T.C. İÇİŞLERİ BAKANLIĞI
WEB SİTESİ GİZLİLİK VE ÇEREZ POLİTİKASI
Web sitemizi ziyaret edenlerin kişisel verilerini 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu uyarınca işlemekte ve gizliliğini korumaktayız. Bu Web Sitesi Gizlilik ve Çerez Politikası ile ziyaretçilerin kişisel verilerinin işlenmesi, çerez politikası ve internet sitesi gizlilik ilkeleri belirlenmektedir.
Çerezler (cookies), küçük bilgileri saklayan küçük metin dosyalarıdır. Çerezler, ziyaret ettiğiniz internet siteleri tarafından, tarayıcılar aracılığıyla cihazınıza veya ağ sunucusuna depolanır. İnternet sitesi tarayıcınıza yüklendiğinde çerezler cihazınızda saklanır. Çerezler, internet sitesinin düzgün çalışmasını, daha güvenli hale getirilmesini, daha iyi kullanıcı deneyimi sunmasını sağlar. Oturum ve yerel depolama alanları da çerezlerle aynı amaç için kullanılır. İnternet sitemizde çerez bulunmamakta, oturum ve yerel depolama alanları çalışmaktadır.
Web sitemizin ziyaretçiler tarafından en verimli şekilde faydalanılması için çerezler kullanılmaktadır. Çerezler tercih edilmemesi halinde tarayıcı ayarlarından silinebilir ya da engellenebilir. Ancak bu web sitemizin performansını olumsuz etkileyebilir. Ziyaretçi tarayıcıdan çerez ayarlarını değiştirmediği sürece bu sitede çerez kullanımını kabul ettiği varsayılır.
Web sitemizi ziyaret etmeniz dolayısıyla elde edilen kişisel verileriniz aşağıda sıralanan amaçlarla T.C. İçişleri Bakanlığı tarafından Kanun’un 5. ve 6. maddelerine uygun olarak işlenmektedir:
Web sitemizi ziyaret etmeniz dolayısıyla elde edilen kişisel verileriniz, kişisel verilerinizin işlenme amaçları doğrultusunda, iş ortaklarımıza, tedarikçilerimize kanunen yetkili kamu kurumlarına ve özel kişilere Kanun’un 8. ve 9. maddelerinde belirtilen kişisel veri işleme şartları ve amaçları kapsamında aktarılabilmektedir.
Çerezler, ziyaret edilen internet siteleri tarafından tarayıcılar aracılığıyla cihaza veya ağ sunucusuna depolanan küçük metin dosyalarıdır. Web sitemiz ziyaret edildiğinde, kişisel verilerin saklanması için herhangi bir çerez kullanılmamaktadır.
Web sitemiz birinci ve üçüncü taraf çerezleri kullanır. Birinci taraf çerezleri çoğunlukla web sitesinin doğru şekilde çalışması için gereklidir, kişisel verilerinizi tutmazlar. Üçüncü taraf çerezleri, web sitemizin performansını, etkileşimini, güvenliğini, reklamları ve sonucunda daha iyi bir hizmet sunmak için kullanılır. Kullanıcı deneyimi ve web sitemizle gelecekteki etkileşimleri hızlandırmaya yardımcı olur. Bu kapsamda çerezler;
İşlevsel: Bunlar, web sitemizdeki bazı önemli olmayan işlevlere yardımcı olan çerezlerdir. Bu işlevler arasında videolar gibi içerik yerleştirme veya web sitesindeki içerikleri sosyal medya platformlarında paylaşma yer alır.
Oturum Çerezleri (Session Cookies) |
Oturum çerezleri ziyaretçilerimizin web sitemizi ziyaretleri süresince kullanılan, tarayıcı kapatıldıktan sonra silinen geçici çerezlerdir. Amacı ziyaretiniz süresince İnternet Sitesinin düzgün bir biçimde çalışmasının teminini sağlamaktır. |
Web sitemizde çerez kullanılmasının başlıca amaçları aşağıda sıralanmaktadır:
Farklı tarayıcılar web siteleri tarafından kullanılan çerezleri engellemek ve silmek için farklı yöntemler sunar. Çerezleri engellemek / silmek için tarayıcı ayarları değiştirilmelidir. Tanımlama bilgilerinin nasıl yönetileceği ve silineceği hakkında daha fazla bilgi edinmek için www.allaboutcookies.org adresi ziyaret edilebilir. Ziyaretçi, tarayıcı ayarlarını değiştirerek çerezlere ilişkin tercihlerini kişiselleştirme imkânına sahiptir.
Kanunun ilgili kişinin haklarını düzenleyen 11 inci maddesi kapsamındaki talepleri, Politika’da düzenlendiği şekilde, ayrıntısını Bakanlığımıza ileterek yapabilir. Talebin niteliğine göre en kısa sürede ve en geç otuz gün içinde başvuruları ücretsiz olarak sonuçlandırılır; ancak işlemin ayrıca bir maliyet gerektirmesi halinde Kişisel Verileri Koruma Kurulu tarafından belirlenecek tarifeye göre ücret talep edilebilir.
Trafik kazasına bağlı yaralanmalarda sağlık hizmetlerinin maliyetleri bazı düşük ve orta gelirli ülkelerde GSYİH’nın %5’ine denk gelen bir miktarda ekonomik hacme sahiptir. Trafik kazası mağdurlarına dikkat çekilmesi amacıyla 2005 BM Genel Kurul toplantısında alınan karar ile her yıl Kasım ayının 3. Pazar günü “Dünya Trafik Kazası Mağdurları Günü” olarak kabul edilmiştir.
Kazanın meydana geldiği saat ile hastaneye intikal arasında geçen sürede yapılan her türlü acil ve ilk yardım ile kurtarma amaçlı müdahaleler bu kapsamda değerlendirilmektedir. Vatandaşlar tarafından yapılan insani yardım ve müdahaleler, polis, itfaiye, AFAD personeli ile medikal ilk yardım personelinin yaptığı müdahaleler olmak üzere kaynak ve yöntemi itibariyla çeşitlere ayrılmaktadır.
Dünya Sağlık Örgütü tarafından düşük ve orta gelirli ülkede yapılan bir araştırma sonucuna göre, trafik kazalarında yaralılara verilen uygun ve yeterli acil sağlık hizmeti, trafik kazası ölümlerini %25 oranında azaltabilmektedir. Yine uluslararası kuruluşlar tarafından yapılan araştırmalara göre, dünyadaki tüm ülkelerin yaklaşık %40’ında trafik kazalarında ciddi derecede yaralanan mağdurların yarısından az bir kısmı ambulans ile hastaneye nakledilmekte, ülkelerin dörtte birinde ise trafik kazalarında ciddi olarak yaralanan insanların ancak %10 veya daha az bir kesimi ambulansla hastaneye intikal ettirilmektedir. Geriye kalan insanların hangi koşullarda intikalinin sağlandığı ve hangi ilk yardımı aldıkları konusunda ise net bir bilgi mevcut değildir.
Trafik kazası sonrasında yapılması gereken çalışmalar konusunda “Trafik Kazası Mağdurları Avrupa Federasyonu” tarafından yayınlanan bir çalışmaya göre, trafik kazalarından sonra;
•Kaza araştırması,
•Adli soruşturma,
•Hukuki tazminat,
•Mağdur hakları
konularında hukuki çalışma yapılması, bu dört unsurdan birinin eksik kalması halinde kaza sonrasında adaletin sağlanmasının mümkün olamayacağı belirtilmektedir.
Güvenli sistem yaklaşımı çerçevesinde ele alındığında, kaza yerinden hastaneye intikale kadar geçen sürede yapılacak doğru müdahaleler ile birçok insanın ölümünün engellenebileceği öngörülmektedir.
Ayrıca ilk yardım müdahalesi, tedavi edici sağlık hizmetlerinin ilk basamağını oluşturması itibariyla de hayati öneme haizdir. Kaza sonrası sağlık hizmetleri;
•Yaralının veya çevredeki diğer kişilerin yaptıkları yardım ve müdahaleler,
•Kaza haberinin medikal acil müdahale sistemine intikali,
•İlkyardım sağlık personeli tarafından olay yerinde ve ambulansta verilen sağlık hizmeti,
•Hastane acil servisinde verilen sağlık hizmeti,
•Hastane polikliniklerinde verilen tedavi edici sağlık hizmetleri,
•Psikolojik rehabilitasyon hizmeti olarak basamaklar halinde incelenmektedir.
Dünya Sağlık Örgütü tarafından belirlenen olayın meydana gelmesinden hastane tedavi süreçleri dahil travma tedavi zincirine ait iş adımları aşağıda sunulmuştur;
Şekil: Travma Tedavi Zinciri
Trafik kazalarının topluma etkileri arasında ise;yaralananlar için yapılan sosyal güvenlik harcamaları, acil bakım ve travma tedavisinin yanı sıra sürece yayılan rehabilitasyon ve psikolojik destek süreci, tedavi süresince kullanılan ve bir çoğu yurtdışından ithal edilen ilaç, protez, ameliyat malzemelerinin ciddi meblağlara ulaşması, doktor ve diğer sağlık personeli başına düşen hasta sayısındaki artışın verimliliği etkilemesi ile trafik kazalarının sağlık alanında ekstra maliyet yaratması gibi etkiler bulunmaktadır.
Devletin temel görevi, toplumun can ve mal güvenliğini sağlamaktır. Bu amaçla devletler acil yardım hizmetleri sunmakta veya sunulmasını sağlamaktadır. Bu acil yardım sistemi genel olarak 3 grup aracılığıyla verilmektedir; polis, itfaiye ve ambulanstır. Her ülke bu sistemleri farklı yapılarda ve yönetim kademelerinde yapılandırmaktadır. Ancak ortak hedef, hızlı harekete geçebilmeleri ve ülkenin tamamına ulaştırılabilmeleridir.
Dünya Sağlık Örgütü tarafından yayınlanan raporlarda, trafik kazalarından kaynaklı ölümlerin çoğunluğunun, yaralı hastaneye ulaşamadan önce meydana geldiği belirtilmektedir. Trafik kazası sonucu yaralanan kişilere hastane öncesi uygulanan ilk ve acil müdahale, yaralının hastaneye ulaşana kadarki bakımı ve uygun bir sağlık tesisi veya travma merkezine zamanında ulaşımının sağlanması yaralının hayatta kalması veya sakat kalıp kalmayacağının belirlenmesi bakımından önem taşımaktadır.
Trafik kazasına müdahale süreçleri:
Kaza sonrası kazaya ilişkin tüm bilgilerin uygun bir iletişim vasıtasıyla alınması, olay yerinde ilk yardım ekipleri gelene kadar durumu uygun olan diğer kazazedeler veya kazayı gören diğer insanlar tarafından doğru yöntemlerle ilk müdahalenin yapılması, acil müdahale ekiplerinin kaza yerine en hızlı ve uygun şekilde intikallerinin sağlanması, bu ekiplerin personel, araç ve gereç bakımından yeterli olarak kaza yerine ulaşmalarının sağlanması, kaza yerindeki şartların değerlendirilerek araçta sıkışan, kaza neticesinde başka fiziki yapıların altında kalan veya bu yapılara sıkışan yaralıların kurtarılması ve eş zamanlı acil tıbbi müdahalenin yapılması, kurtarılan yaralıların tıbbi destek ve müdahale altında en yakın ve yeterli imkanları bulunan sağlık kuruluşuna sevkinin sağlanması, en yakın ve uygun sağlık kuruluşunun acil müdahale bölümünde gerekli müdahalenin yapılması, acil müdahale sonrası durumunda düzelme ve iyileşme yönünde gelişme kaydedilen yaralının travma ünitelerinde bakım ve tedavilerinin devam ettirilmesi, tedavi sonunda iyileşen, sakat kalan veya trafik kazasında yakınını kaybeden insanların rehabilite edilerek toplumun parçası olarak hayatlarına devam etmelerinin sağlanarak sosyal hayata, ekonomiye ve topluma yeniden katılımlarının sağlanması adımlarından oluşmaktadır.
Trafik kazalarına müdahale zinciri:
Trafik kazalarında can kaybı önlenebilir bir durum olup, ölümlerin büyük bir kısmının kaza yeri ile hastane arasındaki süreçte meydana geldiği bilim çevrelerince kabul edilen bir gerçektir.
Kazazedelere yapılması gereken sağlık müdahalelerinin şu zincirlerden oluştuğu değerlendirilmektedir;
Kaza mahallinde kazazedelerin kendi kendilerine veya üçüncü kişiler tarafından sağlanan ilk müdahale,
Kaza bilgisinin ilk ve acil yardım bilgi sistemine intikali,
İlk yardım görevlileri tarafından yaralılara yapılan tıbbi müdahaleler,
Ambulansta yapılan tıbbi müdahale,
Hastanede travma tedavisi,
Rehabilitasyon amaçlı psikolojik destek.
Trafik kazası ve yaralı takip sisteminin kurulması:
Trafik kazalarının analiz edilmesi ve yaralılarının takibine ilişkin sistemlerin kurulmasının birçok faydası bulunmaktadır.
Bu nedenle sistemin şu hususları karşılamasının uygun olacağı değerlendirilmektedir;
Tüm paydaşların uygulamanın her aşamasına dahil olmalarının sağlanması,
İhtiyaçların tespit edilmesi, hangi bilgilerin sisteme kaydedileceğinin belirlenmesi,
•Bilgi toplanması esnasında, ilgili paydaşın kendisine ait olan adımla ilgili bilgileri doğru olarak giriş yapmasının ve mükerrer bilgi girişi zaman kaybına neden olacağından, her paydaşın kendi alanına ilişkin kayıtları sisteme girmesinin sağlanması,
•Kurumlar arası profesyonel bir yazılım üzerinden veri işleme sisteminin kurulması,
•Analiz edilen veriler üzerinden hazırlanan raporların ilgili paydaşlara yılda dört defa olmak üzere periyodik olarak dağıtımının yapılması,
•Sistem hakkında personelin eğitilmesi ve veri girişi, analiz ve raporlama konularında sorun yaşamadan çalışmalarının sağlanması,
•Sistemin işletilmesi, takibinin yapılması ve değerlendirilmesi,
Trafik kazası tek başına bir etkenin sonucu olarak meydana gelmemekte, birçok faktörün etkileşimi sonucu ortaya çıkmaktadır. Bu nedenle doğrudan ve dolaylı etkenlerin araştırılması gereklidir. Halk sağlığı yaklaşımı hem trafik kazalarının analizinde hem de çözümünde anahtar rol oynamaktadır.
Trafik kazalarına ve sonuçlarına etki eden ana risk faktörleri dört grupta ele alınabilmektedir;
•Demografik ve ekonomik faktörler, motorizasyon seviyesi ve arazi planlamaları gibi trafik kazasına maruz kalma riskini belirleyen faktörler,
•Aşırı ve uygun olmayan hız, alkollü araç kullanma, güvenli olmayan yol yapısı, etkin olmayan kanunlar ve denetimler gibi trafik kazasına karışmaya etki eden faktörler,
•Emniyet kemerinin, çocuk koruma tertibatlarının veya koruyucu başlığın takılmaması, aracın içindekileri kaza sırasında koruması gereken araç içi koruyucuların yetersiz olması, yayalara çarpma durumunda yayaların zarar görmesini önleyici araç dış aksamı ve alkolün bulunması gibi kaza ve yaralanmanın şiddetini artıran faktörler,
•Kaza hakkında geç bilgi alınması, cankurtaran müdahalelerinin geç sunulması ve psikolojik destek gibi kaza sonrası yaralıların tedavisine etki eden faktörler, olarak gruplanmaktadır.
Trafik kazalarının ölümcül sonuçlarının azaltılması için yapılması gerekenler arasında acil ve ilk yardım hizmetlerinin güçlendirilmesinin önemi büyüktür. İlk ve acil müdahale sisteminin travma tıbbi bakım ve tedavi ile rehabilitasyon aşamalarıyla desteklenmesi gerekmektedir. Kazanın meydana geldiği yerde yapılan hastane öncesi müdahaleler, yaralının hayatta kalmasında belirleyici olabilmektedir. Ambulans can kurtaran hizmetlerinin yeterli eğitime sahip uygun sayıda personel, araç, gereç, malzeme ve tıbbi ekipman ile sağlanması durumunda birçok yaralının hafif zararla trafik kazalarını atlatması mümkün olmaktadır.
Çocuklarda İleri Yaşam Desteği (ÇİLYAD) eğitimleri verilmekte olup ayrıca ambulanslarda çocuklar için gerekli olabilecek malzeme ve ekipman mevcut bulundurulmaktadır. Bu malzemeler arasında havayolu tüpleri, servikal bağlar, kan basıncı ölçme ekipmanı ve benzerleri başta gelmektedir. Ayrıca, ambulanslarda görevlendirilen personele acil durumlarda çocuklara nasıl müdahale edilmesi gerektiği konusunda eğitimler verilmektedir.
Acil servise ulaşımın uzak olduğu alanlarda yaşayan vatandaşlara acil tıbbi müdahalenin esasları hakkında bilgi ve eğitim verilmesinin hayat kurtarmada etkili olduğuna ilişkin ülke örnekleri de mevcuttur. Bu eğitimler Kızılay gibi gönüllü kuruluşların desteği ile verilebilmektedir.
Trafik yoğunluğu yüksek olan yol kesimlerine yakın yerleşimlerde kapasitesi yüksek acil servislerin bulunmasının trafik kazalarında can kurtarmak açısından etkili olduğu değerlendirilmektedir.
Ambulans araçlarının ekipmanlara uygun olması, yaralının yatırılarak taşınmasına ve varsa yaralının bir yakınının da yaralı ile taşınmasına imkan verir nitelikte olması önem taşımaktadır. Ambulansların olay yerine hızlı intikali, yaralıyı olay yerinden alarak en yakın acil bakım ünitesine mümkün olan en kısa sürede intikal ettirmesi, yaralıların hayatının korunması için önem taşımaktadır. Ancak burada “Hızlı Hareket Etme Sorunu” ortaya çıkmakta ve ambulans çalışanlarının hayatını riske atmaktadır.
Ambulans sürücüleri kaza ihbarı alındığında olabildiğince hızlı araç kullanmak zorunda kalmaktadır. Ekip, her durumda hız sınırlamalarına, kırmızı ışık gibi kurallara uyulması, geçiş üstünlüğünü ancak diğer araçların yol vermesi halinde riske etmeden kullanabileceğini hiçbir zaman unutmamalıdır.
Bu nedenle; ambulansların güven içinde hareket etmelerine elverişli bir trafik kültürünün oluşturulması, ambulansların hareketine uygun şerit genişliklerinin yapılması, ambulans araçlarının yeterli güvenlik önlemleriyle donanmış olması, ambulansların geçişini kolaylaştıracak düzenlemelerin yapılmış olması önem taşımaktadır.
Bir kişiyi veya malı tehlikeden uzaklaştırma işlemine “Kurtarma” adı verilmektedir. Kazazedenin sağlık durumunu muhafaza ederek, ileri tıbbi destek sağlamak sureti ile iyileştirme sağlanarak sağlık merkezine ambulansla ulaştırılması işlemlerinin tamamına ise “Gelişmiş Kurtarma” denilmekte olup, kaza sonrasında araç aksamları arasına ya da yol çevresinde bulunan diğer fiziki yapıların arasına sıkışan kazazedelerin kurtarılması, aracın kaza neticesinde farklı pozisyonlarda kalması sonucu aracın altında kalan kazazedelerin zarar görmeden kurtarılması hayati önem taşımaktadır.
21.10.2006 tarih ve 26326 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Belediye İtfaiye Yönetmeliği’nin 6’ncı maddesine göre yangınların yanı sıra “her türlü kaza” çökme, patlama, mahsur kalma ve benzeri durumlarda teknik kurtarma gerektiren olaylara müdahale etmek ve ilk yardım hizmetlerini yürütmek; arazide, su üstü ve su altında her türlü arama ve kurtarma çalışmalarını yapmak görevi itfaiye teşkilatlarına verilmiştir.
Bu nedenle ambulans ile birlikte trafik kazalarına müdahale etmeye uygun araç ve ekipmana sahip itfaiye ekiplerinin bulunmasının ve en uygun şartlarda trafik kazalarına müdahale etmelerinin sağlanmasının trafik kazalarında yaralıların kurtarılmasında hayati önemi bulunmaktadır. Yönetmeliğin 42’nci maddesiyle asgari araç sayısı, ilgili TSE veya EN standartlarına uygun olarak belirlenmiş olup, nüfusu 10.000’den fazla olan yerlerde en az 1 adet acil kurtarma aracının bulundurulması şartı getirilmiştir. Söz konusu kurtarma araçlarının kazaların yoğunlukla meydana geldiği karayolu kesimlerine yakın ve harekete hazır olarak bulundurulmasının trafik kazalarına acil müdahalede hayati önemi mevcuttur.
İtfaiye ekiplerinin trafik kazalarına müdahale amacıyla merkezden ayrıldığı andan itibaren tüm çalışmaları sistematik olarak yedi ana başlık altında toplanabilmektedir;
Bilgi edinme (İhbar, Bilgilendirme, Bilgi toplama),
Güvenlik çalışmaları,
Kazanın oluş şekline yönelik olarak yapılan değerlendirme,
Sıkışmaların değerlendirilmesi,
Araçtan çıkarma seçeneğinin belirlenmesi,
Araçtan çıkarma,
İlk yardım ve Triaj,
Bu aşamaların tamamında iyi organize edilmiş, yeterli eğitimi almış ve ekipmana sahip personelin trafik kazalarına müdahale etmesi can kurtarmada çok önemlidir. Bu nedenle, tüm itfaiye teşkilatlarının trafik kazalarında aynı standartta ve iyi eğitim almış personel ile müdahale etmesinin trafik kazası sonrası can kayıplarının azaltılması bakımından büyük önemi bulunmaktadır.
Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı, afetlerin önlenmesi ve zararlarının azaltılması, afetlere müdahale edilmesi ve afet sonrasındaki iyileştirme çalışmalarının süratle tamamlanması amacıyla gereken faaliyetlerin planlanması, yönlendirilmesi, desteklenmesi, koordine edilmesi ve etkin uygulanması için ülkenin tüm kurum ve kuruluşları arasında işbirliğini sağlayan, çok yönlü, çok aktörlü, bu alanda kaynakların rasyonel kullanılmasını gözeten, faaliyetlerinde disiplinler arası çalışmayı esas alan iş odaklı, esnek ve dinamik yapıda teşkil edilmiş bir kurumdur.
Bu çerçevede; ülkemizde yeni bir afet yönetim modeli uygulamaya konulmuş olup, getirilen bu model ile öncelik “Kriz Yönetimi”nden “Risk Yönetimi”ne verilmiştir. Günümüzde “Bütünleşik Afet Yönetimi Sistemi” olarak adlandırılan bu model, afet ve acil durumların sebep olduğu zararların önlenmesi için tehlike ve risklerin önceden tespitini, afet olmadan önce meydana gelebilecek zararları önleyecek veya en aza indirecek önlemlerin alınmasını, etkin müdahale ve koordinasyonun sağlanmasını ve afet sonrasında iyileştirme çalışmalarının bir bütünlük içerisinde yürütülmesini öngörmektedir.
AFAD Başkanlığı, illerde doğrudan Valiye bağlı İl Afet ve Acil Durum Müdürlükleri ve 11 ilde bulunan Afet ve Acil Durum Arama ve Kurtarma Birlik Müdürlükleri vasıtasıyla çalışmalarını yürütmektedir.
Afet ve Acil Durum Başkanlığı’nca yapılan sınıflandırmaya göre taşımacılık kazaları, insan kaynaklı afetler arasında ve ulaşım kazaları da teknolojik afetler arasında sayılmakta olup,trafik kazaları hakkında eşgüdüm içerisinde çalışmalar yapılması büyük önem taşımaktadır.
11.05.2000 tarih ve 24046 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Acil Sağlık Hizmetleri Yönetmeliği’nin 4’üncü maddesine göre; Acil Servis “Sağlık hizmeti sunan kamu kurum ve kuruluşları ile özel hukuk tüzel kişileri ve gerçek kişiler tarafından kurulmuş yataklı tedavi kuruluşları bünyesinde yer alan acil servisleri”, Acil Sağlık Hizmetleri ise “Acil hastalık ve yaralanma hallerinde, konusunda özel eğitim almış ekipler tarafından, tıbbi araç ve gereç desteği ile olay yerinde, nakil sırasında, sağlık kurum ve kuruluşlarında sunulan tüm sağlık hizmetlerini” ifade etmektedir.
Trafik kazası sonucu yaralanan kazazedelerin tedavilerinin sağlanması amacıyla yeterli donanıma ve yeterli personele sahip acil bakım ünitelerine intikallerinin sağlanması önem taşımaktadır. Yaralının durumunun kaza yerinde tespitinin acil olarak yapılması, ambulansta etkili müdahalelerde bulunularak durumunun gidilecek acil servise bildirilerek burada gerekli hazırlıkların yapılması trafik kazası mağdurunun hayatta tutulabilmesi için önceliklidir. Trafik kazalarında genel olarak yaralılar “Politravma” olarak adlandırılan durumda bulunmakta olup, yaralıların bu tür yaralanmalar konusunda uzmanlaşan tam kapasiteli acil müdahale merkezlerinde acil müdahalelerinin yapılması durumunda daha iyi sonuçlar elde edilmektedir.
Hastaneler ile diğer sağlık kurum ve kuruluşlarında acil tıbbi tedaviye ihtiyacı olanlara sunulan hizmetlerin bütünü “Acil Tedavi” olarak tanımlanmakta olup, ikinci ve üçüncü basamak resmi ve özel sağlık kurum ve kuruluşları bünyesinde acil sağlık hizmeti verilen birimler de hastane acil servisleri olarak adlandırılmaktadır. Bu servis ve birimler kendilerine doğrudan başvuran veya il ambulans servisi başhekimliğine bağlı ekipler tarafından getirilen acil hasta ve yaralılara acil tıbbi müdahale yapmak, verilen hizmet ile ilgili kayıt tutmak ve gerektiğinde doğrudan veya bağlı oldukları kurum ve kuruluşları aracılığı ile merkeze geri bildirim yapmak zorundadır.
Travmatoloji, yaralar, kırıklar, yanıklar, ezikler, çıkıklar gibi travmatik lezyonlarla ilgilenen tıp dalı olup, hasarlı ve yaralanmalı hareket sistemi elemanlarının (kemik, eklemler) eski işlevlerine kavuşmasını ve yaralının hayatını kurtarmayı amaçlamaktadır. Öte yandan travmatoloji; üst ekstremite kırıkları, alt ekstremite kırıkları, psödoartroz ve mallar, travmatoloji radyolojisi, cerrahi tedavi gerektiren kırıklar, vertebra kırıkları, pelvis kırıkları, asetabulum kırıkları, çocuk kırıkları, çıkıklar gibi konuları kapsamaktadır.
Bilimsel çalışmalarda, kafa travması kaynaklı yaralanma nedeniyle acil servislere intikal eden olguların ortalama yarısının trafik kazası kaynaklı olduğu, hastaneye kafa travmasıyla yatırılan hastaların da en sık başvuru sebebinin trafik kazası olduğu ifade edilmektedir.
Travma birimleri, kaza geçiren ya da yaralanmalara maruz kalan çocuk ve erişkin hastaların tedavi ve müdahalelerinin yapıldığı birimler olup, ambulans ve ayaktan gelen hastaların sarı alanda doktor kontrolünden geçerek küçük ve büyük çaplı cerrahi girişimlerin ve alçı atel uygulamalarının yapılmasına olanak sağlayan bölümlerdir.
Travma ünitelerinde majör travma, hayata döndürme, dekontaminasyon ve alçı odası gibi bölümlerin olduğu, gelişmiş tıbbi cihazlarla donatılmış, hastaya küçük çaplı cerrahi girişimlerin uygulanmasına olanak sağlayacak yapıda oksijen, vakum, aspirasyon gibi tüm gereksinimleri karşılayacak şekilde hazırlanmaktadırlar. Travma ünitelerinde, travmada profesyonelleşmiş sağlık personeli görev yapmaktadır.
(TRK) Travma ve Resüsitasyon Kurs Kitabı’na göre olay sonrası safha için şu iki alanda tedbir alınmasının uygun olacağı değerlendirilmektedir;
Oluşan hasar ve yaralanma ile mücadele edilmesi (ulusal acil yardım hizmetlerinin ve hastane öncesi travma bakımının geliştirilmesi, felaketlere müdahale yeteneği olan birimlerin kurulması vb.)
Oluşan hasarın tedavisi (travma merkezleri, rehabilitasyon kurumları vb.)Travmadan korunma konusunda pay sahibi olan sektörler ile bu alanda geliştirilmesi gereken politika aşağıdaki şekilde gösterilmiştir.
Şekil: Travmadan Korunmaya Yönelik Politikaların Geliştirilmesinde Önem Taşıyan Faktörler
Kaza ve diğer nedenlere bağlı olarak acil servislere müracaat eden hastalara müdahale edilebilmesi amacıyla Acil ve Travmatoloji Servislerinin sayılarının artırılması, trafik kazalarının yoğun olarak meydana geldiği yerlerde mümkün olması halinde Acil ve Travmatoloji Hastanelerinin artırılmasının, trafik kazası ölümlerini azaltacağı değerlendirilmektedir.
Trafik kazalarının, Dünya genelindeki ölüm sebepleri arasında sekizinci sırada olduğu, 15-29 yaşları arasındaki genç nüfus ölüm nedenlerinde ise birinci sırada olduğu gerçeğinden hareketle, birey ve toplum üzerinde çok ciddi etkilerinin olduğu muhakkaktır.
Bu bağlamda trafik kazalarının birey ve topluma etkileri incelendiğinde; yaralanmalara, ölümlere, ülke ekonomisini ve refahını önemli derecede etkileyen sosyo-ekonomik kayıplara, kaza mağdurları ve onların yakınlarının yaşamlarında psikolojik ve fizyolojik olmak üzere pek çok rahatsızlıklara neden olduğu anlaşılmaktadır.
Trafik kazalarının bireye verdiği zararlar arasında; bireyin maruz kaldığı organ hasarları (kafa travmaları sonucunda kırıklar ve travmatik beyin hasarı-tbh, boyun zedelenmeleri-whiplash, omurga ve göğüs kafesi hasarlanmaları), bireyin maruz kaldığı psikolojik hasarlar (Travma Sonrası Stres Bozukluğu-TSSB) ve bireyin sosyo-ekonomik kayıpları başta gelmektedir.
Travmatik olaylar arasında sayılan trafik kazalarının pek çok fiziksel, psikolojik ve sosyal etkinin oluşmasına neden olduğu söylenebilmektedir. Özellikle ölüm ve ciddi yaralanma ile sonuçlanan kazalarda, aracı kullanan bireyde suçluluk, seyahat kaygısı, kendine ve dünya görüşüne yönelik felsefede olumsuz değişimler görülmekte ve bunlar bireyin sosyal ilişkilerinden, meslek ve eğitim hayatından kopmasına neden olabilmektedir.
Travmatik olaylardan biri olarak ifade edilen trafik kazası sonrasında yaralanmalara bağlı olarak fiziksel ve ruhsal yeti yitimleri görülebilmektedir. Yaralanmalardan hayatta kalanların çoğu kendi hareketliliğini ve işlevini sınırlayan fiziksel engelli hale gelirler. Bu sonuçlardan çoğunun önlenebilmesi ve erken, çok disiplinli rehabilitasyon hizmetleri ile en aza indirilebilmesi mümkündür.
Dünya Sağlık Örgütü ve ilgili diğer kurumların tavsiyeleri çerçevesinde trafik kazası sonrasında ilk ve acil müdahalenin yapılması, olay yerinde, hastaneye intikal esnasında, hastane acil servisinde veya travma ünitelerinde yapılan müdahaleler ile poliklinik müdahaleleri, tedavi esnasında ve sonrasında sunulması gereken rehabilitasyon hizmetleri konusunda çeşitli tavsiyelerde bulunulmaktadır.
KAZA SONRASI MÜDAHALE, BAKIM VE REHABİLİTASYON
STRATEJİK AMAÇ: Trafik Kazası Sonrası Müdahale, Bakım ve Rehabilitasyon Yöntemlerinin Güçlendirilerek Trafik Kazaları Sonucu Can Kayıplarının Önlenmesine Katkı Sunulması
KILAVUZ STRATEJİLER VE ÖNERİLER
1.Trafik kazası ihbarlarının alınması, değerlendirilmesi ve ilk müdahale birimlerine iletilmesi konusunda iyi ve hızlı işleyen iletişim sistemlerinin kurulması,
2.Trafik kaza ihbarının alınmasından ilgili paydaşların kaza yerine sevki, eşgüdüm ve koordinasyon içerisinde çalışmaları, etkin müdahalede bulunabilmeleri, kaza mahallinden yaralıların salimen sağlık kuruluşuna nakillerinin sağlanabilmesi, kaza sonrası karayolunun trafiğe uygun şartlarda ve mümkün olan en kısa sürede açılmasının sağlanması amacıyla etkili koordinasyon mekanizmalarının geliştirilmesi,
3.Trafik kazası sonrasında yaralılara ilk ve acil müdahalenin temel gerekleri arasında olan; acil ve kaza bilgisinin doğru iletilmesi ve birimler arasında koordine kurularak olay yerine ve hastaneye intikal esnasında gerekli acil müdahalenin yapılması ve yaralının hayatta tutulması,
4.Trafik kazalarında meydana gelen ölüm ve yaralanma vakalarının şiddet derecesinin analiz edilerek ilk ve acil müdahale altyapısının bu çerçevede değerlendirilmesi,
5.İnsan kaynakları, fiziki imkân ve kabiliyetler ile organizasyon yapısı sağlık kuruluşlarının temel bileşenleri olduğundan, bu alanların tamamında gerekli desteğin artırılması,
6.Acil çağrı sistemi olarak adlandırılan 112’nin tüm illerde yaygınlaştırılması,
7.Trafik kazalarının yoğun olarak meydana geldiği ana güzergâh kesimleri başta olmak üzere; şehirdışı alanlarda meydana gelen trafik kazalarına acil ve nitelikli olarak müdahale edilebilmesi amacıyla acil müdahale birimlerinin uygun yerlerde konuşlandırılması,
8.Şehir hastaneleri örneğinde olduğu gibi sağlık kuruluşlarının ilk ve acil sağlık müdahalesi yapılmasına uygun alanlarda konuşlandırılmasına devam edilmesi,
9.Reaksiyon sürelerini izlemek için sistemler geliştirilmesi ve uygulanması,
10.Çağrı alma ile ambulansın olay yerine yönlendirilmesi arasındaki sürenin 30 saniye veya daha kısa bir dilime indirilmesi için gerekli düzenlemelerin yapılması ve uygulanması,
11.İlk ve acil yardım eğitimlerinin, trafik kazasına müdahale ve kaliteli bir ihbar bildiriminin nasıl yapılacağını da içerecek şekilde verilmesi,
12.Trafik kazalarına ilk ve acil müdahalenin önemi hakkında tüm sağlık çalışanlarının eğitimden geçirilmesi,
13.İlk yardım ekiplerinin travma bakımı konusunda eğitilmesi ve kaza yerinde sağlanan travma bakımının kalitesinin artırılması için program geliştirilmesi,
14.Trafik kazalarında ilk ve acil müdahale bilincinin tüm vatandaşlarda oluşturulması,
15.Trafik kazalarında ilk ve acil müdahalenin önemi ve hayat kurtarmadaki önceliği konusunda tüm kurum ve kuruluşlar ile özel sektör teşebbüslerinin her seviyede bilgilendirilmesi ve bilinçlendirilmesi,
16.Tüm arama kurtarma ve acil cankurtaran ekiplerinin trafik kazalarına müdahale yöntemleri konusunda standart eğitim almalarının, uygun araç, gereç ve malzeme ile donatılmalarının, belirli zamanlarda gerçek senaryolara göre ortak ve eşgüdümlü tatbikatlar yapmalarının sağlanması,
17.Karayolu üzerindeki; inşaat, yapım, bakım ve onarım çalışmaları yapan karayolu işçileri, ticari olarak yük ve yolcu taşımacılığı yapan ve devamlı olarak güzergahı kullanan otobüs, kamyon ve çekici, servis aracı, taksi, kargo araçlarının sürücüleri ile posta dağıtıcıları gibi devamlı olarak sahada olan meslek grupları ile AFAD, itfaiye, polis gibi görevleri gereği olay yerine ilk gitmesi gereken kamu personeline ilk ve acil yardım eğitimlerinin verilmesi,
18.Yerleşim yeri dışında meydana gelen trafik kazalarında dikkat edilmesi gereken hususlar ile ortaya çıkan ilave riskler konusunda; sürücü kurslarında sürücü adaylarına bilgi verilmesi, bu bilgilerin de hayat boyu öğrenme metodolojisi içerisinde bilgilendirme kampanyalarıyla sürücülere verilmesine devam edilmesi,
19.Kazaya karışmış araçlara veya bozulan araçlara yardım konusunda sürücü adaylarına ve sürücülere eğitimlerin verilmesi,
20.Yaralıların tedavi süreçlerinin yönetimi ve yaralanmaların iyileştirilmesi aşamasındaki etkinliğin değerlendirilmesi, travma sonrası bakım ve rehabilitasyon hizmetlerinin tedavi sonrası sağlık hizmetlerinin ayrılmaz bir parçası kabul edilerek buna yönelik etkili bir plan hazırlanması,
21.Trafik kazası sonrası uzuv kaybı yaşayan bireylerle yapılan grup odaklı sosyal hizmet uygulamalarının artırılması, müdahale planlarına sosyal işlevsellik, istihdam, girişimcilik ve günlük aktivitelerin yerine getirilmesini kolaylaştırıcı çalışmaların eklenmesi,
22.Toplumun trafik kazalarından korunması birinci önceliğe sahip olmakla birlikte, trafik kazası sonrasında ortaya çıkan bireysel ve toplumsal olumsuz etkilerin de ortadan kaldırılması amacıyla çalışmaların yapılması.
Sosyal Medyada Takip Edin