Bu çerçevede, birçok gelişmiş ülkedeki sürücü kursu eğitimindeki anlayışın değişmesi ile birlikte uluslararası kuruluşlarda da sürücü eğitiminin bir süreç olduğundan hareketle, sürücülerin kazanacağı yeteneklerin devamlı canlı tutulması, güncellenmesi ve geliştirilmesi gerektiğini değerlendirerek, sürücü eğitimini “Hayat Boyu Öğrenme” kategorisinde değerlendirmektedir.
Sürücü adayının sınava girmeden önce araç kullanma konusundaki beceri ve yeteneğinin mümkün olan en üst seviyeye getirilmesi hedeflenmelidir. Sadece sürücü sınavını geçmeye odaklanmış bir sürücü eğitiminin, sürücü adayının trafik kültürünü değiştirmek konusunda bir etkisinin olması beklenmemelidir.
Sürücü belgesi sınavının akabinde sürücü olmaya hak kazanan insanların, sürücülük becerilerinin hayat boyu öğrenme süreçleriyle devamlılığının sağlanması, belli periyotlarla sağlık testlerinin yapılması, fiziki şartları, araç kullanma becerileri ve yeteneklerinin devam ettiğinin teyit edilmesine ihtiyaç bulunmaktadır.
Yenileme eğitimleri, bazı trafik suçlarının işlenmesine veya mükerrer olarak işlenmesine bağlı olarak sürücüye zorunlu olarak verilen ve sürücü belgesinin tekrar geçerli olabilmesi için eğitim sonunda düzenlenen sınavda sürücünün başarılı olması gereken eğtimlerdir. İhlal karşılığında uygulanan ceza puanı sisteminde belirli eşik ceza puanını geçen sürücülere zorunlu yenileme eğitimi veren bazı AB üyesi ülkeler de mevcuttur.
Sürücülerin bazı kural ihlallerini yapmaları durumunda yeniden zorunlu eğitime tabi tutulması akabinde sürücü davranışlarında olumlu sonuçlara ulaşıldığına ilişkin veriler mevcuttur. Örneğin, mükerrer olarak aşırı hız yapan sürücülerin sürücü belgelerinin geçici olarak iptal edilmesi ve sonrasında zorunlu olarak “Hız Farkındalık Eğitimi” türü özel eğitimlere tabi tutulmaları durumunda, %90 oranında aşırı hız yapmaktan vazgeçtikleri gözlenmektedir. Aynı şekilde, trafik kazalarının ana nedenlerini oluşturan bazı kural ihlallerinin yapıldığının tespiti halinde, söz konusu ihlal ilk defa bile yapılmış olsa,
sürücü belgesinin askıya alınarak sürücüye zorunlu olarak o ihlal konusu kuralın öneminin derinlemesine olarak anlatıldığı kurslara katılmasının sürücü davranış değişikliğinde etkili olduğu değerlendirilmektedir.
Bazı ülkelerde, sürücü adaylarına verilen sürücü kursu eğitimi akabinde sınav yapılmakta, sınavda başarılı olan sürücü adaylarının araç kullanması sınırlandırılmakta, belli bir süre tecrübe kazanmaları sağlanmaktadır.
Tüm araç sürücülerinin sürüş becerilerinin geliştirilmesi ve sürüş anında tepki süreleri ölçülerek, sürücülerin tehlike algılama testlerine alınmaları suretiyle belirli sürelerle eğitime tabi tutulmaları trafik güvenliği yönünden önemli bulunmaktadır. Avrupa Komisyonu’nun direktif ve tavsiyeleri doğrultusunda araç sürücülerinin kullanmış oldukları araç sınıflarına göre sürücü belgelerini edindikleri yıldan itibaren özellikle ağır taşıt sürücülerinin 5 yıllık periyodlarla minimum 35 saatlik periyodik eğitimlere alınarak psiko-teknik muayeneye tabi tutulmaları şart koşulmaktadır. Belli bir süre aday sürücü statüsünde bulunan sürücüler tekrar eğitime alınmakta veya eğitim verilmeksizin kazandıkları tecrübenin ikinci bir sınavla test edilmesi sağlanmaktadır. Bu iki aşamalı sınav sistemiyle amaçlanan, sürücü kursu esnasında yeterli oranda pratik yapma tecrübesi bulamayan aday sürücülerin refakatli olarak ve gerçek trafik koşullarında belirli bir süre araç kullandıktan ve trafik kültürünü özümsedikten sonra refakatsiz araç sürmelerinin sağlanmasıdır.
Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından son yıllarda kusurlu olarak en çok kazaya karıştığı tespit edilen sürücülere yönelik verilen “Güvenli Sürüş Kuralları Eğitimleri” ile riskli sürücülere yönelik farkındalık ve eğitim faaliyetleri düzenlenmektedir.
Yapılan araştırmalardan, ticari yük ve yolcu taşımacılığı yapan araç sürücülerinin trafik kazasına karışma oranının hususi araç sürücülerine göre %30 ile %50 arasında değişen oranda daha fazla olduğu sonucuna varılmaktadır.125 Yine yapılan başka bir araştırmanın sonuçlarına göre ise, tüm dünyadaki ticari yük ve yolcu taşımacılığı yapan sürücülerin ancak %12’sinin profesyonel sürücülük bağlamında resmi bir kursa ve eğitime tabi tutuldukları veya trafik güvenliği eğitimi aldıkları değerlendirilmektedir. Öte yandan, ticari amaçla yük veya yolcu taşımacılığı yapan araçların dünyada meydana gelen tüm ölümlü trafik kazalarının %25’ine asli veya tali kusurlu olarak karıştıkları belirtilmektedir.126 Profesyonel sürücülere verilen eğitimlerin trafik güvenliğine ne kadar katkısının olduğuna ve trafik kültürünün oluşmasına ne kadar etkili olduğuna dair yapılmış çok az çalışma bulunmaktadır. Ticari olarak profesyonel sürücülük yapanlara, standart sürücü kursu eğitiminin sonrasında defansif sürüş teknikleri, profesyonel sürücülük etiği, etkili ilk ve acil yardım müdahalesi, yorgun ve uykusuz olarak araç kullanmanın trafik güvenliğine etkileri, ticari yük ve yolcu taşımacılığı hukuku, uluslararası taşımacılık yapan sürücülere ise uluslararası hak, yetki ve sorumluluklar konularını içeren eğitimlerin verilmesi tavsiye edilmektedir. Bu konuları kapsayan bir profesyonel sürücülük eğitiminin söz konusu sürücülerin karıştığı kazaların en az %20 azaltılmasında etkili olacağı değerlendirilmektedir.
2003 ile 2010 yılları arasında AB ülkelerinde taşınan yük miktarında %15 artış olmasına karşılık, profesyonel sürücülere verilen eğitimler sayesinde, bu sürücü grubunun ölümlü kazalara karışma oranında %37 azalma sağlanmıştır. Bu gelişmede, 10.09.2003 tarihinde yürürlüğe giren 2003/59/EC sayılı direktifin katkısının olduğu değerlendirilmektedir. Bu direktif ile tüm Avrupa çapında formel ve standart sürücü eğitiminin sağlanması ile birlikte profesyonel sürücülere hassasiyet gerektiren taşımacılık faaliyetlerine ilişkin yetenek ve bilgi kazandırılması amaçlanmıştır.
Yorgun ve uykusuz olarak araç kullanma ile aşırı ve uygunsuz hız yapmanın, ticari amaçla yük ve yolcu taşımacılığı yapan sürücülerin en fazla ihlal ettiği trafik kuralları olduğunun bilincinde olarak, bu sürücülere verilmesi gereken eğitimin;
İncinebilir yol kullanıcılarının korunmasının öneminin yanı sıra, araçlarda sürüş destek ekipmanlarının önemine, ekonomik araç kullanma yöntemlerinin yakıt sarfiyatına ve çevrenin korunmasına olan etkileri ile teknolojinin sürücülüğe olan kolaylaştırıcı etkilerine ve uluslararası taşımacılıkta uyulması gereken kurallara yer vermesi gerektiği değerlendirilmektedir.
Ayrıca, 2003/59/EC sayılı direktifle; profesyonel araç sürücülerinin her 5 yılda bir defa sürüş yeteneklerinin güçlendirilmesi ve değişiklikler ile alandaki gelişmelerin aktarılması amacıyla hizmet içi eğitime tabi tutulmaları, araç kullanma süreleri, tehlikeli maddelerin taşınması, taşınan yükün paketlenmesi ve taşınması koşulları, navigasyon kullanımı ve aşırı yükleme gibi konuların da bu eğitimlerde sürücülere verilmesi gerektiği tavsiye edilmektedir.
Özellikle uzun yol güzergahlarında ticari amaçla sık olarak araç kullanan ve profesyonel sürücü olarak tanımlanan bu tip sürücülerin eğitimleri ve sertifikalandırma süreçleri Avrupa Komisyonu tarafından üzerinde durulan konulardan birisidir. Bu amaçla 2003/59/EC sayılı direktif ile C ve D sınıfı sürücü belgesine sahip sürücüler için Avrupa Birliği ülkeleri tarafından bazı kuralların uygulanması tavsiye edilmiştir. Buna göre bu sürücülerin alacakları eğitim programı ile birlikte teorik bir sınava dâhil olmaları veya önceden eğitim almaksızın hem teorik hem de pratik bir sınava girmeleri şart koşulmaktadır.
Ayrıca otobüs ve kamyon/çekici cinsi araç kullanan sürücülerin her 5 yılda bir profesyonel hizmetiçi eğitim programına girerek becerilerini geliştirmeleri gerekmektedir. Yorgunluk ve uykusuzluk trafik kazalarının yaklaşık %20’sinin ana sebebi olarak bilinmektedir. Kural olarak devamlı surette günlük 9 saat veya haftada 56 saatlik sürüş sürelerinin aşılmaması ve 4.5 saatlik her sürüşten sonra en az 45 dakika sürücülerin mola vermeleri gerekmektedir. Bu bakımdan;
Tehlikeli Madde Taşımacılığı açısından tehlikeli maddelerin sınıflandırılması, taşımacılık faaliyeti yapan kişilerin eğitimi, paketleme standartları, ürün etiketlemeleri ve araçların teknik durumları da önem arz etmektedir. Profesyonel sürücüler için rota yardım rehberleri ve sürücü destek sistemleri de mutlaka üzerinde çalışılması gereken hususlardandır.
Ayrıca yasal limitin üzerinde yükleme yapılarak trafikte seyredilmesi de direktiflere göre yasaklanmıştır. Ülkemizde halen ticari amaçla yolcu ve kargo taşımacılığı yapacak olan sürücü adaylarının Milli Eğitim Bakanlığı tarafından lisanslandırılan SRC Eğitim Merkezleri tarafından verilen eğitimlere katılarak sınavla hak kazanılan SRC Belgelerine sahip olmaları zorunludur. Ancak, söz konusu eğitimlerin profesyonel sürücüye tüm meslek hayatında bir defa ve teorik olarak verildiğini göz önünde bulundurmak gerekmektedir. Eğitimlerin belirli sürelerle uygulama süreçlerini de kapsayacak şekilde tekrarlanması ve kapsamının genişletilmesi uygun olacaktır.
Trafik güvenliği konusunda yapılan bilimsel çalışmalar göstermektedir ki; trafik güvenliğinin temel uğraş alanı olan trafik kazalarının meydana gelmesinde etkili olan faktörler arasında insan ana faktör olup insandan kaynaklı hatalar; sürücü, yolcu, yaya hataları olarak üç başlıkta toplanabilir. Trafik kazalarındaki insan kaynaklı hatalar arasında aşırı hız yapma, alkollü araç kullanma, yorgun yola çıkma, kendine aşırı güven duyma, dikkatsiz davranma, sorumsuzca hareketlerde bulunma yer almaktadır.
Trafikte bilinç ve sorumluluk, trafik eğitimi ile bireye ne kadar erken yaşlarda kazandırılırsa sonuç da o denli etkili olmaktadır. Küçük yaşlarda trafik konusunda eğitim alan çocuklar, günümüz trafiğinde kendilerini korudukları gibi geleceğin sorumluluk sahibi yetişkin yaya ve sürücüleri olarak karşımıza çıkacaklardır.
Eğitim, insan davranışlarını istenen yönde değiştirme süreci olarak tanımlandığına göre insanlardan trafik konusunda yapmalarını beklediğimiz davranışları onlara eğitim yolu ile kazandırmak çok önemli hale gelmiştir. Trafik güvenliği konusundaki eğitim faaliyetleri hem örgün ve yaygın eğitim kurumlarında hem de motorlu taşıt sürücü kurslarında yürütülmektedir.
Avrupa Komisyonu tarafından hazırlatılan bir rapora göre, trafik güvenliği eğitiminin çerçevesi; “Trafikteki davranış örüntülerini olumlu yönde etkilemeyi amaçlayan tedbirlerin toplamı” olarak çizilmiştir. Aynı raporda, trafik güvenliği eğitimi, mühendislik ve denetim ile birlikte trafik güvenliğinin temel üç ayağından birisi olarak belirtilmiş ve trafik güvenliği eğitim başlıkları olarak ise;
Trafik kuralları ve durumları hakkında bilgi ve anlayışın geliştirilmesi,
Eğitim ve deneyim yoluyla becerilerin geliştirilmesi,
Risk farkındalığı, kişisel güvenlik ve diğer yol kullanıcılarının güvenliği ile ilgili tutumların güçlendirilmesi ve/veya değiştirilmesi başlıkları belirlenmiştir.
Sürüş esnasında sürücü kişiliği bazen çok farklı bir yapıya bürünebilmekte, bu esnada diğer trafik faktörlerinin de devreye girmesiyle heyecan daha da artabilmektedir. Bu heyecan duyguları genelde trafiğe çıktığımız zaman davranışlara olumsuz etki yapmakta ve doğrudan doğruya davranış atılganlıklarına yol açabilmektedir. Heyecanlar ne kadar yoğun olursa sürücü de o kadar çok bununla baş etmeye çalışmaktadır.
Kimse tarafından tanınmama ve kapalı bir araç içinde bulunmanın verdiği güçten dolayı sürüş davranışlarını olumsuz etkileyen,
önemsiz sebepler güçlü duyguların ortaya çıkmasını tetikleyebilmektedir.
Sürücüler trafikte temel olarak birbirleriyle yarış içerisinde olduklarını düşünmekte, duruma kazanmak ve kaybetmek olarak baktıklarından, kullandıkları dil ağırlaşmakta, her türlü içsel ve çevresel kışkırtmaya açık hale gelmekte ve nihayet sürücü süper egosu olarak adlandırabileceğimiz bu durum diğer sürücüler üzerinde olumsuz etki bırakarak bulaşıcı bir hastalık gibi diğer sürücülerin de etkilenmelerine neden olmaktadır.
Eğitim, yetiştirme ve bilgilendirme, kapsamlı bir karayolu trafik ve yol güvenliği politikası trafik güvenliği kültürünün vazgeçilmez unsurlarıdır. Bu unsurlar mevzuat, altyapı, trafik güvenliği yönetimi, denetleme ve araç mühendisliği gibi uygulama ve önlemlerin etkili ve verimli olabilmesi için de bir ön koşuldur.
Trafik ve yol güvenliği eğitimi, okul öncesinden başlamak suretiyle yol kullanıcısı olarak devam eden (sürücü, yolcu, yaya, bisikletli, engelli, motosikletli) yaşam boyunca sürdürülebilir bir biçimde sağlanmalıdır. Yaşam boyunca sürdürülebilir bir eğitim politikası, yol kullanıcılarının, yol güvenliğinin neden bu denli önemli olduğunu ve belli bazı tedbirleri anlayabilmelerini sağlayacaktır.
Okul öncesi eğitim, ilköğretim, ortaöğretim ve yükseköğretimde konu ile ilgili müfredatların yeniden gözden geçirilerek gerekli görülen kısımlarının revize edilmesi uygun olacaktır.
Ayrıca Milli Eğitim Bakanlığına bağlı tüm okullarda her sınıf düzeyine göre geliştirilecek bir müfredat ile trafik eğitimlerinin her sınıf düzeyinde zorunlu ders statüsünde verilmesi geleceğin sürücü adayları olan çocuklarımızın erken yaşta bilinçlendirilmesine imkan verecektir.
Örgün ve yaygın eğitimin yanı sıra, sürücü kursları ile ilgili programların gelişmiş ülkelerin programları ile kıyaslanarak değişikliklere gidilmesinin uygun olacağı değerlendirilmektedir. Halk eğitim merkezleri; yaya ve yolcu olarak hareketlilik gösteren sürücü belgesiz vatandaşları trafik ve yol güvenliği hususunda bilgilendirmek için iyi bir imkân olarak değerlendirilebilmelidir.
Vatandaşların konu ile ilgili bilincini artırma yönünde günümüzün etkili iletişim tekniklerinden yararlanılmalıdır. Daha önce kullanılmakta olan radyo, televizyon, afişler, billboardlar, klasik el broşürlerine ek olarak internet üzerinden sosyal medya ve özel aplikasyon uygulamaları ile ödül içerikli bilgi yarışmaları ve bilgilendirme faaliyetleri düzenlenmelidir.
Örgün ve yaygın eğitim yöntemleriyle verilen trafik güvenliği eğitimi, trafik düzenlemeleri konusunda farkındalığın artırılması ve trafik kurallarına uyumun desteklenmesi açısından önem arz etmektedir. Klasik anlamda yol güvenliği eğitimi, yol kullanıcılarının trafik kurallarını öğrenmelerini ve bunlara uymalarını temin etme düşüncesini hayata geçirmeye odaklanmıştır. Bu yaklaşım altyapı tasarımının ve uygun trafik düzenlemelerinin önemli bir tamamlayıcısı olması bakımından trafik kültürünün oluşması ve Güvenli Sistem Yaklaşımı çerçevesinde insanın korunması için yeterli görülememektedir.
Klasik yaklaşım çerçevesinde, trafik güvenliği açısından önem taşıyan, her yıl çok sayıda can kaybına neden olan trafik kusurları ve hatalı davranışlarına odaklanarak, sadece denetimler ile sonuç alınabileceği anlayışının terk edilmesi ve “trafik güvenliği eğitiminin hayat boyu devam eden bir öğrenme faaliyeti olduğunun altını çizen, eğitim ve kampanyalar ile desteklenerek davranış değişikliklerinin gerçekleştirilmesine odaklanan yeni bir anlayışın ortaya konulması gerekmektedir.”
Tablo: Karayolu Güvenliği ve Trafikte Güvenli Davranış Eğitimi Farkları
Karayolu Güvenliği Eğitimi |
Trafikte Güvenli Davranış Eğitimi |
Koruyucu/Olaya göre harekete geçme |
Olay olmadan tedbir alma |
En tepeden en alta kadar |
Paylaşımcı |
Pasif öğrenmeye dayalı, gerçek hayattaki durumları canlandırma |
Gerçek sosyal hayat şartlarında aktif öğrenme |
Kurallara dayalı |
Kültüre, şartlara ve yerlere bağlı |
Karayolunu araçların öncelikli hareket alanı olarak kabul etme |
Sokakların sosyal etkileşim ve gelişim yerleri olduğundan hareket etme |
Risklerin uzaklaştırılması |
Riskleri tanıma ve riskleri yönetme |
Kazaları önleme ve kaza oranını düşürme |
Hayatın kalitesini artırma,çocukların gelişimi, sokak şartlarının geliştirilmesi ve iyileştirilmesi, sokaktaki çocuk sayısının artırılması |
Birey davranışını etkileme |
Sosyal sorumluluğu geliştirme |
Bilgi temelli kurallar ve stratejiler |
Uygulamaya dönük yeterli düzeyde hareketin sağlanması ve sorumluluğun sahiplenilmesi |
Okul ve öğrenci merkezli müfredata bağlı ve zamanla sınırlı |
Okul ve toplu iş birliğine önemseyen çok aktörlü ve sorumlulukların paylaşımına dayalı, hayatın tamamını içine alan |
İnsanoğlu kimi zaman yaya olarak kimi zaman sürücü olarak günlük yaşantısı içerisinde trafiğin her zaman bir parçasıdır. Avrupa ülkeleri bu bağlamda trafik konusunda verilen eğitimlerin okul öncesi dönemden itibaren ilkokul, ortaokul, lise ve üniversite öğrenimi boyunca devam ettirilmesi konusunda çalışmalar yürütmektedir. 1968 tarihli Viyana Konvansiyonu (UNECE) doğrultusunda Karayolu Güvenliği eğitimlerinin her yaştaki çocuk ve gençlere yönelik verilmesi konusunda tavsiye kararını yayımlamıştır. 2017 yılında Avrupa Komisyonu tarafından yayınlanan Valetta Deklarasyonunda da Avrupa Birliğine üye ülkelerin ulaştırma bakanlıklarınca farklı hedef gruplardaki yol kullanıcılarına yönelik etkili trafik güvenliği eğitim programlarının düzenlenmesi kararlaştırılmıştır.
“21. yüzyıl becerileri” diye adlandırılan ve bugün olmazsa olmaz küresel bir norm olarak görülen eğitim yaklaşımı; yaratıcılık, iletişim, takım çalışması, eleştirel düşünce gibi “yumuşak becerilerin kazanılması” adı altında, insanın maddi dünyada başarabildikleri ışığında, gelişimi ve olgunlaşması anlayışını dayatmaktadır. Hatta bu anlayış artık dünyanın her köşesine ithal edilen bir stratejik kavramsal çerçevedir. Tam da bu noktada kadim çağlardan modernleşmeye, sanayi devriminden dijital çağa, teknolojik gelişmelerin vardığı son nokta olan siber-fiziksel sistemlerin her alanda konuşulmaya başlandığı günümüze uzanan bu devamlılıkta, eğitim ve felsefe arasındaki bağın irdelenmesi çok daha önemli bir hâl almıştır.
2023 Eğitim Vizyonu’nun, 21’inci yüzyıla dair eğitim önerisi; 21’inci Yüzyıl Talim ve Terbiye Modeli şeklindeki çift kanatlı bir okumadır. Sadece beceri kazandırmak hayatı göğüslemeye yetmemektedir. Gerekli olan insana ait evrensel, yerel, maddi, manevi, mesleki, ahlaki ve millî tüm değerleri kapsayan ve kuşatan bir olgunlaşma, gelişme, ilerleme, değişim ve ahlak güzelliğidir.
Trafik eğitimindeki iyi uygulama örneklerine göre trafik güvenliği eğitiminin unsurları şunlar olmalıdır;
•Teorik ve pratik öğeler içermelidir.
•Bilgi, beceri ve tutumlara odaklanmalıdır.
•Hedef grup için çekici ve yenilikçi olmalıdır, yani ilgilerini artırmalı ve eğlenceli bir yöntemle öğrenmeyi kolaylaştırmalıdır.
•Trafiğin 4 E’sini de kapsayan (Mühendislik, Denetim, Eğitim ve Kaza Sonrası Müdahaleler) bilgilerin eğitim sürecine yayılması sağlanmalıdır.
•Örgün eğitim kapsamında verilen trafik eğitiminin kapsamı geniş tutulmalıdır.
•Eğitim konusu da diğer başlıklarda olduğu gibi geniş bir alanı kapsamalı ve kurumsal sorumluluklara göre iş birliği içerisinde yerine getirilmelidir.
Trafik güvenliği eğitimleri hayat boyu sürdürülmesi gereken bir süreç olarak kabul edilmiştir. Buna göre tüm çocuk ve gençlerin etkili bir Karayolu Trafik Güvenliği ve Hareketlilik Eğitimi almaları, eğitimlere yönelik etkili bir müfredatın hazırlanması, her okulda trafik eğitimlerinden sorumlu bir koordinatör öğretmenin görevlendirilmesi, eğitimlerde görevlendirilen öğretmenlerin standart bir eğitimden geçirilmesi tavsiye edilmektedir.
Ülkemizde trafik güvenliği konusunda eğitimler ilkokul 4’üncü sınıfta ve lise 9’uncu sınıfta haftada 1 saat zorunlu olarak verilmekte olup bunun dışında diğer sınıflarda herhangi bir eğitim modülü uygulanmamaktadır. Okul öncesi dönemde anaokulu ve kreşlerde ise çocukların yaş gruplarına göre kısıtlı imkânlarla drama şeklinde anlatılmaktadır. Mevcut durumda ülkemizde uygulanan trafik eğitim modelinin geliştirilmeye ihtiyacı olduğu değerlendirilmekle birlikte, eğitimlerin yaş ve eğitim seviyesine göre kademeli olarak verilmesinin uygun olacağı değerlendirilmektedir. Ayrıca uygulamalı olarak ilkokullarda öğrencilerin güvenli bisiklet kullanımını pekiştiren VR destekli Sanal Bisiklet Turu ile uygulamalı sanal trafik eğitimlerinin verildiği “Trafik Simülasyon Eğitim Odaları” oluşturulması da mümkündür.
Hâlihazırda üniversiteler bünyesinde inşaat mühendisliği ve şehir planlama alanında yürütülen trafik güvenliği, altyapı ve şehirlerin trafik yoğunluğunun sakinleştirilmesine yönelik yürütülen tüm araştırma ve ar-ge çalışmalarının yeni kurulacak olan trafik mühendisliği veya ulaşım güvenliği bölümleri tarafından yürütülmesi sağlanmalıdır.
Ulaştırma ve kargo sektöründeki alanlarda kullanılmak üzere bu bölümlerden mezun olanlar için gerekli istihdam alanları oluşturularak ilgili alanlara yönelim teşvik edilebilir. Bu bölümlerde ülkenin mevcut karayolu güvenliği durumunu yansıtan uygulamaların beraberinde yapılması gereken öncelikli çalışmaları araştırma raporları hazırlanarak kamu ve özel sektörün istifadesine sunulabilir.
Bilimsel araştırmaların sonuçlarına göre karayolu güvenliği eğitiminde vurgulanması gereken üç temel konu arasında;135
1.Trafik kuralları ve durumlarına ilişkin bilgi ve anlayışın geliştirilmesi,
2.Yetiştirme ve deneyim kazandırma yoluyla becerilerin geliştirilmesi,
3.Risk farkındalığı, kişisel güvenlik ve diğer yol kullanıcılarının güvenliğine yönelik tutumların güçlendirilmesi ve/veya değiştirilmesi yer almalıdır.
Söz konusu üç temel konu aynı zamanda eğitim metotları ile trafik güvenliği açısından varılması hedeflenen sonuçlara ulaşılmasının da temel taşlarını oluşturmaktadır.
Avrupa Birliği ülkelerinde yapılan bir araştırmadan elde edilen verilerin analizine göre trafik güvenliği örgün eğitiminin on temel adımı belirlenmiş ve iyi ülke uygulaması olarak diğer ülkelere tavsiye edilmiştir. Araştırmaya göre trafik güvenliği eğitiminin on temel basamağı şunlardır;136
1.Trafik güvenliği eğitiminin öneminin tüm paydaşlar tarafından iyice anlaşılması,
2.Trafik güvenliği eğitiminin öncelikli hale getirilmesi ve toplum nezdindeki öneminin güçlendirilmesi,
3.Tüm paydaşlar arasındaki iş birliğinin güçlendirilmesi,
4.Anaokulları ve örgün eğitim kurumlarının tamamında trafik güvenliği eğitiminin öncelikli hale getirilmesi ve müfredatta görünür olarak yer verilmesi,
5.Trafik güvenliği eğitimi ile hareketlilik eğitiminin birbirine bağlı olarak güçlendirilmesi,
6.Çocukların ve gençlerin trafikte incinebilir yol kullanıcıları olarak kabul edilmesi,
7.Anne-babaların ve ailelerin trafik güvenliğine dahil edilmesi,
8.Uzun dönem hedefi olarak tüm yol kullanıcılarının trafik güvenliği eğitimine tabi tutulması,
9.Eğitimin, mühendislik önlemleri ve denetimle birlikte ele alınması,
10.İnceleme, araştırma ve değerlendirme çalışmalarının artırılması.
Eğitsel bütünlüğün sağlanması prensipleri gereği, davranış oluşturma ve yetkinleştirme hayat boyu süren bir faaliyettir. “Eğitsel Bütünlük”, anaokulundan sürücü belgesi sonrası döneme kadar uzanmakta ve “öğrencinin” biyolojik yaşına uyarlanan ardışık programlar sayesinde aşama aşama yetkinliklerin kazandırılmasını hedeflemektedir.
Bu bütünlüğün içinde yer alan her program ya da adım, önceki adımlarla kazanılan bilgiyi ve yetkinlikleri kullanmaktadır. Herhangi bir adımda ilk kez ele alınan bazı temalar, farklı bir açıdan bakılarak ya da bazı bilgiler eklenerek daha sonra yeniden ele alınmaktadır. Günümüzde “Eğitsel Bütünlük” çerçevesinde Trafik Güvenliği Eğitimi aşağıdaki adımları içermelidir;137
1.Aşama; Trafik eğitimiyle tanışma, anaokulu ve ilköğretim
•Okul Trafik Güvenliği Eğitimi; 11-14 yaş öğrenciler,
•Trafik Güvenliği Sertifikası; 14 yaş, moped kullanmak için yapılan sınav,
2.Aşama;
•Lise, 14-16 yaş arası öğrenciler, öğrenci sürücü belgesi sınavına hazırlık
•Yetişkin Eşliğinde Araç Kullanma; Sürücü kurslarında eğitim alınması, 16-18 yaş gençler,
•Sürücü sınavı (18 yaşından itibaren); Lise döneminde eğitim almış olanlar için 2 yıl, eğitim almamış olanlar için 3 yıllık ceza puanı sistemine bağlı (6 puan) Stajyer Sürücü Belgesi’nin alınması,
3.Aşama; Ceza puanı sistemine bağlı (12 puan) tam sürücü belgesi,
4.Aşama; Yüksekokul ve üniversitelerde trafik güvenliği eğitiminin devam etmesi,
5.Aşama; Birden fazla trafik ihlali yapan sürücüler için rehabilitasyon ve geliştirme eğitimlerinin uygulanması
6.Aşama; Yaşlı sürücülerin sağlık kontrollerinin yapılması, unutulan kuralların gözden geçirilmesi için hatırlatma eğitimlerinin yapılması, trafik kazası mağdurlarının trafik korkusunun aşılması ve yeniden kazanılması için rehabilitasyonlarının yapılması adımlarıdır.
Trafik kazalarının meydana gelmesinde en önemli unsurlardan biri yol kullanıcılarının davranışlarıdır. Yol kullanıcılarının davranışlarını, almış ve almakta oldukları eğitim ve daha önceki yolculuk deneyimleri belirlemektedir.
Trafik eğitimi sadece yol kullanıcı türü olarak tanımladığımız, sürücü, yaya, yolcu, bisikletli, motosikletlileri değil; geleceğimiz olan çocuklarımızı, onları yetiştiren öğretmenleri, akademisyenleri, trafik denetimlerinden sorumlu birimleri, karayolu ulaşım altyapılarını tasarlayan ve inşa eden mühendisleri, politika yapıcıları kısacası bütün toplumu kapsamaktadır.
Bütün yol kullanıcı türlerini kapsayacak şekilde sürdürülebilir insan odaklı bir trafik eğitimi, trafik kazalarının azalması için en etkili enstrümanlardan biri olarak tanımlanabilir.
Trafik güvenliği kampanyalarının etkinliği üzerinde yapılan araştırmalardan ilginç sonuçlar elde edilmiştir. Bu sonuçlara göre;138
•Başlangıçta istenen davranışları gösteren yol kullanıcılarının oranı düşük ise, kampanya sonucunda istenen yöndeki davranış değişikliği daha yüksek düzeyde gerçekleşmektedir.
•Hedeflediği davranış değişikliğinin ne olduğunu ve davranışın değişmesinin neden önemli olduğunu açıkça belirten kampanyalar, insanları genel anlamda daha dikkatli olmaya teşvik eden kampanyalara kıyasla daha fazla davranış değişikliği sağlamaktadır.
•Günlük hayatta herkesin başına gelebilecek kötü spesifik bir durumu ele alarak bu durumdan korunmayı amaçlayan kampanyalar daha geniş ilgi çekmektedir.
•Kampanyaların yol kullanıcısı üzerindeki etkisinin %7.5 civarında olduğundan hareketle, tek başına kampanyaların yürütülmesi yeterli davranış değişikliğinin sağlanmasında etkili olamayabilir.
•Kampanyaların yanı sıra eğitim ve denetim faaliyetlerinin de artırılmasının davranış değişikliği üzerinde daha büyük etkisi bulunmaktadır.
•Televizyon, diğer medyadan daha fazla değişikliğe neden olur gibi görünmekte ise de bu durumun televizyon izleyicilerinin sayısından kaynaklandığı düşünülmektedir.
•Televizyon örneğinde olduğu gibi, kampanyanın geniş kitlelere ulaşması için medya yöntemi önem taşımaktadır.
•İkna etmeyi amaçlayan kampanyaların, genel eğitici kampanyalara göre etkisi daha fazladır.
•Teorik araştırmalara dayanan kampanyaların etkisi daha yüksektir.
•Kampanyalarda insanın duygusal yönüne dokunulması, bilimsel bilginin sunulmasından daha etkilidir.
•Kampanyalar seçici olarak yapılmalı, rastgele amaçlar için kampanya düzenlenmemeli ve düzenlenen kampanya ısrarla yürütülerek davranış değişikliği sağladığı gözlenmelidir.
•Kampanya öncesi ve sonrası davranış değişikliklerinin ölçülerek analiz edilmesi, kampanya harcamalarının etkinliğinin ölçülmesi için önem taşımaktadır.
Trafik Güvenliği Ortaklığı isimli BM kuruluşu tarafından hazırlanan raporda “iyi bir trafik güvenliği kampanyasının özellikleri” arasında şunlar sayılmıştır;139
•Temelinde yer alan teorik modelin kullanımı,
•Kampanyada ele alınan konu/konularla ilgili daha önceden yapılmış nicel ve nitel araştırmaların dikkate alınması,
•Yasama, denetim ve halkla ilişkiler ya da birleştirilmiş tanıtım gibi kampanya desteklerinin kullanımı,
•Kampanyayı cazip kılmak için kullanılan yaklaşım ve mesajı aktarmak için kullanılan medya kanalları,
•Kampanyanın yoğunluğu, süresi, zamanlaması ve sunumu,
•Etkili bir kampanya için, sorumlu bir temel ajans, sınırlı sayıda mesaj, araştırma ve toplumsal desteğe dayanan geliştirici kararların tavsiyesini kapsayan rehberlik.
Avrupa Birliği tarafından yaptırılan araştırmalar sonucu hazırlanan tematik raporlarda “trafik güvenliği kampanyalarının planlanması ve icrası aşaması” için şu hususlar tavsiye edilmektedir;140
a. Çalışmanın temelinde yer alacak bir teorik model ya da kaza veri tabanına dayalı kanıtların kullanımı,
b. Gelecekteki iyileştirmeler için kampanyanın etkisini ölçmek üzere bir değerlendirme planının yapılması,
c. Sorunun tanımlanması ve iyi seçilmiş bir mesajın belirlenmesi,
d. Hedef grubun tanımlanması ve onlara ulaşmak için iletişim yolunun bulunması (hedef grubuna bağlı olarak TV spotları, el ilanları, radyo röportajları, okul faaliyetleri, gençler için eğlence faaliyetleri, benzin istasyonları, okul alanları, vb.),
e. Kampanya faaliyetlerine hayati önemdeki polis ve diğer denetim kurumlarından bütün paydaşların dâhil edilmesi,
f. İki haftalık bilgilendirme döneminden sonra kampanya konusuyla ilgili denetimlerin yapılmasının hayati öneminin bulunması,
g. Örnek ülke uygulamalarındaki görünüm, her yıl 4 veya 6 mesajı olan ve denetim planı içeren bir yıllık programların yapılması,
h. Mali olarak desteklenen bağımsız bir kampanya organizasyonunun tercih edilmesi,
i. Karayolu mağduru dernek ve vakıflarının kampanyalara olumlu katkısı,
j Kampanyada kültürel öğelerin kullanılıp kullanılmayacağı iyi bir şekilde değerlendirilmelidir.
Ayrıca, kampanyalarda aktif eğitim deneyimleri sağlanarak kamusal alan dahil edilebilmektedir. Örnek olarak sokak tiyatrosu performansları, caddelerin kapatılması, trafik konisi veya taşınabilir malzemeler kullanılarak sokak tasarımının geçici olarak değiştirilmesi ve hız sınırı denemeleri sayılabilir.
Güvenli Sistem Yaklaşımı çerçevesinde güvenli bir sistemin yaratılabilmesi ve yönetilebilmesi için sorumluluk sistem tasarımcılarına yüklendiğinden, eğitim çalışmalarının bu kişileri de kapsaması büyük önem arz etmektedir. Planlayıcılar, mühendisler, sağlık personeli, infaz memurları ve diğer aktörler Güvenli Sistem Yaklaşımını iyi anlamalıdırlar. Kapasite geliştirme ve eğitim çalışmaları, bu kritik paydaşları hedeflemelidir.
Dünya Sağlık Örgütü tarafından hazırlanan “Medya Kampanyaları Uygulama Seti” isimli çalışmada, öncelikle trafik güvenliği açısından ana risk faktörü olan alanlarda kampanyaların düzenlenmesi tavsiye edilmektedir. Bu alanlar; aşırı hız, alkollü olarak araç kullanılması, koruyucu başlık kullanılmaması, emniyet kemeri ve çocuk koruma tertibatlarının kullanılmaması olabilmektedir.
Kampanya başlatılmadan önce gerekli olan yasal düzenlemenin yapılması, kurumsal yapılanmanın hayata geçirilmesi, verilerin toplanması, toplumun bilgilendirilmesi ve duyarlı hale getirilmesi önem taşımaktadır. Bu kampanyaların;141
•Kampanya öncesi veri toplama süreci ile kampanya sonrası değerlendirme süreci arasında 6-9 hafta devam ettirilmesi,
•Her defasında farklı bir risk faktörüne odaklanması,
•Belirlenen risk faktörünün muhtemel olumsuz sonuçlarına yer vermesi (Cezanın yüksek olması, ölüm ve yaralanma sayısı gibi),
•Gerçekçi ve sarsıcı bir mesajının olması,
•Kitle iletişim araçlarının kullanımına uygun televizyon yayını, radyo spotu ve açık alan panolarının hazırlanması,
•Toplumun her kesimine ulaşacak şekilde 4-6 hafta devam etmesi,
•Bütçesinin önceden belirlenmesi,
•Mesajların tekrar edecek şekilde verilmesi ve pekiştirilmesi, özelliklerini göstermesi tavsiye edilmektedir.
Karayolu trafik güvenliği kampanyalarının on adımda geliştirildiği düşüncesinden hareketle, kampanya projelerinin yürütülmesine ilişkin aşamalar ve adımlar şu şekilde açıklanmaktadır;142
Aşama 1: Projenin Planlanması ve Araştırmaların
Yapılması
1.Adım; Projenin planlanması, proje ekibinin oluşturulması, danışmanların ve paydaşların belirlenmesi, problemin tanımlanması, strateji alternatiflerinin belirlenmesi, bütçenin ve uygulama takviminin tespiti,
2.Adım; Kampanyanın uygulamaya geçirileceği sosyo-ekonomik çevrenin tespiti ve özellikleriyle ilgili masabaşı araştırmalarının yapılması,
3.Adım; Uygulamaya konulacak stratejinin unsurlarının, özelliklerinin, ölçülebilirliğinin, gerçekleştirilebilirliğinin, ilgililik durumunun ve takvime bağlanıp bağlanmadığının tetkiki (SMART Analizi yapılması),
4.Adım; Strateji dizaynının yapılabilmesi için hedef kitle ile ilgili araştırmaların yapılması,
Aşama 2: Üretim
5.Adım; Mesajların ve materyallerin tanımlanması, mesajların ne zaman ve nerede verileceğinin araştırılması,
6.Adım; Kampanyanın ana fikrinin ve konseptinin test edilmesi,
7.Adım; Mesajların ve materyallerin ön testinin yapılması, mesaj ve materyallerin detaylı değerlendirmelerinin yapılması,
Aşama 3: Dağıtım
8.Adım; Dağıtım stratejisinin ve medya planının yapılması, yayın zamanlarının tespiti ve kampanya açılışının nasıl yapılacağının kararlaştırılması,
9.Adım; Kampanyanın başlatılması, uygulamaya konulması, izlenmesi ve gerekli olduğu durumlarda strateji değişikliklerine gidilmesi,
Aşama 4: Değerlendirme
10.Adım; Değerlendirme, kampanyanın etkilerinin ölçülmesi, hedef kitlenin bilgi birikimine, farkındalığına, davranış değişikliğine etkilerinin belirlenmesi ve hedef kitleye kampanyanın ne kadar ulaştığının incelenmesi.
EGM Trafik Başkanlığınca trafik kazalarından kaynaklı can kayıplarını en aza indirgemek amacıyla denetim faaliyetlerinin yanında eğitim, bilgilendirme çalışmaları ve kampanya faaliyetleri de yürütülmektedir. Özellikle 2017 yılında İçişleri Bakanlığınca hayata geçirilen Karayolu Trafik Güvenliği Uygulama Politika Belgesi çerçevesinde paydaş kurumlarla birlikte eğitim ve bilgilendirme çalışmaları ile sosyal kampanyalar hayata geçirilmiştir.
2018 yılında başlatılan ve devam ettirilen söz konusu kampanya ile aileler üzerinde çocuklarımızın yaptırım etkisi kullanılarak özellikle araç sürücüleri üzerinde “aşırı hız, emniyet kemeri ve araç kullanırken cep telefonu kullanımı” hususlarında kontrol etkisi oluşturulması hedeflenmiştir. Bu kapsamda trafik ekiplerimiz tarafından araç içerisinde aileleri ile birlikte seyahat eden çocuklara dağıtılan kırmızı düdük, şapka ve tişörtler ile özellikle trafik yoğunluğunun yaşandığı Kurban ve Ramazan Bayramı ile Sömestr ve Yaz tatili dönemlerinde araçları kullanan tüm sürücü ve yolcular üzerinde farkındalık oluşturulması hedeflenmiştir.
Kampanya kapsamında kadar; yaklaşık 1 milyon adet kırmızı düdük, 13.000 adet kırmızı düdük logolu kampanya şapkası ve tişörtü, 150.000 adet görev kartı, 10.000 adet afiş, 100.000 adet el broşürü ve billboard tasarımları yapılmış, TRT kurumu tarafından 3 adet TV ve radyo spotları hazırlanarak ulusal kanallarda yayınlanması sağlanmıştır. Ayrıca kampanya kapsamında şimdiye kadar 7.047.294 çocuk ve 2.820.678 yol kullanıcısına bilgilendirme ve eğitim faaliyeti düzenlenmiştir.
2018 yılında 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanununda yapılan yeni değişiklik ile trafik ışığı bulunmayan yaya ve okul geçitlerinde ilk geçiş önceliği yayalara verilmiş olup bu kapsamda yaya öncelikli trafik bilincini oluşturmak amacıyla sürücü ve yayaları kapsayacak şekilde; 06 Şubat 2019 tarihinde ülke genelinde 81 ilde eş zamanlı olarak “Öncelik Hayatın Öncelik Yayanın” sloganıyla yaya güvenliğine yönelik kampanya başlatılmıştır. Kampanya kapsamında illerimizde bulunan yaya geçitlerinin fiziki durumları tekrar gözden geçirilmiştir. Ayrıca 2019 yılında 2.110.548 sürücü ve yayaya yaya önceliğinin vurgulanması amacıyla bilgilendirme eğitimleri verilmiştir.
Bakanlığımızca 2019 yılı “Yaya Öncelikli Trafik Yılı” olarak ilan edilmiş ve sürücülerin yaya ve okul geçitleri öncesinde uyarılarak dikkatlerini daha üst düzeye çıkarmak suretiyle yavaşlamalarını ve yayalara ilk geçiş hakkını vermelerini sağlamak amacıyla, karayolu üzerine yaya önceliğine vurgu yapan “önce yaya” ikonlarının araçların yaklaşım yönünde, tüm ışıksız okul ve yaya geçitlerine çizdirilmesi sağlanmıştır.
Kampanya kapsamında 40.346 yaya geçidi, 21.098 okul geçidi olmak üzere toplam 61.444 geçitten 29.303’ine önce yaya ikonu uygulamıştır.
Karayolu trafiğinde vatandaşların ve yol kullanıcılarının daha bilinçli ve güvenilir bir trafik ortamında hayatlarını sürdürebilmelerini sağlamak amacıyla ve kamuoyunda trafikte yaya önceliğinin ön plana çıkarılması amacıyla İçişleri Bakanlığı koordinesinde EGM Trafik Başkanlığı’nca;
02 Ekim 2019 tarihinde ülke genelinde eş zamanlı “Yaya Güvenliğinin Nöbetçisiyiz” sloganı ile trafikte yaya önceliği etkinlikleri düzenlenmiştir.
Bu kapsamda İçişleri Bakanımızın katılımıyla Ankara ilinde belirlenen okullara ait yaya geçitlerinin bulunduğu bölgelerde basının da katılımıyla farkındalık nöbetleri ve etkinlikleri düzenlenmiştir.
Özellikle trafik güvenliğinin sağlanması noktasında emniyet kemeri kullanımının önemini vurgulamak, aşırı hızın ve araç kullanırken cep telefonu kullanımının önlenmesi amacıyla İçişleri Bakanlığının koordinesinde; 07 Eylül 2018 günü “Bu Yolda Hep Birlikteyiz” isimli trafik güvenliği kampanyası ülke genelinde başlatılmıştır. Kampanya kapsamında; çocuklara ve yetişkinlere yönelik eğitimlerle birlikte farkındalık faaliyetleri ile trafik denetimlerinin yoğunlaştırılması amaçlanmıştır. Söz konusu kampanya halen trafik denetimlerinin artırıldığı gün ve haftalarda yol kullanıcılarına yönelik yol kenarı denetim noktalarında çeşitli materyallerin dağıtılması suretiyle yürütülmektedir.
2019 yılı Kurban Bayramı dönemini kapsayacak şekilde 09-31 Ağustos 2019 tarihleri arasında “Hayatı Korumak İçin Senin de Kemerin Ses Getirsin” isimli trafik güvenliği kampanyası hayata geçirilmiştir. Kampanya kapsamında @TrafikEGM resmi twitter hesabı üzerinden ödüllü video yarışması düzenlenmiştir. Ayrıca araçlarda yol kullanıcılarına dağıtılmak üzere 20.000 adet magnet yaptırılarak dağıtımı sağlanmıştır.
Kampanyanın tanıtımı amacıyla 6 adet radyo spotu ve 1 adet tanıtım filmi hazırlanarak kampanya süresince ulusal/yerel TV ve radyo kanallarında gösterimi sağlanmıştır. Kampanya kapsamında sosyal medya twitter üzerinden düzenlenen yarışmada çocuklarımızdan seyahatleri süresince araç sürücüleri ve yolcuların emniyet kemerlerini taktıklarına dair farkındalık uyandıracak şekilde çektikleri videolarını göndermeleri istenmiş, gönderilen videolar arasında en fazla beğeni alan 100 çocuğumuza 1’er adet Scooter ve kask hediye edilmiştir.
En çok Kaza Yapan Sürücülere Yönelik Güvenli Sürüş Kuralları Eğitimi Projesi
2018 yılında hayata geçirilen proje ile trafik kazasına en çok karışan sürücülere yönelik trafik eğitimlerinin düzenlenmesi ve farkındalığın artırılması hedeflenmiş, 2018 ve 2019 yıllarında, son 5 yıl içerisinde kusurlu olarak en çok kazaya karıştığı tespit edilen sürücülere ait bilgiler Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezinden temin edilmiştir. Bu sürücülerin, oluşturulan eğitim modülü üzerinden kısa süreli yüz yüze yerinde eğitime alınmaları sağlanmıştır. 2018 yılında düzenlenen eğitim programları kapsamında 2.700, 2019 yılı içerisinde 3.050 sürücüye güvenli sürüş kuralları eğitimleri düzenlenmiştir. 2020 yılında da aynı şekilde hedeflenen 3.500 sürücüye yönelik eğitimlerin verilmesine devam edilmektedir.
Trafik güvenliği konusunda toplumda farkındalığın artırılması amacıyla ülke genelinde araç sürücülerine yönelik yol kenarı denetim noktalarında kurulan kapalı trafik alanlarında kısa süreli trafik eğitimleri verilmeye başlanmış olup bu kapsamda 2019-2020 yıllarında 59 ilde 411.718 sürücü ve yolcuya faal olarak trafik eğitimlerinin verilmesine devam edilmektedir.
Proje ile İçişleri Bakanlığı ve Milli Eğitim Bakanlığı iş birliğinde özellikle okul öncesi, ilkokul ve ortaöğretim kurumlarında trafik güvenliği derslerine katılan öğretmenler başta olmak üzere tüm öğretmenlerimize, eğitim ve öğretim yılı öncesinde, mesleki gelişim programı kapsamında genel trafik eğitimleri verilmektedir. Eğitimlerde; öğretmenlere yönelik genel müfredat içerisinde bilinmesi gereken genel trafik kuralları ve trafik bilgisi konularında birer günlük kısa seminerler düzenlenmektedir. Proje kapsamında, 2018 yılında 417.671, 2019 yılında bir haftalık dönemde 238.260 öğretmenimize genel trafik eğitimleri verilmiştir.
21.09.2018 tarihinde İçişleri Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı ve TRT Genel Müdürlüğü arasında imzalanan “Öğrencilerde Trafik Bilincinin Geliştirilmesi Protokolü” ile öğrencilerimizin ihtiyacı olan trafik güvenliği ile ilgili eğitici içeriklerin hazırlanması amaçlanmıştır. Bu amaçla 4 adet TV kamu spotu ile 17 adet radyo spotu TRT Kurumunun katkılarıyla hazırlanmış ve trafik eğitimleri ile çocuk eğitim kanallarında yayınlanması sağlanmıştır.
Ayrıca EGM Trafik Başkanlığı’nca hazırlanan eğitsel içerikli trafik günlüğü kitapları, yapboz ve boyama kitaplarının okullara dağıtımı sağlanmıştır. Proje kapsamında aynı zamanda TRT tarafından bir sezonluk çekimi yapılan “Trafik Tayfa” isimli çizgi animasyon filminin çekimleri tamamlanmış ve 03 Ekim 2020 tarihi itibariyla 12 bölümden oluşan yayınına başlamıştır.
•Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı,
•İçişleri Bakanlığı (EGM, JGK),
•Milli Eğitim Bakanlığı,
•Diyanet İşleri Başkanlığı,
•Polis Eşleri Derneğinin
iş birliğinde ve OPET’in desteğiyle 03-17 yaş aralığındaki çocuklara yönelik “Çocuklar İçin Trafik Eğitimi (Trafik Dedektifleri) Projesi”ne ait iş birliği protokolü 2014 yılında hayata geçirilmiş olup proje kapsamında şimdiye kadar yaklaşık 7.270.169 öğrencimize trafik eğitimleri verilmiştir. Eğitimler yaz dönemi boyunca yaz okullarında ve Diyanet İşleri Başkanlığına bağlı yaz Kur’an Kurslarında sürdürülmektedir.
03-08 yaş grubu çocukların trafik güvenliği konusunda bilgilendirilmesi amacıyla proje başlangıcından itibaren şimdiye kadar yeni tasarımları yapılmış 400.000 adet eğitici boyama kitapları ile birlikte 3.100.000 adet Trafik Dedektifleri kimlik kartı, 2 milyon adet çanta, 3.800 adet kurşun kalem, 3.440 adet defter ve 200.000 adet bayram görev kartının dağıtımı sağlanmıştır.
Ülkemiz genelinde ilköğretim okullarında öğrenim gören öğrencilere yönelik okullarda almış oldukları eğitimlerin yanında ayrıca uygulamalı olarak da trafik eğitimleri verilebilmesi amacıyla İçişleri Bakanlığı ve Milli Eğitim Bakanlığı arasında “Mobil Trafik Eğitim Tırı Türkiye Yollarında Eğitim İş birliği Projesi” 16 Eylül 2019 tarihinde Ankara’da düzenlenen programla hayata geçirilmiştir.
Proje kapsamında Emniyet Genel Müdürlüğüne tahsis edilen 2 adet TIR modernize edilerek Mobil Trafik Eğitim Tırı haline dönüştürülmüş ve eğitimlere hazır hale getirilmiştir. Mobil trafik eğitim tırları bünyesinde portatif ve ışıklandırılmış özellikte pratik eğitimlerin yapılabilmesi amacıyla hazırlanmış 1 adet trafik eğitim parkuru ve akülü trafik eğitim aracı ile Tır içerisinde teorik eğitimlerin yapılabilmesi amacıyla aynı anda 12 öğrenciye eğitim verilebilecek kapasitede sınıf mevcuttur. Mobil Trafik Eğitim Tırları ile 53 ilde 526 okulda 37.511 öğrenciye ulaşılarak trafik eğitimleri verilmiştir. Proje ile özellikle ilkokullarda öğrenim gören yaklaşık 6 milyon öğrencimizin ayağına trafik eğitimlerinin ulaştırılması hedeflenmektedir.
Trafik güvenliği konusunda farkındalığı artırmak amacıyla Milli Piyango İdaresi Genel Müdürlüğü ile EGM Trafik Başkanlığı arasında yürütülen iş birliği çalışmaları kapsamında Milli Piyango biletlerinin üzerine bilgilendirici tasarımlar hazırlanarak bastırılması sağlanmaktadır.
Proje kapsamında 2019 yılında 9 Ocak ve 9 Mayıs, 2020 yılında 9 Temmuz tarihli çekilişler için bilet tasarım çalışmaları yapılarak biletlerin basımı sağlanmıştır.
Dini bayramlar dönemlerinde artan trafik yoğunluğu dolayısıyla yol kullanıcılarını bilgilendirmek ve gerekli farkındalığı artırmak amacıyla; Diyanet İşleri Başkanlığı ile yapılan iş birliğinde camilerde okunan vaazlarda kullanılmak amacıyla eğitici metin çalışması yapılmakta ve belirlenen zamanlarda camilerde okunması sağlanmaktadır.
Trafik Kazalarının Yoğun Olduğu Noktaların Navigasyon Sistemleri Üzerinden Yol Kullanıcıları İle Paylaşılmasına Yönelik İş birliği Çalışmaları
Proje kapsamında ülkemizde trafik yoğunluğunun artış gösterdiği dönemlerde yol kullanıcılarını bilgilendirmek amacıyla kullanılan navigasyon sistemleri üzerinden ülke genelinde meydana gelen kazaların yoğun olduğu güncel coğrafi kesimlere ait bilgilerin paylaşılması sağlanmaktadır. Bu amaçla EGM Trafik Başkanlığı’nca her yıl güncel olarak belirlenen 50 kaza yoğunluk bölgesinin navigasyon sistemleri üzerinden paylaşıma açılan dijital haritalarda dikkat artırıcı metinlerle birlikte paylaşımı sağlanmaktadır.
EGM Trafik Başkanlığı’nca 2 adet yana taklalı 1 adet öne çarpmalı emniyet kemeri simülasyon araçları ile ülke genelinde trafik güvenliğinin sağlanmasına yönelik olarak emniyet kemeri kullanımının önemini yol kullanıcılarına uygulamalı olarak göstermek amacıyla çeşitli etkinlikler düzenlenmektedir. Düzenlenen faaliyetler kapsamında 2019 yılında 7.253 vatandaşımıza emniyet kemeri konusunda uygulamalı eğitimler verilmiştir.
Kamuoyunda karayolu trafik güvenliği kültürünün daha geniş kitlelere duyurulması amacıyla en güçlü ve etkili tanıtım aracı olarak bilinen medyanın kullanılması amacıyla “Trafik Medya Ödülleri Projesi” 2019 yılında hayata geçirilmiştir. Proje kapsamında İçişleri Bakanlığınca oluşturulan Değerlendirme Kurulu üyelerine sunulmak üzere belirli periyotlarla yapımların içerikleri önceden izlenerek raporlanmakta ve puan listeleri kurul üyelerinin görüşüne sunulmaktadır.
Bu projeyle; trafik güvenliğine olumlu anlamda en çok vurgu yaptığı belirlenen ve en yüksek puan alan TV dizilerinin, haber programlarının ve magazin programlarının yapımcısı/yönetmenin, rol alan erkek ve kadın oyuncularının, haber müdürleri ve haber sunucularının düzenlenecek bir törenle ödüllendirilmesi ve bu yolla kamuoyu üzerindeki farkındalığın artırılması hedeflenmiştir.
2019 yılı içerisinde yürütülen proje kapsamında 04 Ekim 2019 günü İstanbul’da düzenlenen programla dereceye giren yapımların sahiplerine ödülleri takdim edilmiştir. Söz konusu proje 2020 yılında da yürütülmektedir.
Okul öncesi, ilkokul ve ortaokul öğrencilerine yönelik olarak trafik eğitimlerinin uygulamalı olarak verilebilmesi amacıyla illerimizde Milli Eğitim Müdürlükleri ve Trafik Denetleme Şube Müdürlüklerimizin koordinesinde belediyelerle iş birliği içerisinde çocuk trafik eğitim parklarındaki trafik eğitimleri planlanarak düzenlenmektedir. Ülkemiz genelinde halihazırda 72 adeti il merkezlerinde 26 adeti ise ilçe merkezlerinde olmak üzere toplam 98 adet çocuk trafik eğitim parkı bulunmaktadır.
Ayrıca İçişleri Bakanlığınca kapasitesi itibariyla yeterli olmayan mevcut çocuk trafik eğitim parklarının yeniden modernize edilerek günün teknolojik gerekliliklerine uygun olarak dizayn edilmelerine yönelik çalışmalar ülke genelinde başlatılmıştır. Yine bu kapsamda çocuk trafik eğitim parkı bulunmayan 25 ilde daha önce belirlenen standart özelliklere sahip olacak şekilde modern çocuk trafik parklarının hizmete sokulması amacıyla çalışmalar yürütülmektedir. Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından oluşturulan taslak proje il valiliklerine gönderilmiş ve alt yapı çalışmalarına başlanmıştır. Çocuk trafik eğitim parklarında 2019 yılı içerisinde 148.585 öğrenciye 2020 yılında ise pandemi sürecine rağmen 31.127 öğrenciye uygulamalı trafik eğitimleri verilmiştir.
Milli Eğitim Bakanlığı ile İstanbul Ticaret Üniversitesi arasında 12 Ekim 2019 tarihinde imzalanan protokole istinaden Okul öncesi ve ilkokul öğrencilerine trafik bilinci kazandırmak, trafik kurallarını öğretmek ve trafik kültürü oluşturmak amacıyla “Trafikte Küçük Hata Yoktur!” tiyatro gösterisi hazırlanmış ve 56 okulda 224 gösteri yapılmış olup toplam 31.418 öğrenciye doğrudan ulaşılarak trafik bilinci kazandırılmıştır. Öğrencilerde trafik bilinci oluşturmak ve trafik kültürünü benimsetmek amacıyla 2 adet “Trafik Adam Animasyon Filmi “hazırlanarak “Eğitim Bilişim Ağı (EBA)” portalında yayınlanmıştır.
Özel motorlu taşıt sürücü kursları, ulaştırma hizmetleri mesleki eğitim ve geliştirme kursları ve iş makineleri sürücü eğitim kursları sınavlarının ve sınavlarda görev alan personelin denetiminin elektronik ortamda yapılması için “e-Trafik Sınav Modülü” oluşturulmuştur. Özel motorlu taşıt sürücü kursları ile Özel ulaştırma hizmetleri mesleki eğitim ve geliştirme kurslarında (SRC) kullanılmak üzere toplam 4 adet “Trafik Adam Animasyon Filmi” hazırlanmıştır. Animasyon filmleri ile sınav kurallarının eksiksiz uygulanması ve sınavların ülke genelinde aynı standartda yapılmasına katkı sağlanmıştır.
Dünya Sağlık Örgütünün çalışmalarına göre, trafik kazası sonucu meydana gelen can kayıplarının ortalama 1/5’inden fazlasını yayalar oluşturmaktadır.
Yaya ölümleri ve yaralanmaları; önlenebilir mahiyette bir trafik güvenliği sorunu oluşturmasının yanı sıra, yaş, cinsiyet, sosyoekonomik seviye gibi hiçbir ayırt edici özellik olmaksızın tüm insanlara karşı bir tehdit oluşturmaktadır.143
Yaya ölümlerinin önlenmesi amacıyla altyapının yayaları koruyacak şekilde dizayn edilmesi, olası bir çarpışmada araç hızlarının yayalara zarar vermeyecek limitlerde bulunması, çarpışmada yayalara zarar vermeyecek kompozisyonda araç fiziki yapısının imal edilmesi, yayalara risk oluşturan yol kullanıcısı davranışlarının trafik kuralları bağlamında takip edilmesi, tüm eğitim faaliyetlerinin önceliklerinden birisinin yayaların ve diğer incinebilir yol kullanıcılarının güvenliği haline getirilmesi, yaya kazaları sonrasında can kurtarmaya yönelik müdahalenin en uygun şartlarda ve acil olarak yapılması önem taşımaktadır.
Yaya ölümlerinde azalmanın sağlanması, sadece bilgi ve becerilere bağlı değil, aynı zamanda toplum desteği, incinebilirlik ve risk algısı, sosyal normlar ve modeller, mühendislik önlemleri ve denetimlere de bağlıdır. Bu nedenle uygulayıcılar ve karar vericilerin, yayalara yönelik faaliyetleri yalnız başına bir müdahale olarak değil, diğer önlemler için yardımcı olarak görmeleri önemlidir.
Yayalara yönelik tedbirler şunları içerebilir;
•Farkındalık Artırma: Özen, ihtiyat, nezaket, dikkate alma, hız, yayanın yol hakkı ve trafik kuralları ile ilgili sürücüleri bilgilendirmeleri konularıdır.
•Okul Temelli Eğitim: Bu tür programlar çocukların yaya güvenliği için bilgi ve beceri edinmelerine yardımcı olmaktadır. Tüm öğrencilere yol kurallarının öğretilmesi gerekir, diğer müdahaleler ile koordine edildiğinde, okul-temelli trafik eğitimi, yaya kazalarının azaltılmasında etkilidir.
•Destek Çalışmaları: Okul ve ev arasında öğrencilerin yürüyerek gidip gelmeleri, tehlikeli trafik ortamında çocuklar için önemli bir maruz kalma ve risk faktörü oluşturmaktadır. Araç trafiğinin kenarında veya içinde yürüyen çocuk yayalar, birçok nedenden dolayı risk altına girmektedir. Karşıdan karşıya geçişler risk oluşturmaktadır. Çünkü çocukların henüz güvenli ve güvensiz geçiş yerlerinin tespiti konusundaki yetenekleri yeterince gelişmemiştir. Ayrıca öğrencilerin yaş grubu itibariyla dikkatlerinin dağınık olma ihtimali yüksektir.
Bahsedilen menfi etkenlerin ortadan kaldırılması amacıyla okul çağındaki çocukların güvenliğini artırmaya yönelik olarak bazı ülkelerde “Öğrenci Treni” projesi yürütülmektedir. Bu proje ile aynı okula giden tüm öğrencilerin, aynı güzergahı kullanarak ve velileri refakatinde yaya olarak toplu hareket etmeleri, okula gidiş ve gelişlerinde kaldırım üzerinde ikili sıra halinde topluca yürümeleri, kavşak geçişlerinde sorumlu veli tarafından araç trafiği durdurularak ve çocukların geçişi sağlanmaktadır. Proje, iletişim vasıtaları ile kamuoyuna duyurulmakta, diğer yol kullanıcılarının dikkati çekilmekte, okul-aile birliklerinin katkısı sağlanmaktadır.
Yaya güvenliği konusundaki kitle iletişim kampanyalarının yaya güvenliği mevzuatı, risk faktörleri, çarpışmaların etkisi ve mevcut çözümler hakkında kamuoyunu bilgilendirmek için kullanılması mümkündür.
Yaya güvenliğine ilişkin kampanyalarda yayalar ile birlikte yayalara karşı risk faktörü olan araç sürücülerinin de hedef grup olarak kabul edilerek, kampanyanın bu çerçevede organize edilmesi gerekmekte olup;
Hedef sürücü davranışları:
•Dönüş manevralarında yayalara dikkat edilmesi,
•Dikkat dağıtan unsurlar etkisinde araç kullanılmaması,
•Yayalara geçiş önceliğinin verilmemesi ve yayaların geçişinin beklenmemesi,
•Yol kenarından yürüyen yayalara yeterince dikkat edilmemesi,
•Yayalara karşı saygısızlık içeren sürücü davranışları.
Hedef yaya davranışları:
•Karşıdan karşıya geçerken araçlara dikkat edilmemesi,
•Dikkatsiz olarak yürünmesi, araçlara ayrılmış yol kesimine girilmesi,
•Yasal olarak belirlenen yerler ile yol kullanıcıları için güvenli olan yerler harici yerlerden karşıdan karşıya geçilmesi,
•Koyu renk kıyafetler giyilerek gece şartlarında yol kenarlarından ve karanlıklardan yürünmesi,
•Genel kural ihlalleri.
Bilimsel araştırmalara göre, yayalarla ilgili kampanyalarda hedef grubu olan riskli sürücü grubunun genç sürücüler olarak adlandırılan 18-25 yaş aralığındaki sürücüler ile yaya grubunun orta ve üst yaş grubu (25-65 yaş arası) yayalar olduğu sonucuna varılmıştır.144
Bu nedenle yürütülen kampanyaların hedef odaklı olması yapılacak çalışmaları somutlaştırarak ölçülebilirliğini artırmaktadır.
Otomobil başta olmak üzere motorlu araç kullanımı birçok ülkede giderek artış göstermektedir. Ağır vasıtalar ve otobüsler gibi otomobillere göre boyut ve ağırlık açısından daha üst segmentte olan araçların aynı karayolunu kullanması, tüm yol kullanıcıları açısından değerlendirilmesi gereken bir kriter olarak önemini artırmaktadır.
IRAP tarafından yapılan çalışmalara göre, trafik kazalarını kolaylaştıran faktörler arasında;145
•Yüksek hız,
•Yollara katılım noktalarında ve kavşaklardaki kontrolsüz dönüşler, girişler ve araç hareketleri,
•Farklı boyut ve ağırlıktaki yol kullanıcıları ve araçların aralarında fiziki engel olmaksızın aynı yolları kullanmaları,
•Farklı yönlere hareket halinde olan araçlar arasında fiziki engellerin bulunmaması,
•Tehlike işaretlerinin bulunmaması,
•Yol kullanıcılarının trafik güvenliğinin önemini kavrayacak bilgi birikimine sahip olmamaları,
•Yol kenarlarında zarar verici fiziki materyallerin bulunması,
•Zayıf yol yüzey yapısı, sayılmaktadır.
Trafik kazalarında riske maruz kalan yol kullanıcıları arasında yolcular olarak adlandırılan motorlu araç içinde bulunan sürücü dışındaki insanların güvenliğinin sağlanması önemli bir başlık olarak trafik güvenliği çalışmalarında dikkate alınması gereken hususlardan birisidir.
Hususi araçlarda sürücü dışındaki kimselerin trafik kazalarında zarar görmelerinin önlenmesi ile ticari yolcu taşımacılığı yapan araçlarda bulunan yolcuların güvenliklerinin sağlanması iki ayrı konu başlığı altında ele alınmalıdır.
Hususi araçlardaki yolcuların korunması trafik güvenliği açısından daha sınırlı iken ticari olarak yolcu taşımacılığı yapan araçlardaki yolcular, taşımacılık faaliyeti açısından müşteri kimliği de taşımakta ve dolayısıyla taşıyıcıya ilave sorumluluklar getirmektedir.
Araç içinde bulunan insanların yandan çarpma kazalarında, çarpan aracın hızının saatte 40 kilometreden fazla olması durumunda hayati risk oranı artmakta, karşılıklı çarpışmalarda ise çarpışan araçların saatteki hızı 70 kilometrenin üzerinde olduğu hallerde ölüm riski ciddi oranda artış göstermektedir. Bu nedenle, araç içindeki yolcuların korunması bakımından yapılan her türlü çalışmada araç hızının uygun sınırlar içinde tutulması ve bu konuda yol kullanıcılarının bilinçlendirilmesi önem arz etmektedir.
Trafik kazalarının meydana gelmesinde sürücüler gibi “aktif” yol kullanıcılarının daha fazla payının olduğu değerlendirilse de, yolcular başta olak üzere “pasif” yol kullanıcılarının alacağı tedbirler ile kazaların sonuçlarının azaltılması mümkündür.
Güvenli ulaşım modlarının tercih edilerek arz-talep dengesinin bu ulaşım yöntemleri lehine yönlendirilmesi, emniyet kemeri kullanımı, araç içi çocuk koruma tertibatlarının kullanımı, araç içi güvenlik sistemi bulunan araçların taşımacılık faaliyetlerinde tercih edilmesi gibi tedbirler de yolcular olarak adlandırılan pasif yol kullanıcıları tarafından alınabilecek trafik güvenliği tedbirleridir. Ayrıca, sürücü kusurlarının önlenmesi ve muhtemel trafik kazası oluşmadan tedbir alınması açısından araç içindeki yolcuların trafik kuralları ve doğru davranışlar konusunda yeterli bilgiye sahip olması da önem arz etmektedir.
Trafik güvenliği eğitimleri öncelikle, aile içinde anne ve baba tarafından çocuğun trafikte uyması gereken kurallara dikkatinin çekilmesi ve evebeynlerin rol model olması şeklinde cereyan etmektedir. Zira evbeveynlerin davranış, fikir ve değerlendirmeleri; çocuğun geleceğe yönelik bakış açısında önemli bir rol oynamaktadır.
Trafik güvenliği eğitimi hayat boyu devam eden bir öğrenme süreci olup bilgilendirme kampanyaları ile birlikte, düzgün bir altyapı, araç tasarımı ve trafik yasalarının uygulanmasını tamamlayıcı niteliktedir. Eğitimsel önlemlerin, çocuğun gelişme aşamasına uygun olarak şekillendirilmesi gerekir.
Çocukların trafik ile ilişkileri sokakta yürüme ile başlamakta, ardından sırasıyla bisiklet, motosiklet ve nihayet araç sürücüsü olarak hayatlarının sonuna kadar süreç halinde devam etmektedir.
Eğitim ve tanıtım faaliyetlerini, yalnızca çocuklara trafikte nasıl davranmaları gerektiğini öğretmekten daha geniş bir bağlamda ele almak önem taşımaktadır. Tüm karayolu kullanıcılarının çocukları güvende tutup korumak gibi bir görevi mevcut olup, eğitim ve tanıtım faaliyetleri yoluyla sürücüleri hedef almak ve çocuklarının güvenliğini geliştirmede oynadıkları kilit roller konusunda ebeveynlerin farkındalıklarını artırmak önemlidir. Özellikle, ebeveynlerin çocuklar için önemli rol model oldukları göz önünde bulundurularak, emniyet kemeri kullanımı ve yaya olarak sokaktaki davranışları gibi örnekler üzerinden, çocuklarına nasıl güvenli davranacaklarını öğretme imkânı olduğunu unutmamak gerekmektedir.
Yol güvenliği eğitimine ilişkin güncel araştırmalara göre; küçük çocuklar için, bilgisayar tabanlı trafik simülasyonlarının, role-playing çalışmalarının, sınıf aktivitelerinin ve yol ortamında eğitim yoluyla pratik becerilerinin geliştirilmesi üzerinde duran, daha davranışsal olan yaklaşımların önemli olduğu değerlendirilmektedir. Çocukların trafik güvenliği konusunda problem çözme ve karar verme becerilerinin geliştirilmesine odaklanan kampanyalar izlenmelidir.146
Çocuklara yönelik trafik güvenliği kampanyaları düzenlenirken, Güvenli Sistem Yaklaşımı içerisinde yoldan ve trafik unsurlarından kaynaklanan risk unsurlarına yer verilmesi, çocukların ve ailelerinin bu risk unsurları hakkında bilgilendirilmesi önemlidir.
Çocuklar, fiziki olarak yetişkinlerle aynı yapıda değildir. Bu nedenle yetişkinlerin korunmasına yönelik tedbirlerin belli oranlarda küçültülerek çocuklara uygulanması çocukların korunması için yeterli değildir;
•Çocukların boyu kısa olduğundan, araçlar başta olmak üzere trafikteki tehlikeleri yeterince göremezler.
•Aynı şekilde, diğer yol kullanıcıları da çocukları göremeyebilir.
•Bedeni yapıları gereği çocukların üst kısmı daha ağırdır. Bu nedenle çocukların ağırlık merkezi kafa bölgesine daha yakın olup, araç çarpması durumunda çocuklarda kafa travmaları daha fazla görülmektedir.
•Çocuklarda derinlik duygusu yeterince gelişmemiş olduğundan, kendilerine doğru gelmekte olan araçların hızını yeterince algılamakta zorluk çekebilirler.
•Çocukların fiziki yapıları yeterince gelişmediğinden, kendilerine yaklaşan araçların motor sesini duyamayabilirler veya sesin nereden geldiğini anlayamayabilirler.
•Çocuklar aktif, hareketli ve enerjiktir. Bu nedenle çocukların konsantrasyonu çabuk dağılabilmekte ve bu durum da trafikte istenmeyen sonuçlar doğurabilmektedir.
•Çocuklar oyuna kapılıp aniden yola düşen topun peşinden koşabilirler.
•Karşıdan karşıya geçmek konusunda çok önemli olan hız ve mesafe algısı çocuklarda yeterince gelişmemiştir.
•Çocuklarda sağ ve sol kavramı yeterince gelişmemiş olduğundan, sözlü olarak karşıdan karşıya geçerken soluna ve sağına bakması kavramları karışıklık yaratabilmektedir.
Bu ve benzeri birçok husus göz önünde bulundurulduğunda, çocuklara yönelik kampanyalarda verilmesi gereken mesajların kapsamı daha net anlaşılmakta olup, çocuklara yönelik kampanyalarda ebeveynlerin de hedef alınması gerektiği unutulmamalıdır.
Trafik güvenliği eğitiminin, trafik düzenlemeleri konusunda farkındalığı artırma ve kurallara uyumu destekleme bakımından önemi büyüktür. Ayrıca bu eğitim, yol güvenliği alanındaki yanlış algıların da değiştirilmesinde önemlidir. Trafik güvenliği eğitimi, sadece yol kullanıcılarının trafik kurallarını öğrenmeleri ve bunlara uymaları üzerinde odaklanmamalı, güvenli sokak tasarımından trafik düzenlemelerinin önemine kadar geniş bir yelpazeyi kapsamalıdır.
Trafik güvenliği eğitiminin en önemli ayaklarından birisini çocuklar oluşturmaktadır. Her çocuk mevcut durumda bir yol kullanıcısı olup ilerleyen yıllarda da muhtemel sürücü olacaktır. Bu nedenle daha küçük yaşlarda başlatılan trafik eğitiminin uzun vadede faydalı sonuçları alınabilmektedir.
Çocukların yaya olarak, bisiklet kullanırken veya motorlu araçlarda kendilerini güvende hissederek seyahat edebilmeleri için okullarda eğitim programlarının düzenlenmesi ve çocuklara Güvenli Sitem Yaklaşımının öğretilmesi gerekmektedir. Bu yaklaşım sayesinde öğrenciler, sokaklarda sadece sürücüler için değil yayalar ve bisikletliler için de alan açılması gerektiğinin farkına varmakta ve trafik kazaları sonucu meydana gelen can kayıplarının kabul edilemez ve engellenebilir olduğu konusunda bilinç kazanmaktadırlar.
Öğrencilerde okul temelli faaliyetlere doğru bir vurgu kayması oluşmaktadır. Bu nedenle, öğrencilerin trafik ortamında uygulamalı yaya, bisikletli eğitimi yoluyla, güvenli okul yolu güzergâhlarının takip edilmesinin sağlanması ve bisiklet kaskı kullanılmasının teşviki ile trafik güvenliğine adapte olmaları sağlanabilmektedir. Bu amaçla yapılan bilgilendirme çalışmalarında okulun katkı ve desteği alınmalı ve ebeveynler mutlaka bilgilendirme faaliyetlerinin parçası haline getirilmelidir.
Öğrencilerin yaşları ilerledikçe ve sınıfları yükseldikçe aynı oranda verilen trafik güvenliği eğitimi de şekil değiştirmeli, geliştirilmeli ve kapsamı da artırılmalıdır. Daha büyük çocuklara yönelik yaklaşımlar; tartışma, geliştirme ve müteakip faaliyetlerin programının bir parçası olarak role-playing ve tiyatroyu kapsamaktadır.
Bu tür programlar; motivasyon, inançlar ve toplumsal normlar ile akran baskısı ile nasıl başa çıkılacağına odaklanmalıdır. Özellikle gençler arasında, risk farkındalığını artıran iyi bir şekilde hedeflenmiş tanıtım faaliyeti, okul temelli eğitimi tamamlayıcı nitelikte olabilmektedir.
Öğrencilerin trafik eğitiminin temelinde bisiklet becerilerinin geliştirilmesi yatmaktadır. Şöyle ki, yaşı itibariyla öncelikle okul ortamında ve araç trafiğine kapalı bir ortamda bisiklete binme becerisini geliştiren öğrenci trafiğin akışı, trafikteki temel kurallar, yol kullanıcılarının davranışlarına aşina hale gelmektedir. Bu nedenle, okullardaki beden eğitimi derslerinde bisiklete binmenin ders olarak tüm öğrencilere öğretilmesi tavsiye edilmektedir.
Bu yaşlarda kazanılan yetenek ömür boyu devam etmekte, ilerleyen yıllarda aktif ve sportif bir hayat yaşama çabası öğrencilikte kazanılan yeteneğin devam ettirilmesiyle çevreci, sağlığa faydalı, ucuz ve trafik sorunu yaratmayan bir ulaşım modunun hayata geçirilmesi sonucunu doğurmakta, öğrenciliğinde bisiklet binmeyi öğrenen çocuk büyüyüp de sürücü haline geldiğinde incinebilir yol kullanıcısı olan bisikletlilere karşı daha toleranslı olarak davranabilmektedir.
Bu nedenle, özellikle küçük yaşlardaki öğrencilere okullarda bisiklete binmenin öğretilmesi, bisiklet koruyucu başlığının gerekli olduğunun anlatılması ve doğru davranış modellerinin kazandırılması önem taşımaktadır. Arkadaşından yanlışları öğrenmek yerine öğretmeninden doğruları öğrenmesi öğrencinin gelecek hayatını da şekillendirecektir.
Çocukların karayolu güvenliği için sorumluluk odağının sürücülere doğru kaydırılmasına duyulan ihtiyaç giderek benimsenmektedir. Ancak çocuklar ne kadar iyi bir şekilde yol güvenliği becerileri konusunda eğitim ve öğretim görürse görsün, sürekli olarak bilgi ve becerilerini kullanmak konusunda yetişkinlere kıyasla daha az başarılı olmaya devam ederler. Sürücüler, çocukların yeteneklerinin farkında olmalıdır ve sürücü eğitiminin, özellikle çocukların söz konusu olduğu yerlerde, acemi sürücülerin tehlikelere karşı farkındalığını artırması gerekir.
Sürücüleri hedefleyen trafik güvenliği kampanyalarının, çocukların nasıl davrandığı ile ilgili farkındalığın artırılmasını, araçta bulunan diğer insanların, çocuk yayaların ve bisikletlilerin korunması için yasal sorumluluklar konusunda sürücülerin uyarılmasını ve hız seçimi gibi konuların vurgulanması yoluyla, sürücüleri daha güvenli davranmaya teşvik etmesi uygun olacaktır.
Kampanyalarla, otomobillerde emniyet kemeri kullanımının ve emniyet kemerinin doğru bağlanmasının önemi hakkında sürücülerin farkındalığını geliştirmelidir. Kampanyalarda kullanılabilecek diğer bir etken ise, “çocukların aileleri üzerindeki etki gücünün sürücü davranışlarının geliştirilmesi yönünde kullanılmasıdır.”
Öğrencilere yönelik trafik güvenliği kampanyalarının taşıması gereken temel özellikler incelenecek olursa;148
•Karayolu güvenliği eğitimi; düzenli olarak yüksek kaliteli girdiler sağlayıp çocukların becerilerini, risk bilincini, davranışlarını ve bilgilerini geliştirmek için okul öncesinden başlayarak tüm Milli Eğitim Bakanlığı müfredatının bir parçası olmalıdır.
•Sürücüler; yolcular ve diğer yol kullanıcılarına karşı sorumluluklarının ve çocukların davranışlarının sınırlarının farkında olmalıdır. Sürücülerde bu anlamda farkındalık oluşturulabilmesi için etkili eğitim, öğretim ve tanıtım faaliyetleri düzenlenmelidir.
•Öğrencilere yönelik kampanya hazırlanması aşamasında bu yaş grubunun özellikleri dikkate alınmalıdır,
•Öğrencilere verilen trafik güvenliği eğitimlerinin ve düzenlenen kampanyaların tek bir bakış açısını yansıtmaması ve multidisipliner (trafik güvenliği, kaza tipolojileri, psikolojik yapı, eğitim formasyonu gibi) bir yaklaşımla hazırlanması gerekmektedir,
•Öğrencilere ve çocuklara yönelik eğitim ve kampanyalarına evebeynler mutlaka dahil edilmeli, özellikle çocuk koruma sistemleri ile araç içi koruma sistemleri konusunda mutlaka bilgilendirilmelidirler,
Öğrencilere yönelik yürütülen eğitim, bilgilendirme kampanyalarında yukarıdaki prensiplere azami dikkat edilmesi önem taşımaktadır.
Kampanyalar ile bilgilendirme çalışmaları; çevre iyileştirmeleri, mevzuat değişiklikleri ve araçlarda yapılacak değişiklikler gibi diğer tedbirlerle birlikte uygulandığında tutum ve davranışların kurallara uyumunda etkili hale gelmektedir.
Yaş, yayalar başta olmak üzere yol kullanıcıları arasında yaralanma riskini artıran etkenlerden birisi olup, yaşa bağlı olarak insan özellikleri ve becerilerinde meydana gelen değişim, trafik güvenliği bağlamındaki incinebilirlik özelliğini artırmaktadır.
Özellikle, yaşlı yayalarda riski artıran çeşitli faktörler vardır; 149
•Yaşlıların görme keskinliklerindeki bozulma güvenle karşıdan karşıya geçişlerinde olumsuz bir etkiye sahiptir,
•Yaşlıların hareket kabiliyetlerindeki azalma, kaza tehlikesiyle yüz yüze gelmeleri durumunda kazadan kaçınabilmek için hızlı tepki vermelerini engellemektedir,
•Yaşlıların sahip oldukları yaşa bağlı hastalık veya zayıflıkları kazanın sonuçlarını daha ağır bir hale getirmekte, var olan kronik rahatsızlıklar tedavi sürecini uzatmaktadır.
Bunlar ve benzeri nedenlerden dolayı yaşlıların trafik güvenliği bağlamında incinebilir yol kullanıcısı olma özellikleri artmakta, trafik güvenliği kampanyaları açısından etkilenmesi gereken hedef kitle olma özellikleri ön plana çıkmaktadır.
Yaşlıların çoğunlukla bulunduğu parklar, bahçeler, huzurevleri, ibadethalenelerin çevresi gibi alanlardaki altyapı düzenlemelerinin, ışıklandırmalarının ve trafik kurallarının yaşlıların özel durumu göz önünde bulundurularak düzenlenmesi bu incinebilir yol kullanıcısı grubunun korunması için önem arz etmektedir.
Görme zayıflığı çeken yaşlılar için daha parlak ışık ve işaretler, yürüme zorluğu çeken yaşlılar için daha alçak kaldırım rampaları, daha uzun süreli yeşil ışık, baston kullanan yaşlılar için kaydırmaz kaldırım yüzeyi gibi ayrıntılar yaşlıların güvenliğini sağlamaya yönelik göz önünde bulundurulmalıdır.
Yaşlılara yönelik bilgilendirme kampanyalarının sonuçlarının ölçülmesi oldukça zordur. Ancak, bu yol kullanıcısı kesiminin sağlık durumlarının ve incinebilir fiziki yapılarının sürüş güvenliği açısından oluşturduğu riskleri öğrenerek kendi kendilerini değerlendirmeye tabi tutmalarına imkân veren kampanyalarının yapılmasının trafik güvenliğine katkısı bulunmaktadır.
Bu nedenle kampanyaların;
•Yaşlıların yol kullanıcısı olarak sokağa çıkmadan önce o anki sağlık durumlarını ve yeteneklerini kendi kendilerine değerlendirmelerinin sağlanması,
•Yaşa bağlı olarak fiziki kırılganlıkları nedeniyle araçlarındaki koruyucu tertibatları kullanmalarının öneminin anlatılması,
•Belli bir hastalıktan muzdarip olan, yan etkileri olan ilaçları kullanan veya engeli bulunan yaşlıların sürücülük açısından takiplerinin yapılması ve bu durumda olanların yardım almadan trafiğe çıkmamaları konusunda bilinçlendirilmeleri,
•Yaşlılığın trafik kazası riskini artırdığı konusunda bilgilendirilmeleri,
•Araçlı olarak günlük hayatını devam ettirmeye alışmış olan insanların yaşlandıklarında araç kullanmaya ihtiyaç duymalarının önlenmesi için aile çevresinin ve yakınlarının bilinçlendirilmesi,
konularına odaklanması sağlanmalıdır.
İnsanların fiziki engellerinin bulunması trafik güvenliği bakımından incinebilirliklerinin dikkate alınmasını, yol ve çevresi ile araç güvenlik önlemlerinin ve trafik güvenliği eğitiminin kişinin engel durumuna uygun olarak şekillendirilmesini ve trafik denetimlerinde engel durumunun göz önünde bulundurulmasını zorunlu kılmaktadır.
Engelli insanlarımızın başkalarına bağımlı olmaksızın hayatlarına devam edebilmeleri, üreten iş gücünün parçası olabilmeleri, engelleri dolayısıyla daha fazla riske maruz kalmadan sosyal hayata karışabilmeleri trafik güvenliği bakımından önem arz etmektedir.
Ayrıca, sağlıklı bir yaşam için engelli bireylerin de halk sağlığı aktivitelerine katılımlarının sağlanması, hizmetlerin ve zamanında müdahalelerin sağlanması, engelli bireylerin çevresinde engelsiz bariyerlerin ve her gün yaşam aktivitelerine katılımda etkileşimin sağlanması temel hedefler arasında olmalıdır.
Engelli bireylerin karayolu trafiğinde zarar görmeksizin hareket edebilmelerinin iki önemli ayağını mühendislik önlemleri ile eğitim oluşturmaktadır. Mühendislik önlemlerinin altyapı, yol ve yol çevresi ile araçları kapsadığının, eğitim faaliyetlerinin ise engelli bireyler, engelli bireylerin temasta olduğu yakın çevresi ile toplumun tamamını kapsadığının altı çizilmelidir.151
Engelli bireylerin trafikte güvenliklerinin sağlanması amacıyla yapılan eğitim faaliyetlerinin hedef gruba yönelik bilgilendirme çalışmaları ve kampanyalar ile desteklenmesi gerekmektedir.
Engellilere yönelik yapılması planlanan eğitim çalışmalarında şu prensiplere uygun davranılması gerekmektedir;
•Öncelikle, engellilerin trafikte hareket tarzlarının ve maruz kaldıkları risklerin çerçevesinin çizilmesi amacıyla araştırmalar yapılarak bilgi toplanması, değerlendirilmesi ve analiz edilmesi,
•Toplanan bilgiler ve veriler çerçevesinde eğitim materyallerinin hazırlanması,
•Eğitim materyallerinin trafik güvenliği prensiplerini ve güvenli sistem yaklaşımını kapsaması,
•Eğitim materyallerinde engelliler ile ilgili görevleri yerine getiren sağlık çalışanları ile engellilerle ilgili faaliyet gösteren iş kollarında çalışanların, engellilerin aile ve yakın çevrelerinin de bilinçlendirilmesi,
•Engellilerin trafikteki hassasiyetleri konusunda toplumun tamamında ortak bir bilincin oluşturulması amacıyla kampanyaların düzenlenmesi,
•Engellilerin trafikte güvenliklerinin sağlanması için ilk kampanya hedefinin hızın düşürülmesi olarak belirlenmesi,
•Mahalli birimlerce, mahalli toplu taşımacılık planlarında engelli erişimi ve ulaşımının ana konulardan birisi olarak ele alınması,
•Engelli bireylerin temel ihtiyaçlarını kendi başlarına görebilmelerinin kolaylaştırılması için toplu taşımacılığın okullara, alışveriş mekânlarına, hastanelere ve engellilerin ihtiyaç duyduğu diğer yerlere yakın mesafede planlanması ve bu planlamalardan engelli bireylerin haberdar edilmesi için projeler üretilmesi,
•Engelli bireylere ayrılmış olan park yerleri, geçiş rampaları, giriş kapıları, yer ve zemin işaretlemeleri, sokak lambası tertibatları gibi yapıların engelliler için önemine ve bu yapılara zarar verilmemesinin önemine yer verilmesi,
sağlanarak eğitim, bilgilendirme çalışmaları yürütülmeli ve eğitim kampanyaları düzenlenmelidir.
Göç yolları düşünüldüğünde, Türkiye coğrafi konumu itibariyla tarih boyunca insanlar için doğu ile batıyı birleştiren doğal bir köprü konumunda olmuştur. Ayrıca, Türkiye’nin artan ekonomik gücü ve sahip olduğu siyasi istikrar neticesinde, göç hareketleri açısından Türkiye’nin “geçiş ülkesi” konumu son yıllarda değişime uğramış ve ülkemiz aynı zamanda bir “hedef ülke” konumuna gelmiştir. Türkiye, bulunduğu coğrafya itibariyla önemli göç yolları üzerinde bulunması nedeniyle, tarihten günümüze irili-ufaklı pek çok göç süreçlerine tanıklık etmiş ve ev sahipliği yapmıştır.152
Türkiye, yakın ve uzak coğrafyasında yaşanan insanlık dramlarına kayıtsız kalmamış, yardıma muhtaç ve yerinden edilmiş olan birçok insana yönelik insani yardım sağlanmasında en cömert davranan, organize olan ve sistematik hizmet sunan ülke olmuştur.
Türkiye’de güçlü bir siyasi iradenin ve sivil toplum anlayışının varlığından da hareketle, kamu ve özel sektör iş birliği, afet ve acil yardım kuruluşlarının çok iyi hazırlanmaları, iyi organize olmaları ve büyük bir kapasiteye sahip olmaları gurur vericidir.
İnsani güvenlik, güvenliğin tüm boyutlarını içerisine almaktadır. Öyle ki, insanın güvenliği toplumsal güvenlikle, istihdam güvenliğiyle, sosyal güvenlikle, eğitim güvenliğiyle, sağlık güvenliğiyle iç içedir. İnsani güvenliğin önemli boyutlarından birisini de trafikte yol kullanıcısı olarak yer alan ve ülkemizde yürürlükte bulunan trafik kurallarına ve trafik işaretlerine yeterince alışık olmayan geçici süre ile ülkemizde bulunan yabancıların trafik güvenliğinin sağlanması oluşturmaktadır.
Öte yandan, her yıl artan turizm potansiyeli ile sağlık turizmi başta olmak üzere alternatif turizm alanları oluşturmada gösterilen çabalar sonucu önemli turistik destinasyonlardan birisi haline gelen153 ülkemize, ziyaret, ticaret, iş ve eğlence gibi bir çok nedenle gelen yabancıların, geçici süre için gelmiş olsalar bile, ülkemizde geçerli olan trafik kurallarına uyumlarının sağlanması hem yerleşik düzenin muhafazası, hem de ülkemizde bulunan yabancılar ile diğer yol kullanıcılarının zarar görmelerinin önlenmesi açısından önem taşımaktadır.
Sınır kapıları başta olmak üzere yabancıların ve turistlerin yoğunlukla bulunduğu yerlerde trafik kurallarını hatırlatıcı el ilanı, broşür ve diğer bilgilendirici materyallerin sunumunun yapılması, turistik konaklama tesislerinde, seyahat acentelerinde, taşıma araçlarında ve diğer turistlerin yoğun olduğu alanlarda trafik kurallarına ilişkin görsel ve işitsel malzeme ve yayınlara yer verilmesi önem taşımaktadır.
Kullanımı giderek artan sosyal medya araçlarının kitle iletişimindeki önemi tartışılmaz boyutlara gelmiştir. Türkiye ile ilgili anlatım ve tanıtımlarda trafik düzenlemelerine ilişkin bilginin sunumu da önem arz etmektedir.
ÖRGÜN VE YAYGIN EĞİTİM, BİLGİLENDİRME VE BİLİNÇLENDİRME ÇALIŞMALARI İLE KAMPANYALAR
STRATEJİK AMAÇ: Örgün ve Yaygın Eğitim, Bilgilendirme Çalışmalarıyla Kampanyalar Yoluyla Trafik Güvenliğinin Sağlanmasına Katkı Sunulması
KILAVUZ STRATEJİLER VE ÖNERİLER
i. Genel
1.İnsan odaklı karayolu trafik güvenliği yaklaşımının güçlendirilmesi,
2.Trafikte sürdürülebilir eğitim yaklaşımının benimsenmesi,
3.Temel ve ortaöğretim kurumlarında trafik bilincinin kazandırılmasındaki yetersizliklerin ortadan kaldırılması amacıyla; müfredatın güncellenmesi ve kademeli olarak örgün eğitimin okul öncesinden yükseköğretime kadar tüm aşamalarında trafik eğitiminin verilmesi,
4.Trafik eğitici yetersizliğinin ortadan kaldırılması, eğitici temel niteliklerinin ve minimum eğitim standartlarının belirlenmesi, yüksekokul ve fakülte seviyesinde eğitim verilerek eğitici niteliğinin artırılması,
5.Okullarda düzenlenen trafik konularındaki eğitimlerin trafik personelince verilmesi,
6.Çocuk trafik eğitim parklarının sayısının ve niteliğinin artırılması,
7.Sürücülerin eğitim ve bilgilendirilmelerine yönelik, sivil toplum kuruluşlarının özendirilerek desteklerinin alınması,
8.Sürücü eğitim alanlarının sayısının artırılması ve fonksiyonel olarak canlı senaryolarla eğitim vermeye uygun hale getirilmesi,
9.Sürücülerin eğitiminde alınması gereken teorik ve direksiyon eğitimi derslerinin nitelik ve nicelik olarak iyi uygulamalar çerçevesinde güncellenmesi, gerçek trafik ortamında daha fazla pratik eğitim verilmesi,
10.Sürücü kurs sürelerinin yetersizliğinin ortadan kaldırılması ve iyi ülke uygulamalarına göre yeniden tespiti,
11.Toplu taşıma sürücülerine standart ve yeterli düzeyde eğitim verilmesi,
12.Toplu taşıma sürücüleri başta olmak üzere tüm sürücü sınıflarında yenileme eğitimlerinin verilmesi,
13.Ara toplu taşıma (dolmuş, taksi, minibüs) sürücülerine standart ve yeterli seviyede eğitim verilerek belirlenecek periyotlar ile yenileme eğitimlerinin verilmesi,
14.Kazaya karışan sürücülerden eğitim eksikliğiği nedeniyle kazaya neden olduğu anlaşılanların zorunlu eğitime tabi tutulması,
15.Belirlenecek sayıdan fazla kazaya karışan sürücülerin sürücü belgelerinin geçici olarak geri alınarak belirlenecek eğitim programını ve sağlık kontrolünü geçemeyenlerin sürücü belgelerinin iptali,
16.Kamu kurum ve kuruluşlar tarafından kendi personellerine yönelik trafik güvenliği eğitim faaliyetlerinin gerçekleştirilmesi,
17.Bir yol kullanıcısı olan “yaya” eğitimlerinin kesintisiz devam edilmesi ve programlarının geliştirilmesi,
18.Özellikle ticari araç sürücüleri başta olmak üzere sürücülere yönelik “Yaya Önceliği” hakkında konferans, seminer gibi düzenlemelerin yapılması,
19.Yol kullanıcılarının yaygın eğitimi, bilgilendirme kampanyaları kapsamında kamu, STK, özel sektör ve medya ilişkilerinin güçlendirilmesi,
20.Halkın ilk ve acil yardım bilgi düzeyinin yükseltilmesi,
21.Halkın bilinçlendirilmesi için basın yayın organları vasıtasıyla konunun kamu spotları ile güncel tutulması, resmi kurumların girişlerine ve vatandaşlarımızın görebileceği alanlara bilboard, raket, roll-up gibi görsellerin asılması,
22.Ülkemizde geçici olarak bulunan yabancılara yönelik eğitim, bilgilendirme, çalışmalarının yapılması ve kampanyalar düzenlenerek trafik kurallarına uyumlarının kolaylaştırılması.
1.Trafik eğitiminin; okul öncesi eğitim kurumlarıyla ilkokullarda öğrencilerin seviyelerine göre hazırlanacak, oyun, oyuncak, eğitim materyali, afiş, slayt, eğitim filmi gibi araç-gereç, sergi ve sosyal-kültürel etkinliklerle desteklenmesi, ayrıca çocuklara trafik içerikli oyunların oynatılması, trafik kültürünün geliştirilmesine yönelik animasyon filmlerin izletilmesi ve simülasyon çalışmalarının yaptırılması,
2.Trafik eğitim materyallerinin, tüm okulların rahatlıkla ulaşabileceği ve uygulayabileceği materyaller olarak hazırlanması, trafik eğitiminin okul aile birliği desteğinde öğretim programı dikkate alınarak trafiğin içinde yaparak ve yaşayarak öğretilmesi,
3.Trafik eğitimiyle ilgili toplumun bütün kesimlerinde trafik bilincinin oluşturulması için yerel yönetimlerden, sivil toplum kuruluşlarından, özel işletmelerden ve eğitim alan öğrencilerin ailelerinden yardım ve destek alınması,
4.Trafik eğitim parkları yapımından sorumlu kurum ve kuruluşların yetkilerinin Karayolları Trafik Kanunu, Karayolları Trafik Yönetmeliği ve Çocuk Trafik Eğitim Parkları Yönetmeliğinde net olarak belirtilmesi, yoruma açık ifadelerin çıkarılması, denetim esaslarının belirlenmesi ve sivil toplum örgütlerinin çalışmalara dâhil edilmesi,
5.Mevcut veya yeni açılacak olan belirli bir metrekarenin üzerindeki resmî ve özel okul öncesi eğitim kurumlarında; Çocuk Trafik Eğitim Parkları Yönetmeliği’nde belirlenen standartlarda çocuk trafik eğitim parkı yapılması, bunun mümkün olmaması halinde parkın minyatürünün yapılmasının sağlanması,
6.Çocuk trafik eğitim parklarında uygulanacak eğitim planının hazırlanması, bunun standart hale getirilmesi, öğrenciler çocuk trafik eğitim parkına götürülmeden önce parklardan nasıl faydalanılacağı konusunda eğitimden geçirilmesi,
7.Yerel yönetimlerin sorumluluğundaki arazisi müsait olan alanlara; Çocuk Trafik Eğitim Parkları Yönetmeliği’nde belirlenen standartlarda çocuk trafik eğitim parkı yapılması,
8.Millî Eğitim Bakanlığına bağlı resmi ve özel okul öncesi, ilkokul ve ortaokul öğrencilerinin uygulamalı trafik eğitimi için; bir plan dahilinde yıl içinde çocuk trafik eğitim parklarında belirli bir takvime göre uygulamalı eğitimlerden geçirilmelerine yönelik tedbirlerin alınması,
9.Çocuk trafik eğitim parklarının hizmetlerinin sürdürülebilirliğini sağlamak için kaynak ayrılması ve hangi kurumların sorumlu olduğu, parklara ulaşımın hangi kurumlar tarafından sağlanacağının netleştirilerek koordine edilmesi,
10.Çocuk trafik eğitim parklarında; imkanlar ölçüsünde alanında uzmanlaşmış üniversite mezunu veya yüksekokul mezunlarından faydanılması,
11.Çocuk trafik eğitim parklarının yapılabilmesi için “Mahalli İdarelerin Mekânsal Planlar Yapım Yönetmeliği”ne trafik eğitim alanı lejantının eklenmesi, büyüklüklerinin nüfusa göre hesaplanması, park olarak yapılacak alanın imar planlarına işlenmesi,
12.Mobil Trafik Eğitim Tırları’nın her bölge için ihtiyaca göre sayılarının artırılarak, okullara önceden duyurulmak suretiyle daha fazla çocuğun bu alanda eğitilmesinin sağlanması,
13.Okul yönetimlerinin trafik kolluğu ile iletişime geçerek trafik polislerinin veya sivil toplum kuruluşlarından konunun uzmanlarının sınıflarda öğrencilere trafik kurallarını anlatmaları sağlanması,
14.Öncelikle okul öncesi öğrencileri olmak üzere, öğrencilerin trafikte daha görünür olmasını sağlamak için parlak renklerde yansıtıcı malzemeler kullanılan okul çantası, şapka ya da yelek kullanımının teşvik edilmesi, bunların velilere ücretsiz dağıtılmasına ilişkin bir kampanya yürütülmesi,
15.Okul öncesi öğrencilerin kullandıkları servis araçlarıyla günlük yaşamda kullanılan taşıt araçlarının güvenli kullanım kurallarının drama çalışmaları, oyunlaştırma, örnek olay inceleme ve ilgili videoların izlenmesi ile doğru davranışın belirlenmesi, kuralların öğretilmesi ve kazanımların pekiştirilmesi.
1.Trafik eğitimini verecek öğretmenlerin eğitici eğitimine alınması, EBA’da trafik eğitimine yönelik içeriklerin zenginleştirilmesi,
2.Yıllık takvime göre trafik parkı, trafik kuralları, trafik güvenliği, trafik bilgisi eğitimlerinin verileceği kısa süreli kurs programının tüm okullarda uygulanması, EBA’da trafik konulu yarışmalar için dijital alanlar oluşturulması,
3.Türk Kızılay tarafından Güvenli Davranış ve İlk Yardım Eğitimi Projesi kapsamında farklı konularda çocuklara yönelik animasyonların öğretmen ve öğrencilerin erişimi için EBA’da yayınlanması,
4.Uygulanan iyi proje örneklerinin öğretmen ve öğrencilerin erişimi için EBA’da yayınlanarak yaygınlaştırılması, seminerlerin interaktif ve sürdürülebilirliği açısından uygulamalı olması, katılımcı öğrencilerin görüşlerini belli periyotlarla bildirmelerinin sağlanması,
5.Okul önlerinde özellikle araçların hızını azaltıcı standart hız kesiciler, butonlu yaya geçidi, sinyalizasyon sistemi, elektronik denetleme sistemlerinin kullanılması,
6.Sürücülerin algısını artırmak için okulların önlerindeki yol yüzeyinin farklı bir yapıda veya renkte belirlenmesi,
7.Okul yöneticilerinin; okul çevresinde trafikte tehlike oluşturabilecek (kör noktalar, yaya geçidi, trafik ışık ve işaretleri, üst geçit, okul servis aracı park alanı vb.) yerleri tespit ederek buralarda yaşanan sorunların çözümü için ilgili birimlerle iş birliğine gitmeleri,
8.Bazı ülkelerde tasarlandığı gibi, okul çevrelerinde yol tasarımı ve inşasında çocukların ihtiyaç, yetenek ve becerilerinin dikkate alınması,
9.Öğrencilerin; çevreye ve trafik kurallarına duyarlılığını artırmak için yaşadıkları çevrede trafik güvenliğini olumsuz etkileyen ya da risk oluşturduğu düşünülen yerlerde alınacak tedbirlerin neler olacağı hususunda ilgili makamlara başvurma, tekliflerin gönderilmesi ve çözümüne katkıda bulunmaları konusunda teşvik edilmeleri,
10.Okul geçidi görevlisi uygulamasının yaygınlaştırılması, sıklaştırılması ve devamlı kampanya boyutunda yapılması, bazı ülkelerde “Trafik Devriyesi”, “Öğrenci Kılavuzu” adı altında yürütülen; velilerin gönüllü olarak eğitim aldığı, okul gidiş-dönüş saatlerinde çocukların güvenliği için rehberlik yaptığı sistemin yaygınlaştırılması,
11.Okullarda trafik güvenliği dersi verecek olan eğiticilere trafik güvenliği alanında hizmetiçi eğitim verilmesi ve bu eğitimlerin belirli aralıklarla tekrarlanması, uygulamalı eğitimlerinin trafik eğitimi almış, trafik görevlisi tarafından verilmesi,
12.Hayat bilgisi dersinde trafik eğitimiyle ilgili kazanım sayısının ve ders saatinin artırılması, çalışma kitabında bu konularda daha fazla etkinliğe yer verilmesi,
13.Okullarda verilen din kültürü ve ahlak bilgisi dersi programına trafikte saygılı olunması, kurallara uyulması gerektiğinin eklenmesi ve yapılan tüm trafik ihlallerinde kul hakkına girildiğinin vurgulanması,
14.Bisiklet kullanımı eğitimine daha erken yaşlarda başlanarak bisiklet kullanımının ilkokulda öğrencilere öğretilmesi, artan trafik yoğunluğunun yol açtığı olumsuzlukları en aza indirgeyebilmek için bisiklet kullanımı yaygınlaştırılması, bisiklet eğitiminde başarılı olan öğrencilere teşvik amaçlı belge verilmesi,
15.Okul servis araç şoförlerinin her ders yılı başlamadan önce trafik ve ilk yardım, trafik adabı ve öğrenci davranışları ile ilgili eğitime alınması uygulamasının zorunlu hale getirilmesi, katılım belgesi olmayanlara taşıma işlemi yaptırılmaması, aile içi şiddete karışanların, toplumsal düzeni bozarak mesleğin itibarını zedeleyenlerin, meslekten yasaklanması,
16.Trafik eğitiminin, tüm eğitim seviyelerinde ilgili kurumlarla işbirliği ile hazırlanacak bilgisayar ortamında trafik kuralları, kural ihlallerinde yaşanacakları içeren sanal oyunlarla da desteklenmesi, hazırlanacak oyunlar için üniversiteler düzeyinde proje yarışmaları düzenlenerek aynı zamanda farklı bir kesim üzerinde farkındalık oluşturulması,
17.Gezici tiyatro ekiplerinin okullarda trafikle ilgili gösteri yapmaları.
1.Trafik eğitimiyle ilgili toplumun bütün kesimlerinde trafik bilincinin oluşturulması için yerel yönetimlerden, sivil toplum kuruluşlarından ve özel teşebbüslerden yardım ve destek alınması,
2.Genel olarak, trafik ile ilgili yürütülmüş ve sonuçlanmış projelerin, sonuçlarının farkındalık düzeyinin artırılması için çeşitli basın yayın araçları yoluyla kamuoyunda paylaşılması,
3.Öğrencilere; ders ve sosyal etkinliklerde toplu taşıma araçlarında nasıl davranılması gerektiği, özellikle yaşlı, hamile ve çocuklu kadınlar ile engellilere ait oturma yerlerinin kanuni olarak bu kişilere tahsis edildiğini, bunun dışında bu kişilere her zaman yer verilmesi hususunun işlenmesi,
4.Sağlık Bilgisi ve Trafik Kültürü dersini alan öğrencilere ilk yardım konusunda uygulamalı eğitim verilmesi,
5.Sağlık Bilgisi ve Trafik Kültürü dersinden Yükseköğretime Geçiş Sınavında soru sorulmasının sağlanması,
6.Cep telefonu kullanımından kaynaklı trafik kazalarının en çok gençler arasında yaşanması nedeniyle; Sağlık Bilgisi ve Trafik Kültürü dersleri müfredatına trafikte cep telefonu kullanımının tehlikeleri ve zararları konusunun eklenmesi,
7.Okullarda trafik kulüplerinin daha etkin ve kurumsal hale getirilmesi, okul trafik kulüplerinin daha cazip ve daha etkili olması için toplantılara dışarıdan misafir konuşmacılar davet edilerek desteklenmesi.
1.Trafik eğitimiyle ilgili eğitim veren üniversitelerin öğretim programlarında eğitim materyallerinin standartlaştırılması, programlara ilk yardım konusunun eklenmesi ve eğitim veren bu kurumlardaki eksikliklerin giderilmesi için çalışmaların yapılması,
2.Trafik ve sürücülük eğitimi alanında meslek yüksekokullarının yaygınlaştırılması,
3.Ulaştırma ve Trafik Hizmetleri Programına sayısal puan ile öğrenci alımına yönelik çalışma yapılması,
4.Ulaştırma mühendisliğinin inşaat, makine, çevre, geomatik mühendisleri, şehir ve bölge planlamacılarına yüksek lisans ve doktora düzeyinde verilmesi, ulaştırma mühendisliği alanında bölüm/program açılabilmesi için sektörel istihdam ihtiyaç analizinin yapılması,
5.Öğretmen yetiştiren yükseköğretim programlarında tüm öğretmen adaylarına trafik ve ilk yardım ile trafik adabı konularında formasyon kazandırılması,
6.Üniversite yönetimleri ile sivil toplum kuruluşlarının ortak çalışmaları sonucu öğrencilere yönelik düzenlenen “Yol Güvenliği Konferansları” uygulamasının bir sisteme bağlanması ve üniversitelerde yaygınlaştırılması,
7.Polis Akademisi Başkanlığı bünyesinde kurulu bulunan Trafik Enstitüsü Müdürlüğünün;
i. Trafik Güvenliğine yönelik ihtiyaç duyulan alanlarda uzmanlık ve yönetim nosyonu kazandırmak amacıyla uygulamanın içerisinde olan, alan uzmanlarından da faydalanmak suretiyle eğitim öğretim vermesi,
ii. Kurs ve sertifika programları düzenlemesi, bilimsel araştırma, inceleme ve yayın faaliyetlerinde bulunarak trafik güvenliği alanında bilgi üretmesi,
iii. Trafik güvenliği alanında akademik danışmanlık hizmeti vermesi,
iv. Trafik güvenliği alanında sempozyum, toplantı, panel, konferans ve seminer vermesi sağlanarak, uygulayıcı birimlere rehberlik etmesi.
1.Karayolları Trafik Yönetmeliği gereği her 5 ve 10 yılda bir sürücü belgelerinin yenilenme işlemleri esnasında, halk eğitim merkezleri ya da uzaktan eğitim yöntemleriyle trafik güvenliği, değişen ve gelişen mevzuat konularına ilişkin eğitim alma noktasında çalışma yapılması,
2.Basın, radyo ve televizyon kuruluşlarınca yolcu ve yayalara yönelik trafik programlarında; toplu taşıma araçlarının kamunun ortak malı olduğu, tüm insanlara hizmet verdiği ve buralarda uyulması gereken kurallar hususunda eğitici programlar ve kamu spotları hazırlanması,
3.Spor müsabakalarında trafik güvenliğiyle ilgili afişlerin asılması ve broşür dağıtılması, kamu spotlarının hazırlanması, kısa filmlerin gösterilmesi,
4.Kamu kurumlarının personeline emniyet kemerinin kullanımının faydaları konusunda bilgilendirici seminerler düzenlenmesi.
5.Toplum tarafından benimsenmesi zaman alan (Otobüslerde emniyet kemeri takma farkındalığı gibi) ve uygulamada aksaklıklar görülen olumlu davranışların kamuoyuna benimsetilmesi amacıyla kamu spotları hazırlanarak izleyicilerin yoğun olduğu saatlerde yayınlanması,
6.Toplu taşıma araçlarını, bisiklet kullanmayı ve kısa mesafelere yaya gidilmesini özendirici kampanyaların başlatılması, rol model olarak da yöneticiler ve ünlü şahsiyetlere (sporcu, sanatçı ya da politikacılar) yer verilmesi,
7.Trafik Haftası etkinlikleri çerçevesinde okullarda trafik konusunun önemine vurgu yapabilmek için; trafik kazaları, trafik kural ve ihlali gibi konularda, resim, afiş, slogan, karikatür gibi kategorilerde yarışmalar düzenlenmesinin ve üniversitelerde öğretim elemanlarının, trafiğe ilişkin farkındalık çalışması, ders dışı etkinlik, seminer, panel ve konferans gibi çeşitli faaliyetler tertiplemesi ve çalışmalarının yapılması,
8.Belediyeler; özel/resmi toplu taşıma araçlarında görev alacak şoförlerini hazırlayacakları programa göre eğitmeleri,
9.Sürücü ve yayalara yönelik; engelliler başta olmak üzere hareket kısıtlılığına sahip bireylerin erişebilirliğinin önündeki engellerin tanıtılması, farklı engellere sahip kişilerle nasıl iletişim kurulabileceği, kullandıkları araç gereçler, ilk yardımda dikkat edilecek hususlarla ilgili eğitimlerin verilmesi,
10.Engelli park alanlarının oluşturulması, bu park alanlarına engelli olmayanların araç park etmemesine yönelik farkındalık oluşturmak için kamu spotları ve broşürlerin hazırlanması, kampanyaların düzenlenmesi,
11.Köprü, kavşak, kaldırım, üst geçit vb. trafik alanlarından engelli vatandaşların daha verimli yararlanmasına yönelik altyapı düzenlemelerinin yapılması, yayaların yaya geçidini kullanmalarının hayati önem taşıdığı ve sürücülerin de yaya geçidi tabelalarına gereken önemi vermeleri konusunun vurgulanması,
12.3D animasyonlar/görseller, kaza anları ve trafikteki örnek davranışlar insanlara sinema salonlarında ücretsiz izletilmesi, böylece insanların günlük yaşantı içinde trafik eğitimine tabi tutulması, trafik kurallarının önemiyle ilgili bilinçaltlarına önemli mesajların verilmesi,
13.İl müftülüklerince konferans, vaaz ve sohbetlerde, trafik bilincini geliştirici sohbetler yapılması, ibadethanelerde cuma ve bayram namazı hutbelerinde trafik adabına ilişkin bilgilendirme yapılması, yapılan tüm trafik ihlallerinde kul hakkına girildiğinin vatandaşlara anlatılması,
14.Millî Eğitim Bakanlığı, Gençlik ve Spor Bakanlığı yaz kampları ile Diyanet İşleri Başkanlığına bağlı Kuran kurslarında, spor federasyonları ve kulüplerde trafik güvenliğine ilişkin konuların yer alması.
1.Özel motorlu taşıt sürücüleri kurslarının eğitim ve sınav standartları yükseltilerek, kalitelerinin artırılması,
2.Trafik olgusunun kilit noktası sürücü kursları olup, burada alınan eğitimin sürücü adayında oluşturduğu altyapı iyi olursa ileriki zamanlarda değiştirilmesi mümkün olmayan alışkanlıklar haline geleceğinden, sürücü adaylarının kurs programlarının tamamına muhakkak katılması, eğitime kesintisiz ve eksiksiz devam etmelerinin sağlanması,
3.Teorik ve direksiyon eğitimi derslerinin devam-devamsızlık kontrolleri ile sınavların mutlaka elektronik veya biyometrik yöntemler ile yapılması,
4.Eğitim tarzının “ezberletme” değil, “ikna” ve “idrak” olması, kursiyere “neden” ve “niçin” yapması veya yapmaması gerektiğinin anlatılması, eğitim metodunun interaktif olması ve kursiyer eğitilirken anlatılanları “sorgulamasının” sağlanması,
5.Motorlu taşıt sürücüleri kurslarında görevli yöneticiler ile ilk yardım, trafik adabı, trafik ve çevre bilgisi ile direksiyon eğitimi dersi öğreticilerinin, görev ve sorumluluklarını yerine getirebilmeleri, değişikliklere ve yeniliklere adapte olabilmeleri için hizmetiçi eğitim seminerine alınması ve eğitimlerin devamının sağlanması,
6.Özel motorlu taşıt sürücü kurslarında görevli direksiyon usta öğreticilerinin iki yılda bir hizmetiçi eğitime alınması,
7.Direksiyon uygulama sınavlarında önceden belirlenmiş süre ve güzergâh uygulamasının kaldırılarak, haftanın her günü ve her saatinde akan trafik içerisinde direksiyon uygulama sınavlarının yapılması,
8.Özel motorlu taşıt sürücüleri kursu direksiyon eğitimi dersi uygulamasıyla sınavlarının akan trafik içinde yapılması için; mahalli yönetimler tarafından güzergâhların belirlenmesi, gerekli emniyet tedbirlerinin alınması konularında ilgili birimlerle koordine kurularak destek verilmesinin sağlanması,
9.Motorlu taşıt sürücü kurslarında denetim yapacakların daha etkili denetim yapabilmeleri ve hazır bulunurlukları ile niteliklerinin geliştirilmesi için belirli aralıklarla eğitimden geçirilerek belgelendirilmeleri,
10.Yabancı uyruklu kursiyerlerin teorik sınavının, e-sınav sistemi üzerinden ve belirli dillerde (İngilizce, Almanca, Arapça, Rusça) sorulan sorularla yapılması, işitme engelli kursiyerlerin sınavının, işaret dili de kullanılan e-sınav sistemi ile yapılması.
1.Sürücü eğitiminde görev alan usta öğreticiler ile sınav değerlendirme komisyon üyelerinin bilgi ve beceri seviyesinin yükseltilmesi amacıyla, trafik ve direksiyon usta öğreticilik eğitimi için yeni ve daha kapsamlı programların hazırlanarak uygulanması,
2.Eğiticilerin; sabır, temel sürüş becerileri, özdenetim, adayla etkili iletişim, ustalık ve empati konusunda eğitilmelerinin sağlanması, her eğitim kademesinde trafik bilgisini verecek olan öğretim kadrosunun bu konularda eğitim almış olması,
3.Sürücü belgesi almak isteyen engelli bireylerin sürücü eğitimi alabilmeleri için özel motorlu taşıt sürücü kurslarında çalışacak personelin yetiştirilmesi, trafik ve direksiyon usta öğreticilik eğitimi için hazırlanması planlanan yeni programın içeriğine engelli bireylerin eğitimiyle ilgili konulara da yer verilmesi.
1.Ulusal ve yerel kanallarda, dizi, kamu spotu, motto gibi uygulamalarda, doğru davranışı ön plana çıkaran-gösteren-tekrar eden (emniyet kemeri takılması gibi) örnekler üzerinde durulması,
2.Televizyon kanallarında yayınlanan yarışma programları ile bulmaca içeriklerinde trafik kuralları ve trafik adabı konularında soruların sorulması, trafikle ilgili yarışmalar düzenlenerek farkındalık artırılması (kısa film, resim, karikatür, tiyatro oyunu, şiir, fotoğrafçılık gibi),
3.Yayın durdurma cezası alan televizyon kanallarında bu süre içerisinde ilk yardım, trafik adabı, trafik ve çevre bilgisi konularında programlar hazırlanarak yayınlanması,
4.Radyo ve televizyonlarda trafik kolluğu, yayalar ve sürücüler arasında ortaya çıkan çelişkiler ve sorunlar konusunda eğitici programlar hazırlanması ve yayınlanması,
5.Radyo ve televizyonlarda; trafik kazaları, kazalarda alınması gereken ilk önlemler, sigorta konuları, kazazede hakları ile yapılması gereken işlemler konusunda aydınlatıcı programların hazırlanması,
6.Trafik kültürünün oluşması ve trafik güvenliğinin sağlanması amacıyla; görsel basında yapılan trafik eğitimi programlarının günün izlenebilir saatlerinde ve tüm kanallarda yayınlanması için RTÜK tarafından denetimlerin yapılması,
7.Trafik eğitim yayınlarının içeriklerinin, konu, kapsam ve kriterlerinin Emniyet Genel Müdürlüğü, Karayolları Genel Müdürlüğü ve Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürlüğü koordinasyonu ile belirlenmesi,
8.Trafik konulu kamu spotlarının izleyiciler üzerinde etkisinin artırılması için Kamu Spotları Yönergesi’nin gözden geçirilmesi,
9.Kamu spotlarının hazırlanıp yayınlanması, görsel, yazılı ve işitsel medya kanallarının daha etkin ve verimli kullanılması, sosyal medyada trafik güvenliğiyle ilgili farklı konuların işlenmesi,
10.Basın, radyo ve televizyon kuruluşlarınca yolcu ve yayalara yönelik trafik programlarında; toplu taşıma araçlarında uyulması gereken kurallar hususunda eğitici programların ve kamu spotlarının hazırlanması,
11.Belediye ilan/reklam panolarında trafik kuralları ve sıkça yaşanan kural ihlallerine yönelik bilgilendirici kamu spotları hazırlanması,
12.Araç muayene istasyonlarının bekleme salonlarında trafik kurallarını hatırlatan billboardlar bulundurulması.
1.Trafik düzeni ve güvenliği bakımında karayolu kullananların eğitimindeki önemi vurgulamak, çeşitli kurum ve kuruluşların trafik eğitimine olan katkılarını artırmak amacıyla; “Karayolu Trafik Güvenliği Günü ve Haftası” kapsamında düzenlenen etkinliklerin daha geniş kitlelere duyurulmasına yönelik çalışmaların yürütülmesi,
2.Trafikte karşılıklı saygı içinde olumlu trafik kültürünün geliştirilmesine katkı sağlayan davranışların ödüllendirilmesi, bu tür faaliyetlerin ilgili meslek odaları, yerel kurum ve kuruluşların katkılarıyla desteklenmesi,
3.Trafik kültürü oluşturmaya yönelik çalışmalar kapsamında; okullarda trafik eğitimiyle ilgili uygulamalara ebeveynlerin de katılımının sağlanması.
Sosyal Medyada Takip Edin