T.C. İÇİŞLERİ BAKANLIĞI
WEB SİTESİ GİZLİLİK VE ÇEREZ POLİTİKASI
Web sitemizi ziyaret edenlerin kişisel verilerini 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu uyarınca işlemekte ve gizliliğini korumaktayız. Bu Web Sitesi Gizlilik ve Çerez Politikası ile ziyaretçilerin kişisel verilerinin işlenmesi, çerez politikası ve internet sitesi gizlilik ilkeleri belirlenmektedir.
Çerezler (cookies), küçük bilgileri saklayan küçük metin dosyalarıdır. Çerezler, ziyaret ettiğiniz internet siteleri tarafından, tarayıcılar aracılığıyla cihazınıza veya ağ sunucusuna depolanır. İnternet sitesi tarayıcınıza yüklendiğinde çerezler cihazınızda saklanır. Çerezler, internet sitesinin düzgün çalışmasını, daha güvenli hale getirilmesini, daha iyi kullanıcı deneyimi sunmasını sağlar. Oturum ve yerel depolama alanları da çerezlerle aynı amaç için kullanılır. İnternet sitemizde çerez bulunmamakta, oturum ve yerel depolama alanları çalışmaktadır.
Web sitemizin ziyaretçiler tarafından en verimli şekilde faydalanılması için çerezler kullanılmaktadır. Çerezler tercih edilmemesi halinde tarayıcı ayarlarından silinebilir ya da engellenebilir. Ancak bu web sitemizin performansını olumsuz etkileyebilir. Ziyaretçi tarayıcıdan çerez ayarlarını değiştirmediği sürece bu sitede çerez kullanımını kabul ettiği varsayılır.
Web sitemizi ziyaret etmeniz dolayısıyla elde edilen kişisel verileriniz aşağıda sıralanan amaçlarla T.C. İçişleri Bakanlığı tarafından Kanun’un 5. ve 6. maddelerine uygun olarak işlenmektedir:
Web sitemizi ziyaret etmeniz dolayısıyla elde edilen kişisel verileriniz, kişisel verilerinizin işlenme amaçları doğrultusunda, iş ortaklarımıza, tedarikçilerimize kanunen yetkili kamu kurumlarına ve özel kişilere Kanun’un 8. ve 9. maddelerinde belirtilen kişisel veri işleme şartları ve amaçları kapsamında aktarılabilmektedir.
Çerezler, ziyaret edilen internet siteleri tarafından tarayıcılar aracılığıyla cihaza veya ağ sunucusuna depolanan küçük metin dosyalarıdır. Web sitemiz ziyaret edildiğinde, kişisel verilerin saklanması için herhangi bir çerez kullanılmamaktadır.
Web sitemiz birinci ve üçüncü taraf çerezleri kullanır. Birinci taraf çerezleri çoğunlukla web sitesinin doğru şekilde çalışması için gereklidir, kişisel verilerinizi tutmazlar. Üçüncü taraf çerezleri, web sitemizin performansını, etkileşimini, güvenliğini, reklamları ve sonucunda daha iyi bir hizmet sunmak için kullanılır. Kullanıcı deneyimi ve web sitemizle gelecekteki etkileşimleri hızlandırmaya yardımcı olur. Bu kapsamda çerezler;
İşlevsel: Bunlar, web sitemizdeki bazı önemli olmayan işlevlere yardımcı olan çerezlerdir. Bu işlevler arasında videolar gibi içerik yerleştirme veya web sitesindeki içerikleri sosyal medya platformlarında paylaşma yer alır.
Oturum Çerezleri (Session Cookies) |
Oturum çerezleri ziyaretçilerimizin web sitemizi ziyaretleri süresince kullanılan, tarayıcı kapatıldıktan sonra silinen geçici çerezlerdir. Amacı ziyaretiniz süresince İnternet Sitesinin düzgün bir biçimde çalışmasının teminini sağlamaktır. |
Web sitemizde çerez kullanılmasının başlıca amaçları aşağıda sıralanmaktadır:
Farklı tarayıcılar web siteleri tarafından kullanılan çerezleri engellemek ve silmek için farklı yöntemler sunar. Çerezleri engellemek / silmek için tarayıcı ayarları değiştirilmelidir. Tanımlama bilgilerinin nasıl yönetileceği ve silineceği hakkında daha fazla bilgi edinmek için www.allaboutcookies.org adresi ziyaret edilebilir. Ziyaretçi, tarayıcı ayarlarını değiştirerek çerezlere ilişkin tercihlerini kişiselleştirme imkânına sahiptir.
Kanunun ilgili kişinin haklarını düzenleyen 11 inci maddesi kapsamındaki talepleri, Politika’da düzenlendiği şekilde, ayrıntısını Bakanlığımıza ileterek yapabilir. Talebin niteliğine göre en kısa sürede ve en geç otuz gün içinde başvuruları ücretsiz olarak sonuçlandırılır; ancak işlemin ayrıca bir maliyet gerektirmesi halinde Kişisel Verileri Koruma Kurulu tarafından belirlenecek tarifeye göre ücret talep edilebilir.
Trafik Güvenliği Yaklaşımımız;
Söz konusu insan ise, trafikte “1” can kaybı bile fazladır, anlayışı ile can güvenliğinin merkezde yer aldığı Güvenli Sistem Yaklaşımı çerçevesinde, tüm paşdaşların; altyapı, araç, eğitim, denetim, kaza sonrası yardım, bakım ve tedaviye ilişkin görevlerini üstün bir sorumluluk bilinci ve eşgüdüm içerisinde yerine getirdikleri bir yapıyı ifade etmektedir.
Tüm karayolu trafik sisteminin kusurlarını insana yükleyen ve insanın belli normatif kalıplarda davranması halinde trafik kazalarının önlenebileceği ve trafik güvenliğinin tam olarak sağlanabileceği anlayışını öne çıkararak, diğer karayolu trafik güvenliği unsurları olan yol, yol çevresi, araç, kaza sonrası müdahaleleri yok sayan Klasik Trafik Güvenliği Yaklaşımı son yıllarda terk edilmeye başlanmış, bu anlayış yerine insanı sistemin merkezine yerleştirerek tüm sistemi insanı korumak üzere tasarlayan yeni anlayışlar hâkim olmaya başlamıştır. “Trafik kazalarının önlenebilir mahiyette bir halk sağlığı sorunu olduğu ve Güvenli Sistem Yaklaşımı ile çözümünün mümkün olduğu”43 anlayışından hareketle, sistemi oluşturan ana öğe olan insan unsurunun trafik kazası yapmasına neden olan tüm unsurların ortadan kaldırılması amacıyla yeni sistemik yaklaşımlar geliştirilmiştir.
Bu çerçevede, 2021-2030 Trafik Güvenliği Strateji Belgesi ve bu belgenin çizdiği ana çerçeveye dayalı olarak hazırlanacak olan eylem planlarında, tüm karayolu trafik güvenliği unsurları bakımından Güvenli Sistem Yaklaşımı çerçevesinde Vizyon Sıfır odaklı çalışmalar yürütülecektir.
Güvenli Sistem Yaklaşımı, insanların hata yapabilecekleri ve aynı zamanda da kırılgan oldukları ve devletlerin görevinin de insanların güvenliğini sağlamak olduğundan hareketle, kırılgan ve hata yapması muhtemel olan insanın trafikteki korunmasına ilişkin görev sisteme verilmiştir. Bu yaklaşım, hatalar kaçınılmaz olsa da can kayıplarının ve ciddi yaralanmaların önlenebileceği fikrinden yola çıkmıştır. Güvenli sistem anlayışına göre, karayolu sistemi öyle bir şekilde tasarlanmalıdır ki, insanların yaptığı hatalar ciddi veya ölümcül sonuçlar doğurmamalıdır.
Vizyon sıfır anlayışı ise, trafikte insanların ölmesinin ve ciddi derecede yaralanmasının önlenmesi için, güvenliğin tüm süreçlerde birinci öncelik olarak kabul edilmesini, trafik kazalarında sorumluluğun tek başına insan hatalarına yüklenilmesi yerine sistem değişikliğine odaklanılmasını ve açıkça tanımlanmış hedefler ile bu hedeflere ulaşılması için alınması gereken tedbirlerin uygulanmasını ifade etmektedir.
Sonuç olarak; 2021-2030 dönemi için, karayolu kullanıcılarının hata yapacağını kabul eden ve karayolu güvenliğini trafik sistemindeki tüm aktörlerin ortak sorumluluğu olarak gören “Güvenli Sistem Yaklaşımı”na dayalı ve “Sıfır Can Kaybını” hedefleyen yeni bir strateji ve eylem planı benimsenmiştir.
TRAFİK GÜVENLİĞİ YAKLAŞIMIMIZ
Klasik ulaşım ve trafik güvenliği yaklaşımına göre;
Trafik güvenliğinin sağlanması ve trafik kazalarının önlenmesinin tek yolu olarak; yol kullanıcısı olan insanların davranışlarının eğitim, bilgilendirme ve uygulamalar ile geliştirilmesi, trafiği düzenleyen kurallara uymalarının sıkı biçimde takibi (denetlenmesi) ve trafik kuralı ihlallerinin kesin ve şiddetli bir şekilde cezalandırılması yöntemi kabul edilmektedir.44
Karayolu altyapısının araç trafiği taleplerini karşılayacak biçimde geliştirmek olarak ifade edilen ve dünyada yavaş yavaş terk edilmekte olan klasik ulaşım ve trafik güvenliği yaklaşımına göre trafik tıkanıklıklarının ve trafik kazalarının çözümü; yeni yolların, yol genişletmelerinin ve katlı kavşaklar gibi yöntemlerin ortaya konması ve yol kullanıcılarının kurallara tam uyumunun sağlanması ve tüm kusurun yol kullanıcılarında aranması olarak görülmüş, ancak söz konusu yaklaşımın uzun vadede ulaşım sistemlerinin gelişimi ve trafik güvenliği sorunlarının çözümü açısından yetersiz kaldığı anlaşıldığından, zaman içerisinde yeni arayışlara yönelinmiştir.
Şekil 6.1; Klasik Ulaşım ve Trafik Güvenliği Yaklaşımının Çözümsüzlüğü Döngüsü
Trafik Güvenliğinde İnsan Unsuru ve Güvenli Sistem Yaklaşımı ile Vizyon Sıfır Yaklaşımı
Uluslararası kuruluşların trafik güvenliği ile ilgili yaptığı çalışmalarda, trafik sorununun ciddi oranda hissedildiği 1950 sonrası dönemde, trafik güvenliğinin gelişimi ve trafik güvenliğinin sağlanması yolundaki faaliyetlerin dönüşümü 5 safhada ele alınmaktadır:
Aşama 1: Sürücü Odaklı Çalışmalar Dönemi (1950’ler ve 1960’lar)
Aşama 2: Sistem Odaklı Çalışmalar Dönemi (1970’ler ve 1980’ler)
Trafik kazalarının öncesinde, trafik kazalarının oluşumu esnasında ve trafik kazalarının sonrasındaki şartları ele alan ve halk sağlığı uzmanı Dr. William Haddon tarafından 1970’li yılların başında bilim dünyasına kazandırılan Haddon Matrisinin trafik güvenliğine tatbikiyle, sürücü dışındaki faktörler de trafik güvenliğinin konusu olarak incelenmeye başlanmış ve trafik güvenliği ile ilgili kapsamlı bir çerçeve oluşturulmaya çalışılmıştır. Trafik kazası öncesi önleme faaliyetleri ile trafik kazasından kaynaklanan kinetik enerjiye insan vücudunun dayanmasının mümkün olmadığı gerçeğinden hareketle, araç içi ve çevresel kaza koruma tedbirleri üzerinde çalışmalar yapılmıştır. Bu dönemde, sistemsel bir yaklaşımın takibi konusunda ilk çalışmalar yapılmıştır.
Aşama 3: Lider Kuruluşlar ve Mücadele Öncelikleri Dönemi (1990’ların başı)
Trafik güvenliğinin ancak kurumsal olarak bir lider kuruluş tarafından sağlanabileceği ve denetimler yoluyla trafik kazalarının azaltılabileceği tezinden hareketle trafik güvenliği çalışmaları yürütülmüştür. Bu dönemde, hükümetler ve sektörler arası işbirliğine önem verilmiş olup, artan motorlu araç sayısı karşısında karayolu trafik sistemlerine yapılan altyapı yatırımlarıyla trafik kazalarının sayısının azaltılabileceği fikri üzerine yoğunlaşılmıştır. Özellikle Birleşik Krallık’ta karayolu altyapısına yapılan yatırımlar sayesinde trafik kazalarında ölüm sayısı yarı yarıya azalmıştır. Trafik kazalarına neden olan öncelikli alanlar tespit edilerek mücadele önceliği bu alanlara verilmiştir. Çok sektörlü mücadele anlayışı Avustralya ve Yeni Zelanda gibi ülkelerde pozitif sonuçlar vermesi nedeniyle diğer ülkeler tarafından da örnek alınarak yatırımlara yönelinmiştir.
Bu dönemde trafik güvenliğinde belirlenen hedeflere ulaşmak amacıyla çalışmalar yapılmış ve kurumsal stratejiler geliştirilmiştir. Bu bağlamda trafik güvenliğinin sağlanması amacıyla uygulamaya konulan “Sürdürülebilir Trafik Güvenliği” (Hollanda), “Vizyon Sıfır” (İsveç) ile “Güvenli Sistem” (Avustralya, Danimarka, Finlandiya, Norveç ve İsviçre) yaklaşımları dikkat çekmiştir. Bu stratejilerde, başta hız yönetimi olmak üzere, sorunlu alanlar öncelikli olarak incelemeye alınmış, yol ve araç tasarımında insan hayatını korumaya yönelik tedbirler ön plana çıkarılmış ve trafik kazasında, mağduru suçlamak yerine trafik sisteminin kusuru olduğu düşüncesi benimsenmiştir.
Aşama 5: Yenilikçi Stratejiler Dönemi (2000’lerden günümüze)
Yukarıda da izah edildiği gibi bazen sorunların kaynağı bazen de korunması gereken temel değer olarak insan faktörü trafik güvenliği çalışmalarının her döneminde ana odak konularından birisi olarak görülmüştür.
Klasik anlayışların trafik güvenliğine hâkim olduğu dönemde, trafik kazalarının “genel faili” olarak kabul edilen insan unsuru, Güvenli Sistem Yaklaşımında yine trafik kazalarının nedensellik bağı içinde önemli, ancak failden çok “mağdur” kimliği ile öne çıkmıştır.
Bu bağlamda, trafik güvenliği açısından 2021-2030 Trafik Güvenliği Strateji Belgesi ile takip edilecek olan Güvenli Sistem Yaklaşımı ve Vizyon Sıfır yaklaşımı hakkında detaylı açıklayıcı bilgi sunulmaktadır.
İnsan faktörü trafik güvenliği bağlamında; geçme kuralları gibi bir kural ihlali yaparak bazen aktif, bazen de yorgun ve dikkatsiz araç kullanma, ışıklara dikkat etmeme gibi kural ihlali yaparak pasif olarak rol oynamaktadır. Trafik güvenliğinde insan faktörü; araç kullanma sıklığından, demografik özelliklere, psikomotor becerilerden, kişilik özelliklerine kadar geniş bir yelpazede değerlendirilmekte ve bütün bu faktörler trafik kazalarının meydana gelmesinde farklı oranlarda pay sahibi olarak kabul edilmektedir.47
Güvenli Sistem Yaklaşımı, sadece trafik kazalarını azaltmaya odaklanan bir yaklaşımdan, trafik kazalarındaki can kaybı ve ciddi yaralanmaların önlenmesine odaklanan bir yaklaşıma geçişi ifade etmektedir. İyi yapılandırılmış güvenlik ilkeleri, Güvenli Sistem Yaklaşımını desteklemekte olup, tüm karayolu ulaşım sisteminin düzenli bir görünüşünü, yolları ve çevresi arasındaki ilişkiyi, araçların hızlarını, araçları ve tüm yol kullanıcılarını ele alarak sistemin bütününü kapsamaktadır.
Güvenli Sistem Yaklaşımı, sorumluluğu karayolları kullanıcılarından alıp karayollarını tasarlayanlara kaydırmayı amaçlar
Temel yönetim unsurları ile faaliyet alanlarını bütünleştirerek, güvenli bir ulaşım ağı oluşturmayı hedefleyen sistemik bir yaklaşımdır. Güvenli sistem yaklaşımı çerçevesinde, insan vücudunun dayanabileceği fiziki güç konusunda yapılan bilimsel çalışmaların sonuçlarını da dikkate alarak tedbirler geliştirilmiştir. İnsan vücudu yaradılışı itibariyla maruz kalacağı kuvveti tolere edebilecek şekilde tasarlanmamıştır. Bu nedenle Güvenli Sistem Yaklaşımında önerilen tedbirler, insan vücudunun kaldırabileceğinden daha fazla şiddete maruz kalmasını önlemeyi amaçlamaktadır.
Güvenli Sistem Yaklaşımının temel ilkeleri;
İnsanlar yanılabilir, insanlar hata yapabilir.
“Mağduru suçlamak” yerine insan hatalarını “affetmeye” dayalıdır.
İnsan vücudu kırılgandır, vücut kuvvete dayanıklı olacak şekilde tasarlanmamıştır.
Karayolu güvenliğini geliştirme sorumluluğu tüm paydaşlar arasında paylaşılmalı, karayolu güvenliğini geliştirmek sadece bir kurumun sorumluluğunda olmamalıdır.
Güvenli Sistem Yaklaşımının bir diğer önemli yönü, insanın hata yapabileceğini planlama ve uygulamalarında göz önünde bulundurmasıdır. İnsan hata yapabilir ve insan hatasını gidermeye yönelik en iyi girişimlere rağmen, sözkonusu hataları tamamen ortadan kaldırmak mümkün değildir.
Bu nedenle, Güvenli Sistem Yaklaşımı, insan hatalarını ve başarısızlıklarını “affetmek” için açıkça tasarlanan bir karayolu güvenliği sistemi inşa etmeyi önermektedir.
Güvenli Sistem Yaklaşımında, karayolu ağı bir bütün olarak ele alınmaktadır. Bu sebeple, Güvenli Sistem Yaklaşımının getirdiği anlayışla yeni altyapı, yolların iyileştirilmesi, çevre trafiğinin sakinleştirilmesi ve diğer birtakım önlemler alınarak yolların daha güvenli olması sağlanabilmektedir.
Güvenli sistem yaklaşımının 4 ana bileşeni;
1-Daha güvenli yollar: Güvenli sistem yaklaşımına göre, yolların kaza riskini en aza indirecek ve kaza meydana geldiğinde ise yaralanmaların şiddetini en aza indirecek şekilde tasarlanması gerekmektedir. Güvenlik özellikleri, yol tasarımına en baştan itibaren dâhil edilmelidir.
2-Daha güvenli hız: Güvenli sistemlerdeki hız sınırlarının, kazaların önlenmesi ve kaza meydana gelmesi halinde ise insan vücudunun dayanabileceği fiziksel şiddetin en üst limitine uygun olarak belirlenmesi gerekmektedir. Saatte 20 km/s üzerindeki hızla çarpan bir araç, korunmasız bir yaya için ölümcül risk taşımaktadır. Mevcut araçlar üretimleri itibariyla, içindeki insanları yandan çarpmalarda çarpan araç 50 km/s hızın altında seyrediyorsa, kafa kafaya çarpışmalarda ise içinde bulundukları araç saatte 65 km/s hızın altında hareket ediyorsa koruyacak şekilde tasarlanmıştır.
3-Daha güvenli araçlar: Araçlar, kazaların oluşmasını ve sonuçlarını en aza indirecek şekilde tasarlanmalıdır. Teknoloji ve yola uygunluk ilkeleri daha güvenli araçların üretilmesinde ana kriterler olmalıdır. Çarpışmaları önlemeye yardımcı olan aktif güvenlik önlemleri arasında; çarpışmadan kaçınma sistemleri, (yarı) otonom araçlar, denge kontrolü, araçlar arası iletişim, otomatik fren sistemleri, hava yastığı teknolojisi, alkol kilitleri ve filo araçları için de hız sınırlayıcılar mevcuttur. Pasif güvenlik önlemleri olan üç noktalı emniyet kemerleri, yastıklı gösterge panelleri ve hava yastıkları araçların tamamında standart olarak bulunması gerekmektedir.
4- Daha güvenli yol kullanımı: Karayolunu kullanan herkesin çekinmeden ve güvenliğinden emin olarak trafiğe katılmasını sağlamak tüm devletlerin görevidir. Burada esas olan sorumluluğun orantılı olarak paylaşılmasıdır. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ve Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı (OECD) gibi uluslararası kuruluşlar tarafından yayınlanan raporlara göre;49,50,51
prensiplerinin öncelikli olarak trafik güvenliği yönetimine adapte edilmesi gerekli görülmektedir.
Güvenli sistem yaklaşımının, yayalar başta olmak üzere incinebilir yol kullanıcıları, iki veya üç tekerlekli motorlu araçlar, güvenli hız yönetimi gibi karayolu trafik güvenliğinin hassas alanları bakımından çok sayıda faydası mevcut olup bu faydalar özetlenecek olursa;
Güvenli Sistem Yaklaşımının özü; Trafiği oluşturan yol, araç ve yasal düzenlemeler gibi trafik sisteminin tüm unsurlarının insanın zayıf ve güçlü yönlerine göre şekillendirilmesi ve insanların da kendilerini korumaya yönelik olarak yürürlüğe konulan kurallara ve yapılan düzenlemelere uygun hareket etmesidir. Örneğin, hava yastığı ve kapı içi kaplamaları gibi araç içi koruma sistemlerinin kaza anında insanın zarar görmesini önleyecek şekilde üretilerek araçlara monte edilmesi, aynı zamanda da insan unsurunun da emniyet kemerini takarak kendi can güvenliğini sağlaması veya alkol etkisinde araç kullanmayarak kendisinin veya başkalarının zarar görmesini önlemesidir. Güvenli trafik sisteminin parçası olan elemanların tek gayesi insanın zarar görmesinin önlenmesidir.Güvenli Sistem Yaklaşımı bütüncül bir bakış açısıyla değerlendirildiğinde, aşağıdaki şekilde özetlenebilmektedir;
Şekil: Güvenli Sistem Yaklaşımı
2021-2030 Trafik Güvenliği Strateji Belgesi’nin önemli dayanağı olan ve ülkemizde takip edilmeye başlanan Vizyon Sıfır yaklaşımı “hiçbir hatanın bedelinin insan hayatı olmaması gerektiği”52 düşüncesinden hareketle takip edilmeye başlanan bir trafik güvenliği anlayışı olup, bu anlayışın temel özellikleri; “karayolu trafik yönetimine kapsamlı bir yaklaşım getirmesi, sorunu sistem yaklaşımı ile ele alması, trafik yönetiminde maliyet-fayda analizi yerine etik ve insani değerleri öne çıkarması, trafik güvenliğinde klasik anlayışı değiştirerek sorumluluğu sadece sürücülere yüklemeden tüm paydaşlar arasında dağıtması ve bu esaslara dayalı stratejiler geliştirerek uygulamaya” konulmasıdır. “Vizyon Sıfır Yaklaşımı”, bahsedilen bu yönleri ile karayolu trafik yönetimine modern bir anlayış getirmiştir.53
“Vizyon Sıfır” trafik kazalarında sıfır can kaybını hedeflemektedir. Birçok ülkede başarı ile uygulanan bu yaklaşım bazı başka ülkelerde de “Sıfıra Doğru” adıyla takip edilmekte ve olumlu sonuçlar alınmaktadır.
“Vizyon Sıfır Yaklaşımı” dört ana ilkeye dayanmaktadır. Bu ilkeler kısaca özetlenecek olursa;54
Etik: İnsan hayatı ve sağlığı herşeyin önünde gelir, hayat ve sağlık, hareketlilik ve ulaşım sisteminin diğer hedeflerinden daha önceliklidir.
Sorumluluk: Karayolu trafik sistemindeki hizmet sunucuları ile uygulayıcılar, sistem güvenliği ile ilgili sorumlulukları yol kullanıcıları ile ortaklaşa paylaşırlar.
Güvenlik: İnsanlar hata yaparlar. Bu nedenle, karayolu ulaşım sistemleri bu hataları hesaba katarak, hata olasılığını ve hata olduğunda da bunun yol açabileceği hasarları asgariye indirmelidir.
Değişim Mekanizmaları: Karayolu ulaşım sisteminde hizmet sunanlar ve bunları denetleyenler, bütün vatandaşların güvenliği için ellerinden gelen azami gayreti sarfetmek zorundadır. Trafik güvenliğinin sağlanması için yol kullanıcıları ile birlikte çalışılmalı ve her biri gerektiğinde değişime hazır olmalıdır.
“Vizyon Sıfır Yaklaşımı” ile trafik güvenliği klasik yaklaşımları, odaklanılan noktalar ve trafik sorununun kavrayışı bakımından ayrılmakta ve her iki anlayış da aynı sorulara farklı cevaplar vermektedir.
Soru |
Klasik Yaklaşım |
Vizyon Sıfır Yaklaşımı |
Trafik güvenliğinde sorun nedir? |
Kaza riskidir. |
Can kayıpları ve ciddi yaralanmalardır. |
Trafik güvenliği sorununun sebebi nedir? |
İnsan faktörüdür. |
İnsanların hata yapabileceklerinin ve hassas olduklarının göz önünde bulundurulmamasıdır. |
Trafik güvenliğinin sağlanmasından kim sorumludur? |
Yol kullanıcısı olan bireyler sorumludur. |
Sistemi tasarlayanlar sorumludur. |
İnsanların trafik güvenliği talebi var mıdır? |
İnsanlar trafik güvenliği talep etmezler. |
İnsanlar trafik güvenliği talep ederler. |
Trafik güvenliğinde hedef nedir? |
Can kayıplarının ve ciddi yaralanmaların sayısını uygun bir seviyeye getirmektir. |
Can kayıplarını ve ciddi yaralanmaları tamamen ortadan kaldırmaktır. (Sıfırlamaktır) |
Bu vizyonu uygulamaya geçirmek, şimdiye kadarki alışkanlıklarımızı gözden geçirmemizi gerektirmektedir
Trafik güvenliğinin sağlanması için trafik kazası sonucu ölümlerin ve ciddi yaralanmaların 2030 yılına kadar %50 azaltılması ve 2050 yılına kadar da tamamen gündemden çıkarılması hedefi, bazı değişiklikleri zorunlu kılmaktadır. Güçlü trafik güvenliği yönetiminin yanı sıra, herkesin trafik güvenliği hedefine bağlılığı ve adeta bir seferberliğin ilan edilmesi bu süreçte çok önemlidir.
Vizyon sıfır anlayışının hayata geçirilmesi, güvenliğin tüm trafik yatırımlarında ve karar alma süreçlerinde birinci öncelik olarak kabul edilerek, trafik kazalarında sorumluluğun tek başına insan hatalarına yüklenilmesi yerine sistem değişikliğine odaklanılmasını ve açıkça tanımlanmış hedefler ile bu hedeflere ulaşılması için alınması gereken tedbirlerin uygulanmasını gerekli kılmaktadır.
Araç içindekilerin emniyet kemerini kullanmadığı bir araç, çarpışma durumunda hangi güvenlik donanımlarına sahip olursa olsun yeterince güvenli değildir. Altyapısı ne kadar sağlam ve güvenli olursa olsun, sürücülerin aşırı hız yaptığı ve dikkatsiz sürücülerin araç kullandığı bir karayolu da yeterince güvenli değildir.
Bu nedenle, karayolu trafik güvenliğinin sağlanması, sistemi oluşturan tek bir unsurun iyileştirilmesi veya sadece bir parçanın denetim altında bulundurulması ile mümkün değildir. Karayolu sistemini oluşturan tüm parçaların ve unsurların birlikte ve insanın korunması ana amacı etrafında; doğru seyir hızında araç kullanılması, yol ve araç donanımları ile insanların tam olarak korunması, tüm yol kullanıcılarının sorumluluk bilinci içerisinde hareket etmeleri, hukuk sisteminin ve teknolojinin de trafik güvenliğinin sağlanmasına hizmet etme bilinciyle hareket etmesi durumunda başarıya ulaşılması mümkündür.
Vizyon Sıfır Yaklaşımı Uygulama Örneği
Vizyon Sıfır yaklaşımı 2014 yılında New York şehrinde sivil toplum kuruluşlarının Vizyon Sıfır yaklaşımına çağrı yapan bir rapor hazırlayarak kampanya başlatması üzerine mahalli kurum ve kuruluşları kapsayan çok sektörlü bir eylem planı hazırlanarak Vizyon Sıfır yaklaşımı uygulanmaya başlanmış, uygulamanın devamında trafik kazası sonucu ölümlerde %28 azalma sağlanmış olup yaya ölümlerinde ise bu oran %45 olmuştur.
Bu oranların sağlanmasında, Vizyon Sıfır yaklaşımının ısrarlı ve koordineli uygulamasının ciddi bir payı olup, trafikte güvenliğin ön plana alınmış olması, toplumun bu yaklaşımı benimseyerek sahip çıkması ve verilere dayalı olarak trafik yatırımlarının yönlendirilmiş olmasının büyük önemi vardır.
New York şehri uygulamasında, insan odaklı bir yaklaşım takip edilerek yaya geçitleri yeniden dizayn edilmiş, bisiklet yolları korumalı hale getirilmiş, denetimler ve eğitim faaliyetleri artırılarak yaya ve bisikletli güvenliği öncelikli hedef kabul edilmiştir.
Vizyon Sıfır yaklaşımı çerçevesinde mevzuat düzenlemeleri yapılmış ve şehiriçi hız sınırı 30 mil/saatten (48 km/s) 25 mil/saate (40 km/s) indirilmiştir.
Ayrıca, elektronik sistemlerle hız denetimi şehrin her tarafında yaygın olarak yapılmaya başlanmış ve trafik denetimleri ölüm ve yaralanmaya neden olan trafik kural ihlallerine odaklanmıştır.
Sosyal Medyada Takip Edin